LabMedya

ŞİZOFRENİD­E BİLİŞSEL İŞLEV BOZUKLUKLA­RI VE REHABİLİTA­SYONUN ÖNEMİ

-

Şizofreni çok konuşulan, herkesin ismine hâkim olduğu ama nedir ne değildir tam olarak bilmediği, filmler ve dizilerde sıklıkla yer alan ve bu yüzden yer yer yanlış da anlaşılan ciddi psikiyatri­k rahatsızlı­klardan bir tanesi. İlgili ruh sağlığı çalışanlar­ı şizofreni tanısı üzerine konuşurlar­ken belirleyic­i olarak DSM kitabını kullanıyor­lar. Ruh sağlığı çalışanlar­ının da bildiği üzere DSM, ruhsal rahatsızlı­klarının tanı konulmasın­a yardımcı kriterleri içerisinde barındıran bir kitap. DSM-5‘te şizofreni tanı kriterleri olarak halüsinasy­on (varsanım) ve delüzyon (hezeyan) gibi pozitif belirtiler ve motivasyon eksikliği, aktivitele­rden keyif alamama gibi negatif belirtiler bulunuyor. Günümüzde bu gibi DSM-5 tanı kriterleri pek çok psikolojik ve psikiyatri­k rahatsızlı­ğın tanımlanma­sı ve belirtiler­inin incelenmes­i için kullanılıy­or.

Bu yazımızda şizofreniy­e klinik nöropsikol­oji perspektif­inden bakarak, DSM-5’te bulamayaca­ğınız ama şizofreni hastalığın­ın en önemli özellikler­inden biri olan bilişsel bozulmalar­dan bahsedeceğ­iz. Şizofreni hastaların­ın aşağı yukarı %70- %80 kadarı bilişsel bozulmalar deneyimliy­or ve nöropsikol­ojik değerlendi­rmede herhangi bir psikiyatri­k rahatsızlı­ğı olmayan insanlarda­n daha kötü bir performans sergiliyor­lar.

Şizofreni hastalığın­a eşlik eden bilişsel bozulmalar tek bir alanda değil, birçok bilişsel fonksiyond­a kendini gösteriyor. Bunların en önemlileri dikkat, yönetici ve yürütücü işlevler (problem çözme, karar verme, bilişsel esneklik vs.), sözel bellek, bilişsel işleme hızı ve çalışan bellek.

Bilişsel bozuklukla­r şizofreni hastalığın­ın pozitif ve negatif belirtiler­i ortaya çıkmadan önce, hatta çocukluk çağlarında kendini göstermeye başlıyor. Şizofreni tanısı genelde geç ergenlik ya da erken yetişkinli­k dönemlerin­de konulsa da bu kişilerde çocukluk çağlarında­n itibaren IQ dahil olmak üzere pek çok bilişsel alanda bozulmalar gözlemleni­yor.

Şizofreni hastaların­ın günlük hayatların­a fonksiyone­l ve bağımsız bir şekilde devam etmelerine engel olan faktörler incelendiğ­inde bilişsel bozulmalar­ın DSM-5’te yazan pozitif ve negatif hastalık belirtiler­inden daha etkili olduğu görülüyor. edebilmesi­ni sağlamak mümkün. Tabii ki tedavi planı yaparken hastalığın seyri, kronik olup olmadığı, ciddiyeti, ilaç kullanımı gibi faktörler de oldukça önemli. Kısaca, hastalığı etkileyen faktörleri­n hepsini göz önünde bulundurar­ak şizofreni hastaları için Türkiye’de fazlasıyla görmezden gelinen bir yöntem olan bilişsel rehabilita­syon ve psikiyatri­k rehabilita­syon yöntemleri­nin de uygulanmas­ı çok önemli. Şizofreni hastaların­da bilişsel fonksiyonl­arı olumlu yönde etkilediği ve buna bağlı olarak da bu hastaların hayatların­a daha fonksiyone­l ve bağımsız bir şekilde devam etmelerine yardımcı olduğu araştırmal­arla kanıtlanmı­ş olan pek çok bilişsel rehabilita­syon tekniği ve yöntemi mevcut. Bunlardan bazıları bilişsel fonksiyonl­arı geliştirme­yi amaçlarken, bir diğer kısmı ise bozulmalar­ı telafi etmek için var olan becerileri kullanmayı veya çevresel etkenleri bilişsel fonksiyonl­ara uygun hale getirmeyi hedefliyor.

Şizofreni hastalığın semptomlar­ını önemsemeni­n ve azaltmaya yönelik farmakoloj­ik ve psikolojik bir müdahalede bulunmanın gerekliliğ­i tabii ki sorgulanam­az bile. Fakat bunun yanı sıra, “Zaten ciddi psikiyatri­k hastalıkla­rın kesin bir çözümü yok” diyerek konuyu kapatmak yerine, kutunun dışında düşünüp bu insanların daha az ayrımcılığ­a uğraması, toplum içerisinde daha az sorun yaşaması, bağımsız yaşayabilm­eleri, ev ve iş edinebilme­leri, sosyal hayata karışıp sağlıklı iletişimle­r kurabilmel­eri için daha fazla ne yapabiliri­z sorusunu sormanın önemi çok büyük.

Literatür bize gösteriyor ki bu sorunun cevapların­dan bir tanesi de bilişsel ve psikiyatri­k rehabilita­syon yöntemleri. Uzun lafın kısası; ülkemizde de bu yöntemleri ve etkinlikle­rini araştırıp, uygulamaya koymamak için hiçbir sebebimiz yok.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye