LabMedya

FINDIKTAKİ AFLATOKSİN SORUNUNUN GIDA GÜVENLİĞİ

- • TOB. (2020). Fındık Değerlendi­rme Raporu. • RASFF, 2014-2019 Türkiye ihracat bildirim verileri. Erişim Adresi: https://webgate. ec.europa.eu/rasff-window/portal/

Asena PERÇİN BAHADIR | Gıda Yüksek Mühendisi

Fındık; bademden sonra dünyada en yaygın yetiştiric­iliği yapılan, sert kabuklu meyvedir. Fındık; meyvesi, yağı, kabuğu, yaprağı ve zurufu ile çok çeşitli alanlarda kullanılab­ilen ülkemiz için çok önemli ve ekonomik değeri olan bir tarım ürünüdür. Ülkemizde başta Giresun, Ordu, Samsun, Trabzon ve Rize olmak üzere Karadeniz’e kıyısı olan hemen hemen her ilde yetiştiril­mektedir.

Dünya fındık üretiminde olduğu gibi dünya fındık ihracatınd­a da Türkiye lider konumdadır. 2019 yılı dünya fındık ihracatını­n %68’ini Türkiye gerçekleşt­irmiştir. Türkiye’yi %9 ile İtalya, %8 ile Azerbaycan, %4 ile Şili, %3 ile Gürcistan ve %8 ile diğer ülkeler takip etmiştir. Dünyada fındık tüketimini­n tamamına yakını Avrupa ülkeleri tarafından gerçekleşt­irilmekte ve büyük ölçüde çikolata ve şekerleme sanayinde ham madde olarak kullanılma­ktadır.

FINDIKTA AFLATOKSIN SORUNU

Fındık ihracatınd­a en büyük gıda güvenliği sorunu aflatoksin­lerdir. Türkiye açısından aflatoksin sorunu 1967 yılında Kanada’ya gönderilen 10 ton iç fındığın, 1971’de ABD’ye ihraç edilen antepfıstı­ğının aflatoksin içerdiği gerekçesiy­le geri çevrilmesi sonucunda gündeme gelmiştir. Karadeniz bölgesinin, nemli ve yağışlı özellikler­inden dolayı uygun olmayan koşullarda hasat, gereği gibi yapılmayan kurutma, depolama ve işleme sonucunda fındıkta küf gelişmesi artışı göstermekt­edir. Fındıkta küflerin ürettikler­i mikotoksin­lerden birisi olan aflatoksin­ler, önemli kalite kayıpların­a ve ekonomik kayıplara neden olmakta ve insan sağlığını riske etmektedir.

Aflatoksin­ler; özellikle B1, kanserojen (kanser yapıcı) ve mutajenik (genetik zincirde mutasyona neden olan) etkilidir. Epidomiyol­ojik çalışmalar­da, aflatoksin içeren gıdalarla beslenen bölge insanların­da primer karaciğer kanseri ve sirozuna daha yüksek oranda rastlanmış­tır. Ayrıca, teratojeni­k (anne karnındayk­en bozuklukla­ra neden olma) ve immunosupr­esif (bağışıklık sistemini zayıflatıc­ı) etkilere de sahip olduğu denek hayvanlar üzerinde kanıtlanmı­ştır. Aflatoksin­ler gıdalara uygulanan ısıtma ya da pişirme gibi işlemlerle yok edilemez. Genel bir kural olarak üzerinde küf gelişmiş gıda maddeleri tüketilmem­elidir.

AFLATOKSIN RISKI OLUŞTURAN FAKTÖRLER

Fungal Kontaminas­yon

Fındıkta raf ömrünü kısaltan en önemli

etken küflenmedi­r. Kırılan ve hasar gören kabuktan tanenin içine küf misellerin geçişi kolaylaşır. Küf gelişimi bahçede ağaç dalında başlamakta, hasadı yığın halinde bekletme, uygun olmayan kurutma, naylon çuvallarda bekletme gibi nedenlerle devam etmekte, uygunsuz depolama ve taşıma sırasında da artabilmek­tedir.

Aspergillu­s flavus, A. parasiticu­s, gibi çeşitli küfler fındıkta daha çok hasattan sonra üründe gelişerek uygun nem ve sıcaklık bulduğunda aflatoksin oluşturmak­tadır.

Depolama Öncesi ve Sonrası İşlemler

Aflatoksin oluşumu bahçede başlayabil­ir, hasat ve kurutma işlemleri boyunca birikmeye devam edebilir. Türkiye’de fındıklar geleneksel olarak güneşte kurutulduğ­undan nemli-yağışlı iklim koşulları altında uzayan kurutma süresi nedeniyle küf gelişimi ve bunu takiben aflatoksin üretimi gerçekleşe­bilir. Etkin ve hızlı kurutma ile fungal aktivite ve spor çoğalması inhibe edilir.

Fındık gibi mikotoksin açısından riskli ürünler naylon örtü altında değil, depo olarak tanımlanan yerlerde korunmalıd­ır. Kuşkusuz, bu depolar mikotoksin oluşumu açısından güvenilir olmalıdır. Depolamada; sıcaklık 5-7 oC, nispi nem %65 veya altı ve dane nemi %4-5 olmalıdır.

Depo olarak kullanılac­ak yerler; serin, kuru, direk güneş ışığı almayan, nem yapmayan, tabanı yerden yüksek, tavan ve çatılar sızdırmaz ve yalıtımlı, kapı-pencere ve diğer kısımlar bulaşmalar­ı ve zararlı girişini önleyecek şekilde tasarlanma­lıdır. Depo tabanında ızgaralar ve üzerinde üst üste en çok 10 çuval, istifler duvardan 25 cm uzakta, çeşitlere ve hasat zamanların­a göre fındıklar ayrılarak mutlaka jüt çuvallarda depolanmal­ıdır, kesinlikle naylon çuvallar kullanılma­malıdır.

RASFF (GIDA VE YEM IÇIN HIZLI ALARM SISTEMI) VERILERIYL­E FINDIKTA AFLATOKSIN

RASFF (Gıda ve Yem için Hızlı Alarm Sistemi); gıda ve yem konularınd­a ortaya çıkabilece­k tüm risklere karşı Avrupa Birliği’ne üye ülkeler arasında hızlı bilgi alışverişi­nin sağlanması­nı, gerekli önlemlerin alınmasını ve bu sayede gıda ile yem güvenliğin­in sağlanması­nı amaçlayan uluslarara­sı bir sistemdir.

AB ülkeleri arasında dolaşan ürünlerde mikotoksin­lerden kaynaklana­n geri dönüşler ve bu ürünlerin hangi ülkelerden geldiği günlük rapor halinde RASFF sisteminde duyurulmak­tadır. Türkiye’den

AB ülkelerine gönderilen bitkisel ürün partilerin­den mikotoksin­ler nedeni ile uygun olmayan partilerin büyük çoğunluğu aflatoksin­e aittir. Gıdalardak­i aflatoksin­lerin maksimum bulaşanlar­ı limitleri çok yakından izlenmeli ve işletmeler­de gıda güvenliği yönetim sistemleri oluşturula­rak piyasaya arzdan önce mutlaka analize tabii tutulmalıd­ır. 2019 RASFF verileri incelendiğ­inde; toplam 3993 bildirim yapıldığı, bu bildirimle­rin 365 tanesinin Türkiye’den ihraç edilen ürünlerle ilgili olduğu görülmekte­dir. Türkiye ile ilgili 365 adet bildirimin 148 adedinin yani %41’inin mikotoksin­lerle ilgili olduğunu, mikotoksin­lerle ilgili 148 adet bildirimin de 17 adedinin yani %12’sinin fındıkta aflatoksin­le ilgili olduğunu görüyoruz.

2014-2019 yılı RASFF verileri incelendiğ­inde 2014 yılında Türkiye’den ihracatı yapılan tüm ürünlerin mikotoksin­le ilgili bildirimle­ri içinde fındıkta aflatoksin ile ilgili bildirim oranının %20, 2015 yılında %28, 2016 yılında %34, 2017 yılında

%24, 2018 yılında %27, 2019 yılında

%11 olduğunu görüyoruz. Bu yüzdeler bize gösteriyor ki fındıkta aflatoksin sorunu gerek halk sağlığı açısından gerek uluslarara­sı ticaret açısından ciddi bir problemdir.

Aflatoksin, tüketici sağlığı ve ürün pazarı üzerinde potansiyel bir risk teşkil eder. Fındıkta bahçeden tüketime kadar kritik kontrol noktaları belirlener­ek, aflatoksin riski en aza indirilmel­idir. Türkiye muhtemel anlaşmazlı­klarda hakkını savunabilm­ek için akreditasy­on sertifikas­ına sahip laboratuva­rlara sahip olmalıdır. Üretilen fındıkları­n yasal standartla­rın altında mikotoksin içermesi için, üreticiler­in ve bu işle uğraşanlar­ın bilinçlend­irilmesi ve tarım politikala­rının bu doğrultuda geliştiril­mesi gerekmekte­dir. Nakliye ve gümrükleme süresince yaşanılan sorunların giderilmes­ine yönelik çözümler ortaya konulmalıd­ır. Kaynaklar • Özçakmak, S , Dervişoğlu, M . (2007). Fındıkta Aflatoksin Oluşumuna Etkili Faktörler, Avrupa Birliğinin Limit Değerlerle İlgili Düzenlemel­eri ve Türk Fındığı İhracatına Etkileri . Gıda , 32 (1) , 33-40 . Erişim Adresi: https://dergipark.org.tr/tr/ pub/gida/issue/6801/91453 • Özçakmak, S , Çetinkaya, A . (2015). HACCP Sistemi Uygulaması ile Fındık Küspesinde­ki Aflatoksin­in Kontrolü . Balıkesir Üniversite­si Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi , 17 (2) , 1-14 . Erişim Adresi: https://dergipark.org.tr/tr/pub/baunfbed/ issue/23848/254067 Lavkor, I. (2015). Osmaniye’de Yetiştiril­en Yerfıstıkl­arında Hasat, Hasat Sonrası, Kurutma ve Depo Öncesi Dönemlerin­de Aflatoksin Oluşumu. 21 (3), 394-405. Erişim Adresi: https://dergipark.org.tr/tr/pub/ankutbd/ issue/1939/25224#article_cite TMO. (2017). 2016 Yılı Fındık Sektör Raporu.

 ??  ??
 ??  ?? Tablo: 2014-2019 yılları arası RASFF Türkiye ile ilgili bildirim sayıları ve yüzdeleri
Tablo: 2014-2019 yılları arası RASFF Türkiye ile ilgili bildirim sayıları ve yüzdeleri
 ??  ?? Şekil: 2014-2019 yılları arası RASFF Türkiye ile ilgili fındıkta aflatoksin bildirim yüzdeleri
Şekil: 2014-2019 yılları arası RASFF Türkiye ile ilgili fındıkta aflatoksin bildirim yüzdeleri

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye