GÖZ LENSİNİN MOLEKÜLER MEKANİZMALARININ AYDINLATILMASI
Katarakt dünya çapında körlüğün önde gelen nedenlerinin başında gelmektedir; ancak bu durumun hücresel ve moleküler mekanizmaları hala tam olarak anlaşılmamıştır. Kataraktogenez, çok faktörlü bir süreçtir. Çoğu hastada katarakt gelişimi yaşa bağlı olsa da belirlenen risk ve koruyucu faktörler katarakt ilerlemesinin önlenmesi hakkında bilgi vermektedir.
Mercek; gözün önündeki ışığı, gözün arkasına odaklayan saydam bir organdır ve bu sayede net bir görüntü görülebilir. Yaşla ilgili lens kusurlarından biri olan katarakt, lenste meydana gelen herhangi bir opaklıktır. Günümüzde cerrahi, katarakt için tek tedavidir. Bu yöntemde, gözlerdeki bulanık lens çıkarılarak plastik yapay bir lensle değiştirilir. Bu prosedür ABD’de çok yaygın bir şekilde uygulanmakla birlikte, dünyanın diğer bölgelerinde nitelikli cerrah erişiminin olmaması kataraktların dünyadaki körlüğün önde gelen nedeni olmaya devam etmesine sebep olmaktadır.
Yaşa bağlı gelişen bir diğer hastalık ise lensin şeklini değiştirememesi olarak tanımlanan presbiyopidir. Genç bir insanda lens şeklinin değiştirilmesiyle hem uzak hem de yakın nesnelere odaklanabilme imkânı sağlanır. Bununla birlikte, lensler yaşam boyu büyümeye devam eder. Yeterli büyüklüğe ulaştıkça ve sertleştikçe yakın mesafedeki nesneleri net bir şekilde görebilmeniz için şekil değiştiremez hale gelir.
Göz lensiyle ilgili yapılan araştırmalar lensteki Eph-ephrin çift yönlü sinyalleşmelerini temel almaktadır. Eph, hücre yüzeyinde bulunan reseptörlerdir ve ephrin olarak bilinen bir ligand sınıfına bağlanır. Vücudunuzdaki tüm hücreler farklı Eph reseptörlerinin ve ephrin ligandlarının bir tamamlayıcısını ifade eder ve bu sinyal yolağının önemli bir özelliği de çift yönlü olmasıdır. Genellikle bir hücrede, bir ligand bir yüzey reseptörüne bağlanır ve reseptörü bulunan hücrede bir çeşit sinyal işlemine tabi tutulur. Ancak bu durumda bir Eph reseptörü, komşu bir hücrede bir ephrin ligandına bağlandığında hem reseptöre sahip olan hücre hem de bir ligandlı hücreye sinyal verilir. Böylece, bu çift yönlü sinyalleşme meydana gelir.
Eph-ephrin sinyalizasyonuyla ilgili göz dışında vücudun diğer bölgeleri üzerinde de çalışmalar yapılmış, Eph-efrin sinyalleşmesinin düzensizliği nörolojik hastalıkların yanı sıra kanserle de ilişkilendirilmiştir. Pek çok laboratuvar bu sinyal yolunu bozmaya veya modüle etmeye çalışmak için küçük moleküller geliştirmeyi ve lens sağlığının korunmasında kilit rol oynayan reseptörleri ve ligandları tanımlamayı hedeflemektedir. Katarakt veya presbiyopiyi önlemek ya da geciktirmek ve mercek üzerindeki diğer hastalıklar için hâlihazırda geliştirilen Eph veya ephrin’i hedef alan küçük moleküllerin kullanılması amaçlanmaktadır.
Lens lifi hücreleri altıgen şeklindedir. Hücre içi alanı ve ışık saçılımını en aza indirmek için lense sıkı bir şekilde yerleşmişlerdir.
Işık bu hücrelerden geçerek gözlerinize saçılmak yerine odaklanmayı ve net bir görüntü oluşmasını sağlar. Bu altıgen paketlemenin nasıl gerçekleştiğini veya bu altıgen paketlemeyi hangi sinyallerin sürdürdüğü bilinmiyordu; ancak son zamanlarda yapılan çalışmalar sonucunda bu önemli hücre paketleme işlemi için EphA2’nin gerekli olduğu bulunmuştur. EphA2 lens hücrelerinden silindiğinde, hücreler altıgen şeklini kaybederek beşgenlere ve diğer şekillerdeki yapılara dönüşürler. Bu anormal hücreler yanlış hizalanmış ve yanlış paketlenmiştir. EphA2’nin; lens lifi hücresinin yeniden düzenlenmesindeki, olgunlaşırken ve yaşlandıkça sıkıştırılmasındaki rolünü anlamak için araştırmalar devam etmektedir.
Uzun vadede amaç lensi sağlıklı tutmak için hangi hücresel ve moleküler mekanizmaların bulunduğunu gerçekten anlamaktır. Bazı insanlarda katarakt gelişimi gözlemlenmez. Bu bireylerde hangi koruyucu mekanizmaların mevcut olup olmadığı araştırılmaktadır.
Lens hücrelerinin morfolojisi hakkında çok şey bilinmesine rağmen hücrelerin birbirleri arasında bu çok karmaşık ilişkileri nasıl geliştirdikleri hala tam olarak aydınlatılamamıştır. Lensi incelemek, lens sağlığı ve hastalığına yönelik mekanizmaları açıklamak için yeni yöntem arayışları devam etmektedir. Nihai amaç yaşa bağlı lens hücresi değişimlerinin mekanizmasını keşfetmek ve katarakt veya presbiyopinin önlenmesi, geciktirilmesi veya tedavisi için bir ilaç hedefi bulabilmektir.