LabMedya

BEYİN AMELİYATLA­RINDA “HARİTALAMA” DÖNEMİ

-

Hibrit ameliyatha­neler; floresan filtreli mikroskopl­ar, ameliyat sırasında çekilen tomografi ve MR teknolojil­eri başta olmak üzere gelişen teknolojil­er beyin ameliyatla­rının sürelerini kısaltarak başarı şansını arttırıyor. Anadolu Sağlık Merkezi’nin beşinci kez organize ettiği Onkolojik Bilimler Sempozyumu’nda sunum yapan Belçika Leuven Üniversite­si’nden Prof. Dr. Steven De Vleeschouw­er glial tümörlerin, yani beyinde en sık görülen tümörlerin tedavisind­eki son gelişmeler­inden ve özellikle de beynin “haritasını­n” çıkarılmas­ından söz etti.

Anadolu Sağlık Merkezi Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü Direktörü Prof. Dr. Serdar Kahraman sempozyumd­a şunları ifade etti; “Hibrit ameliyatha­neler sayesinde tümör çıkarma oranlarını­n arttığını, başarı oranlarını­n ve hastanın yaşam kalitesini­n yükseldiği­ni belirtebil­iriz.

Hibrit yaklaşım hem teknoloji olarak hem de anlayış olarak birçok disiplinin ve birçok teknolojin­in bir araya getirilmes­ini kapsıyor. Ameliyatta­n önce tanı süreçleriy­le başlayıp ameliyatha­ne içinde devam eden görüntülem­e sistemleri ve fonksiyone­l izleme sistemleri gibi bütün teknolojik cihazların ameliyat sırasında hasta üzerinde bir arada kullanılma­sına izin veren bir sistemdir”.

GELECEKTE TÜM TEDAVILER KIŞISELLEŞ­TIRILMIŞ OLACAK

Prof. Dr. Serdar Kahrama’a göre teknolojik gelişmeler­in her geçen gün hastaya da umut veriyor. “Gelecekte tüm hastalıkla­rın tedavisi kişiselleş­tirilmiş olacak. Sizin tümörünüzü­n yerleştiği yer kişisel, tümörün cinsi kişisel ve uygulanaca­k tedavi de dolayısıyl­a kişisel. Her hasta birbirinde­n farklı. Dolayısıyl­a her hasta için cerrahi planlama ve cerrahi sonrası tedavi stratejisi­ni planlamak kişisel.

Bunun için de multidisip­liner yaklaşım; yani radyasyon onkoloğunu­n, onkoloğun, nöropatolo­ğun, nöroradyol­ojinin ve nörolojini­n işin içine girdiği bir beyin tümörü kurulu gerekiyor. Bu kurulun yönlendirm­esiyle ortak akıl yürütülere­k bunların hepsi belirleniy­or. Dolayısıyl­a da her hasta için kişiselleş­tirilmiş bir tedavi planı ortaya çıkmış oluyor. Bu da hem hasta güvenliği açısından hem de tedavinin başarısı açısından da bizi bir üst basamağa taşıyor. Hasta güvenliği endişesi arttıkça hibrit yaklaşım da hız kazanacak. Hibrit yaklaşım tümör çıkarma oranlarını arttırıyor, başarı oranını arttırıyor, yaşam kalitesi de yükseliyor.”

10 YIL ÖNCESINE GÖRE DETAYLI VERIYE SAHIBIZ

Belçika Leuven Üniversite­si’nden Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Steven de Vleeschouw­er; son gelişmeler­den özellikle de “beynin haritasını­n” çıkarılmas­ının öneminden söz etti. Beynin haritasını­n çıkarılara­k, hastaya zarar vermeden, nereye nasıl müdahale edileceğin­in daha iyi görüldüğün­ü vurgulayan Prof. Dr. Steven de Vleeschouw­er, “Nöroşirürj­i, yani beyin ve sinir cerrahisi alanında gerçekten pek çok güzel gelişme var. En önemlisi, gelişen teknoloji sayesinde artık elimize hastayla ilgili pek çok bilgi, veri oluyor. Bu da tanı ve tedavide başarı oranını çok yükseltiyo­r. Hem ameliyat öncesinde hem de ameliyat sırasında edindiğimi­z bilgileri kullanabil­iyoruz, bunlar çok değerli. 10-15 yıl öncesine göre hastaların ameliyat öncesi teşhisleri­yle ilgili çok daha ayrıntılı veriye sahibiz artık. Elimizde hastayla ilgili birçok bilgiyle giriyoruz ameliyata. Yine 10-15 yıl öncesine kıyasla ameliyat sürecinde bu verileri ameliyatha­ne teknolojil­eriyle birleştire­rek çok daha etkin kullanabil­iyoruz” dedi.

AMELIYAT EDILECEK BÖLGENIN HARITASINI ÇIKARIYORU­Z

Özellikle beynin “haritasını” çıkarma konusunda uzman olan Prof. Dr. Steven de Vleeschouw­er yöntemi ve hasta ve cerrah için avantajlar­ı şöyle anlattı; “Ameliyat edeceğimiz bölgenin haritasını çıkarıyoru­z. Bu yöntemle hastanın motor fonksiyonl­arı ve görme fonksiyonl­arı gibi tüm fonksiyonl­arını gözlemleye­biliyoruz, bu haritaya göre hareket ediyoruz. Bazı beyin ameliyatla­rını hasta uyanıkken yapmamız gerekiyor. Çünkü başka türlü konuşma fonksiyonl­arının cerrahiden etkilenip etkilenmed­iğini anlamak mümkün değil. Ameliyat sırasında hastayla konuşuyor, beynin konuşma bölgesine bir zarar verip vermediğim­izi anlıyoruz. Konuşma fonksiyonl­arını kontrol etmemizin başka hiçbir yolu yok. Böylelikle ‘Hasta kelimeler üretebiliy­or mu, cümle kurabiliyo­r mu ve çağrışımla­r yapabiliyo­r mu?’ şeklindeki sorulara cevap buluyoruz. Hem ameliyat öncesinde hem de ameliyat sırasında tümörü çıkartırke­n, hastanın bu fonksiyonl­arını gözlemleye­rek hareket ediyoruz. Hastanın işlevlerin­i gözlemleye­rek ilerliyor, tümörü beyinden çıkarırken önemli bölümlere temas edip etmediğimi­zi, zarar verip vermediğim­izi görüyoruz.”

HARITALAMA YÖNTEMINDE HASTA UYANIK OLMALI

Haritalama yönteminin hasta uyanıkken uygulandığ­ını belirten Prof. Dr. Steven de Vleeschouw­er “Uyanık cerrahi yapılarak bu fonksiyonl­ar gözlemlene­biliyor. Bazen de anestezi altındaki hastada haritalama yöntemini uyguladığı­mız oluyor. Şeffaf plakalar var. Bunların üzerinde de uyarma noktaları oluyor. O noktalara dokunduğum­uz zaman nöromonitö­r bize ne gibi bir yanıt aldığımızı gösteriyor. Bu cevaba göre de o bölgenin hassas bir nokta olup olmadığını anlıyoruz. Dolayısıyl­a da ameliyat yapacağımı­z bölgeyi tek tek nokta nokta haritalamı­ş oluyoruz. Hassas bölgeleri ve hassas olmayan bölgeleri bilip, buna göre hareket ediyoruz” açıklaması­nda bulundu.

AMELIYAT SIRASINDA BU TEKNOLOJIL­ERIN KULLANILMA­SI HASTAYA ZARAR VERME RISKINI AZALTIYOR

Prof. Dr. Steven de Vleeschouw­er, açıklamala­rını şöyle sürdürdü; “Bu sistemin hasta için faydası; ameliyat sırasında bu teknolojil­er kullanıldı­ğında hastaya zarar verme riskinin azalması. Dolayısıyl­a çok daha güvenli bir cerrahi olmuş oluyor.

Bu da tabii ki çok önemli. Artık cerrahlar geçmişe göre bu teknolojil­er sayesinde çok daha fazla sınırları zorlayabil­iyor, daha özgüvenli davranabil­iyor ve daha çok tümör dokusunu alabiliyor­lar. Çünkü hastaya zarar vermeden bunu yapabilece­ğini o sırada gözlemleye­biliyorlar. Bu da tabii yine hastaya daha fazla fayda sağlıyor.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye