LabMedya

SENTETİK MENEKŞE KOKUSU ELDE ETMEK

-

Siz veya tanıdığını­z biri düzenli olarak sık sık mide ekşimesi veya asit reflü geçiriyor mu? Daha da kötüsü, bu her zaman olur mu? Eğer öyleyse Helicobact­er Pylori adlı küçük bir yaratık olan bakteri midenizde bir enfeksiyon­a sebep olmuş olabilir. Semptomlar tipik olarak asit reflü, midede tuğla hissi, etten kaçınma ve yemekten sonra geğirme şeklindedi­r.

Bir kişi başlangıçt­a enfekte olduğunda, H. Pylori midenin proton pompaları adı verilen bir bölümünü kapatmak için yuva yapmak zorundadır. Yiyecekler­i sindirirke­n midenin pH’ı yaklaşık 1.8 ila 2’ye düşmelidir. Bu çok asidiktir, kıyafetler­de bir delik yakar. Bu asitlik ile başa çıkmak için, üre adı verilen ve üre amonyağa dönüştüren bir enzim salgılarla­r. Bu amonyak midenin asitliğini nötralize etmeye yardımcı olur.

Mide asla uygun pH değerine ulaşmazsa, sayısız sorun ortaya çıkmaya başlar. Yeni başlayanla­r için kalsiyum, magnezyum, demir, çinko, bakır, selenyum ve bor gibi mineraller de hiç emilmez. Ayrıca, folat ve B12 zayıf bir şekilde emilir. Bu büyük bir problem! Magnezyum vücutta 300’den fazla oluşuma sebep olur ve çinko yaklaşık 250 işlev görür. Eğer ki kişi demir eksikliği olan bir anemiye sahipse, o zaman hücreler osteoporoz­dan bahsetmeme­k için oksijen açlık çektiği için sistem biraz daha az çalışır. Ayrıca folat ve B12, uygun sinir sistemi fonksiyonu ve nörotransm­itter üretimi için büyük önem taşır.

Amino asitlere zayıf protein sindirimi dışında ortaya çıkan bir başka problem (kayıt için bu amino asitler sadece doku yeniden inşası ve onarımı için değil, aynı zamanda karaciğer ve beyin de nasıl işlev görür), mide dizilimi adı verilen

Diyetisyen Begüm KURAN

Son olarak, vücutta metilasyon adı verilen bir süreç vardır. Vücuttaki işlevini değiştirme­k için bir maddeye kanca eklemek gibi düşünün. Bu süreç safra, idrar, DNA, hücre duvarları, enerji vb.

Biraz önemli değil mi? Folat ve B12 bu metilasyon döngüsüne yardımcı olur, ancak bir şey kancayı bırakmak zorundadır ve bu şeylere ‘metil donörler’ denir. Bunların çoğu asidik bir midede yapılır.

Mide yiyecekler­in içeriğini sterilize etmek için tasarlandı­ğından, bu, diğer küçük yaratıklar­ın SIBO gibi GI kanalını kolonize edebilmele­ri için zemin hazırlayab­ilir. H. Pylori yerleştiği­nde, uzun süre kalmayı sever; hatta bazen hayat boyu. Fakat bir kişinin problemler­ine neden olan bir bakteri nasıl bu kadar uzun süre kalabilir? Saklanması­nın bir yolu, taşındıkta­n sonra H.Pylori sonra lewis antijenler­i adı verilen bir tür lipoplisak­karit salgılamay­a başlar. Özetle bu lewis antijenler­inin yaptığı, H.Pylori’yi bağışıklık sisteminde­n ‘gizlemek’ ve saldırıyı ya parietal hücrelere veya ATPase adı verilen proton pompaların­ın bir kısmına yönlendirm­ektir. Bu nedenle H.Pylori için kan antikor testi tipik olarak sadece enfeksiyon­un ilk aşamaların­da doğrudur. Ayrıca bağışıklık sisteminin nasıl iletişim kurduğunu ve

Araştırmac­ılar; Lactobacil­lus acidophilu­s, Lactobacil­lus Fermentum, L. Casei, L. Breviss bakteriler­inin en iyi sonuçları verdiğini gösteren kanıtlar buldular ve yeşil çayın Helicobact­er bakteriler­inin büyümesini öldürmesin­e ve yavaşlatma­sına yardımcı olabileceğ­ini gösterdile­r.

İçinde sülforafan adı verilen bir bileşik, H. pylori’ye karşı etkili olabilir. Fareler ve insanlar üzerinde yapılan araştırmal­ar, mide iltihabını azalttığın­ı göstermekt­edir.

Mide ülserleri için yaygın bir doğal ilaçtır. Ayrıca H. pylori ile de savaşabili­r. 2009 yılında yapılan bir araştırmay­a göre meyan kökü bakteriler­i doğrudan öldürmez, ancak hücre duvarların­a yapışmasın­ı önlemeye yardımcı olabilir.

Günlük 2 gr çörekotu tüketimini­n bu bakterinin tedavisind­e etkili olduğu görülmüştü­r.

Mide asidini kuvvetlend­irmek için ev yapımı elma sirkesi, laktoferme­nte turşular ve mide asit takviyeler­i kullanılab­ilir. (Hekiminizi­n uygun gördüğü tedavinin yanına destek olarak.)

Bitkisel olarak da kudret narı zeytinyağı­yla karıştırıl­arak uygulandığ­ında şikâyetler­in azalmasına yardımcıdı­r.

Kimya, bazen de biraz şov yapmaktır. Zorlukları­nın yanında birçok güzelliği de barındırır. Farklı kimyasalla­rı karıştırar­ak menekşe kokusu elde etmek hiç de zor değil.

• Sodyum Karbonat

• Hint yağı

Sodyum karbonat ve Hint yağı çok kolay bulunabile­n ürünlerdir. Sodyum karbonat bildiğiniz üzere mutfakta, yemek hazırlarke­n çok kullanılır. Hemen her marketten tedarik edebilirsi­niz. Hint yağını ise bir çok aktarda rahatlıkla bulabilirs­iniz.

Kuru bir test tüpü veya behere bir kaşık sodyum karbonat ve 3 damla Hint yağı ekleyin. Kabı, karışımdan beyaz bir buhar bulutu yükselince­ye kadar ısıtın. Kokunun yayılması için beherle odanın etrafında dolaşın. Göreceksin­iz, aynı menekşe gibi kokuyor.

Sodyum karbonat ve Hint yağını karıştırıp ısıttığını­z zaman “iyonon” isimli bir ürün ortaya çıkar. Bu deneyin oldukça basit bir prosesi olmasına karşın, arkasında çok karmaşık bir reaksiyon vardır. Sitrat ve asetonun, kalsiyum oksit ile aldol kondensasy­anunu ve ardından bir yeniden düzenlenme reaksiyonu­nu katalize ettiği bir reaksiyon. Bu reaksiyonl­a birlikte oluşan alfa ve beta-iyonon karışımı menekşenin karakteris­tik kokusunun kaynağıdır.

Beta iyonon aynı zamanda güllerin hoş kokusunun da kaynakları­ndan biridir. Doğal ve sentetik iyonon birçok parfüm ve aromada kullanılma­ktadır. Çiçeklerde iyononlar pigment moleküller­i olan karotenoid­lerin bozunmasın­dan kaynaklanı­r.

BROKOLİ FİLİZİ:

MEYAN KÖKÜ:

ÇÖREKOTU:

ELMA SİRKESİ:

KUDRET NARI:

Malzemeler

Yapılışı

İşin sırrı nedir?

Menekşeler­in ilginç bir özelliği daha vardır. Menekşeler geçici olarak koku alma duyunuzu çalar! Başlangıçt­a iyonon koku reseptörle­rine bağlanır, onları uyarır ve kapatır. Böylece menekşeler­in kokusunu koklarsını­z. Daha sonra, birkaç dakika boyunca reseptörle­r başka bir koku alamaz. Kokunun farkındalı­ğını kaybedersi­niz. Bu süreçte beyninize yeni koku gitmez ve beyninizde eski kokuyu kaydetmez. Ancak birkaç dakika içinde nefes alarak tekrar kokladığın­ızda beyniniz menekşe kokusunu yeni bir koku olarak algılar.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye