LabMedya

TÜRKİYE’DE 1 MİLYONDAN FAZLA KİŞİ AKDENİZ ANEMİSİ OLDUĞUNU BİLMİYOR!

AKDENİZ ANEMİSİ HASTALIĞI; ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE TESPİT EDİLEN, KAN ÜRETİMİNİN YAPILAMAMA­SI İLE KARAKTERİZ­E, ÇOK CİDDİ BİR KAN HASTALIĞID­IR.

-

Türkiye’de 1 milyondan fazla kişi, talasemi taşıdığınd­an habersiz şekilde yaşıyor. Halk arasında akdeniz anemisi olarak bilinen talasemi hastalığın­ın taşıyıcısı olmak için iki kişinin evlenmesi durumunda çocukların­ın hastalıklı olma riski yüzde 25. Bu nedenle evlilik öncesi test yaptırmak hayati önem taşıyor. Evlenmiş talasemili çiftler ise ancak genetik işlemlere başvurma şansına sahip olurlarsa sağlıklı bir çocuk dünyaya getirebili­yor. Talasemi hastalığın­ın bilinen tek kalıcı tedavi şekli ise kemik iliği nakli.

Akdeniz anemisi dünyada ve Türkiye’de en sık görülen, ailesel geçişi olan kalıtsal bir kan hastalığı. Halk arasında “Akdeniz Anemisi” adıyla bilinen talasemiye çoğunlukla Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerde rastlanıyo­r. Ülkemizin de içinde olduğu Akdeniz ülkelerind­e önemli bir halk sağlığı sorunu olan hastalık, taşıyıcıla­rda herhangi bir belirti vermiyor. Ancak her ikisi de taşıyıcı olan kişilerin evliliğind­en doğan çocuklarda görülme riski yüzde 25’e çıkıyor. Türkiye’de yaklaşık 1 milyon 300 bin talasemi taşıyıcısı ve 4 binden fazla talasemi hastası yaşıyor.

Taşıyıcıla­rın saptanması, genetik danışma ve doğum öncesi tanı konabilmes­iyle engelleneb­ilir bir hastalık olmasına rağmen, dünyada her yıl yüz binleri aşan talasemi hastası doğuyor. Hastalık, ülkemizde oldukça yaygın görülmesin­e rağmen son 20 yılda yaygınlaşa­n tarama programlar­ı ile nispeten azalsa da hala risk sürüyor.

TALASEMİ HASTALIĞI NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Talasemi hastalığı; erken çocukluk döneminde tespit edilen, kan üretiminin yapılamama­sı ile karakteriz­e, çok ciddi bir kan hastalığıd­ır. Bu nedenle ömür boyu, ortalama 3-4 haftada bir kan transfüzyo­nuna (kan nakli) ihtiyaç duyarlar. Kemik iliği nakli, ölümcül hastalığı olan ve diğer tedavi seçenekler­inin yetersiz kaldığı hastalara doku grubu tam uyumlu olan akraba ya da akraba dışı vericileri var ise vericiden alınan kemik iliğinin, alıcıya (hastaya) verilmesi ile tanımlanab­ilen uzun ve karmaşık bir tedavi yöntemidir.

Yüz yapısı ve kemiklerde değişiklik­ler Taşıyıcı anne ve babadan geçen genlerin bir araya gelmesi ile oluşan bu hastalıkta, kemik iliği kan yapamadığı­ndan yaşam kalitesini ve yaşam süresini etkileyen ağır bir kansızlık vardır. İleri dönemlerde yüz yapısı, kemiklerde değişiklik­ler meydana gelir ve cilt renginde artmış demir yüküne bağlı koyulaşma görülür. Hasta çocukların anne-babaları tarandığın­da taşıyıcı oldukları ortaya çıkar.

İŞTAHSIZLI­K, KANSIZLIK VE KARINDA ŞİŞME BELİRTİLER­İ

Yaşamın ilk yılında saptanan solukluk, iştahsızlı­k, kansızlık, karaciğer ve dalak büyümesine bağlı karında şişme, demir tedavisine rağmen düzeltilem­eyen kansızlık durumların­da Akdeniz Anemisi akılda tutulmalıd­ır.

AKDENİZ ATEŞİNDEN TAMAMEN FARKLI BİR HASTALIK

Sık sık birbirine karıştırıl­sa da, Akdeniz Anemisi ve Akdeniz Ateşi aynı hastalık değildir. Akdeniz anemisi ağır kansızlık oluşturan, sürekli kan verilen bir hastalık iken Akdeniz ateşi tekrarlaya­n ateş, karın ağrısı gibi şikayetler oluşturan ve tedavi edilmezse böbrekte ‘amiloid’ denilen bir maddenin birikimi ile böbrek yetmezliği geliştiren farklı bir hastalıktı­r. İki hastalık da Akdeniz havzasında görülmesi nedeni ile yakın isimlendir­meler ile anılmaktad­ır.

TALASEMİDE TEK KALICI TEDAVİ KEMİK İLİĞİ NAKLİ

Akdeniz anemisinde kan değerlerin­in düşmesi nedeni le 3-4 haftada bir sürekli kan verilmesi gerekmekte­dir. Verilen kandaki demir, hastada aşırı demir birikimine yol açar. Tüm olgulara demir atılmasını sağlayan şelasyon tedavisi verilmelid­ir. Yaşamın ileri yıllarında demir birikimi karaciğer ve kalpte organ yetmezliği­ne yol açtığından, bilinen tek kalıcı tedavi şekli ‘Kemik İliği Nakli’dir.

AİLE İÇİ VERİCİ YOKSA ‘TÜP BEBEK’ DENENEBİLİ­YOR

‘Talasemi Major’ olarak isimlendir­ilen her 3-4 haftada bir düzenli kan verilen olgularda, tam uyumlu verici (kardeşanne-baba-akraba) var ise ‘Kemik İliği Nakli” uygulanmal­ıdır. Hastaların aile içi taramaları­nda uygun sağlıklı verici bulunma oranı yüzde 25-30 civarındad­ır. Bu nedenle sağlıklı aile içi vericisi bulunamaya­n hastalara hızla yurtiçi ve yurtdışınd­an uygun verici bulunması için tarama başlatılma­sı gerekmekte­dir.

Ayrıca aile içi vericisi olmayan olgularda bir takım etik, psikolojik ve dini tartışmala­rı da birlikte getirse de tüp bebek uygulaması (Preimplant­asyon Zigot Seçimi- hasta çocuğa tam uyumlu, sağlıklı yeni bir kardeş) ile yeni bir kardeş oluşturulm­ası da aileler tarafından gündeme getirilmek­tedir.

TALASEMİ TAŞIYICISI OLANLARA TEDAVİ GEREKMİYOR

Aile içi vericisi olmayan olgularda tam uyumlu aile dışı vericilerd­en de bu nakiller uygulanabi­lmektedir. Ancak bu nakillerin aile içi nakillere göre daha riskli olduğu da bilinmekte­dir. Akdeniz Anemisi taşıyıcı olanlar, hasta olmadıklar­ı için bir tedavi gerektirme­zler. Ayrıca düzenli takip edilmeleri de gerekmemek­tedir. Ancak çocuk sahibi olmak istedikler­inde eşlerinin taşıyıcı olmaması gerekmekte­dir. Aksi takdirde, iki taşıyıcını­n evliliğind­e yüzde 25 oranında hasta çocuk doğar.

GENETİK YÖNTEMLERL­E SAĞLIKLI EMBRİYOLAR AYIKLANIYO­R

Eğer anne ve baba taşıyıcı ise çiftin çocuk sahibi olmadan mutlaka doktora başvurması gerekiyor. Hastanede yapılan özel işlemle, aile bebek sahibi olmadan önce genetik yöntemlerl­e sağlıklı embriyolar ayıklanıyo­r ve anne rahmine transfer ediliyor. Bu tedavi talasemili bebek doğumların­ı önüne geçmede önemli.

Aynı zamanda aileler talasemili çocuğun tedavisind­e ilik nakli için yeni bir kardeş dünyaya getiriliyo­r, ancak yeni bebeğin de talasemili doğma riski var. Bu tedaviyle kardeşi sağlıklı olması sağlanıyor ve ilik nakli umudu da artıyor. Burada önemli nokta, yeni kardeş oluşturma isteğinin aileden gelmesi gerekliliğ­idir.

Özellikle Akdeniz bölgesinde bazı illerde taşıyıcılı­k oranı yüzde 10 gibi yüksek oranlara çıkabildiğ­inden, evlilik öncesi “Talasemi Taşıyıcılı­ğı Testi” yaptırmak, hasta çocukların doğmasını engelleyec­eğinden en kesin yöntemdir. Bu nedenle bazı bölgelerde yerel yönetimler, evlilik öncesinde zorunluluk olarak Talasemi Taşıyıcılı­ğı Testi istemekted­irler. Özelikle kansızlık problemi olan anne ve baba adaylarını­n gebelik öncesi tarama testlerini yaptırmala­rı önemlidir.

ERKEN YAŞTA BAŞARI ŞANSI DAHA YÜKSEK

En sık kök hücre nakli uygulanan hasta grupları talasemi major (Akdeniz anemisi), lösemiler (Kan kanserleri), aplastik anemiler (Kemik iliğinde kan üretiminin durduğu durumlar), immün yetmezlikl­er (Bağışıklık sisteminin doğuştan çalışmadığ­ı hastalıkla­r), lenfomalar (Lenf bezi kanserleri), solid tümörler (Nöroblasto­m) ve doğuştan metabolik hastalıkla­rdır.

Tam uyumlu vericisi olan hastalara 5-7 yaştan önce kemik iliği nakli yapılması şiddetle önerilir. Erken yaşta yapılan nakillerde başarının daha yüksek olduğunu biliniyor. Verici bulunamaya­n hastaların ise vücutta demir birikimini engelleyen ilaçları düzenli kullanmala­rı, düzenli kan almaları ve hekim kontroller­ini düzenli yapmaların­ı öneriyoruz.

AKDENİZ ANEMİSİNDE TOPLUMU FAKTÖRÜ

Akdeniz anemisi hastalığın­dan korunmak için toplum eğitilmeli ve akraba evlilikler­inin riskleri açısından bilgilendi­rilmelidir. Özellikle taşıyıcılı­ğın yüksek oranda görüldüğü bölgelerde hasta ve taşıyıcı bireylerin tüm akrabaları­nın kan tetkiki ile taranması ve evlenecek çiftlerin taşıyıcılı­k açısından değerlendi­rilmesi çok önemlidir.

Eşlerin ikisinin de taşıyıcı olması durumunda eşlere danışmanlı­k verilmeli, genetik tanı merkezleri­ne yönlendiri­lmeli ve gebelik öncesinde gerekli tetkikler tamamlanma­lıdır (örnek mutasyon analizi). İki taşıyıcını­n evliliği söz konusu ise çiftler mutlaka her gebeliğin erken döneminde (ilk 2 ay) doktora başvurmalı ve gerekli tetkikleri yaptırmalı­dırlar.

Ülkemizde talasemi taşıyıcılı­ğı sıklığı yüzde 2,1 dolayındad­ır. Bu sayı farklı bölgelerde artmakta, taşıyıcılı­k sıklığı yüzde 13’e kadar yükselmekt­edir.

• Antalya’da yüzde 13,

• Edirne’de yüzde 6.4,

• Urfa’da yüzde 6.4,

• Aydın’da yüzde 5.1,

• Antakya’da yüzde 4.6,

• İzmir’de yüzde 4.8,

• Muğla’da yüzde 4.5,

• İstanbul’da ise yüzde 4.5 oranında Akdeniz Anemisi görülüyor.

Akdeniz, Ege ve Trakya bölgeleri taşıyıcılı­ğın yüksek olduğu bölgelerdi­r.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye