BAĞIRSAKLARDAKİ BAKTERİLER ZİHNİ ETKİLİYOR OLABİLİR
Araştırmacılar her geçen gün bağırsaklarımızdaki bakterilerle beynimizdekiler arasında daha fazla bağlantı buluyorlar. Bağırsak bakterileri depresyondan otizme kadar her şeyi etkiliyor gibi görünüyor. Şimdi ise farelerin korkunun üstesinden nasıl geldikleriyle alakalı bir çalışma bağırsak ve zihin arasındaki gizemli bağlantıyı açığa çıkarmaya başladı.
Çin’deki Chongqing Tıp Üniversitesi’nden, çalışmaya katılmamış bir nörobilimci olan Peng Zheng; bu çalışmanın olağanüstü olduğunu söylüyor ve çeşitli zihinsel bozukluklara yeni bakış açıları kazandırabileceğini düşünüyor. Çalışma klasik Pavlov deneyi kullanıyor: Bir müzik sesi çalınırken fareye ayağından şok verildiğinde kemirgen hızla acıyı sesle ilişkilendirmeyi öğrenir ve sesi her duyduğunda geri çekilmeye yeltenir. Ama bu ilişkilendirme fazla uzun sürmez. Ses verilmesine rağmen şokun gelmediği birkaç denemeden sonra fare bağlantıyı unutacaktır ve sesin bir etkisi olmayacaktır. Bu “unutma” insanlar için de önemlidir ve örnek olarak, kronik anksiyete ve travma sonrası stres bozukluğu olanlarda bozulmuş durumdadır.
New York Weill Cornell Tıp’ta bir immünolog ve mikrobiyolog olan David Artis, bağırsak bakterilerinin öğrenme ve unutmada bir rolünün olup olmadığını merak etti. Meslektaşlarıyla, genel olarak “mikrobiyom” olarak bilinen bağırsak bakterilerini tamamen ortadan kaldırmak için farelere antibiyotik tedavisi uyguladılar. Sonra bir müzik sesi çalıp arkasından farelere orta düzeyde şok verdiler ve bunu birkaç kez tekrarladılar.
Tüm hayvanlar hızlı bir şekilde acıyla bu sesi ilişkilendirmeyi öğrendiler ve sesi duydukları anda donup kaldılar. Ekibin Nature’deki raporuna göre antibiyotik tedavisi gören fareler hala tepki verirken; sadece normal mikrobiyoma sahip olan fareler aradaki bağlantıyı unuttu.
Başka bir deney setinde araştırmacılar farelerin parçalanmış beyinlerinde gen aktivitesine ve bireysel olarak beyin hücrelerinin şekillerine baktılar. Mediyal prefrontal korteks olarak bilinen bir beyin bölgesinin tedavi gören ve görmeyen fareler arasındaki farklarda etkili olduğunu keşfettiler. Bölgedeki, uyarıcı olarak isimlendirilen ve öğrenme ve hafızayla ilgili bazı nöronların anahtar rol oynadığı görüldü. Araştırmacıların belirttiğine göre bağırsak mikrobiyomu ortadan kaybolduğunda bu nöronlar düzgünce oluşma ve bu hücrelerden çıkarak öğrenme ile hafızaya yardımcı olmalarını sağlayan ışınları sönümlemede başarısız oldular.
Ek olarak, ekip bağırsak mikropları tarafından üretilen ve beyindeki acıyı unutma bölümünü formda tutmaya yardımcı olabilecek dört kimyasalın oranlarındaki büyük değişimleri de tanımladılar. Mikrobiyomu olmayan fareler bu kimyasallardan çok daha az ürettiler. Bu dört kimyasaldan ikisi şizofreni ve otizm gibi nöropsikiyatrik hastalıklarla ilişkilendirildi. Artis, bunun bu hastalıklarda etkili olabilecek beyin-mikrop bağlantısını ortaya koyabileceğini söyledi.
Zheng, sıradaki adımın bu dört kimyasalın fare beyinlerinde değişimlere yol açtığını kanıtlamak olacağını ekliyor. İrlanda’daki University College Cork’dan bir nörobilimci olan John Cryan, bunun ayrıca hangi mikrobiyal türlerin buna dâhil olduğunu saptamak için belli mikropların ortadan kaldırılmasına yardımcı olabileceğini söyledi.
Stockholm Karolinska Enstitüsü’den Sven Petterson, “Ne olursa olsun, bu makale çalışma alanının gitmesi gerektiği yere öncülük ediyor. Beyin-bağırsak bağlantısına yönelik büyük bir ilgi var ancak bu bağlantının nasıl gerçekleştiğine dair çok az çalışma var. Bu yayın, bilinmezlik ve büyük heyecanla dolu bu alan için çok yardımcı olacak” diye açıklıyor.