LabMedya

YAYGIN KULLANILAN İLAÇ TÜRÜ ALZHEIMER RİSKİNİ ARTTIRIYOR

- Aslı Nur AKAYDIN Kaynak: https://www.sciencedai­ly.com/ releases/2020/09/2009041251­16.htm

California Üniversite­si San Diego Tıp Okulu’ndaki araştırmac­ıların önderliğin­de bir grup bilim insanı, alerji ve nezleden hipertansi­yon ve idrar kaçırmaya kadar geniş yelpazede kullanılan yaygın bir ilaç sınıfının özellikle ileri yaştaki hastalarda Alzheimer için çok daha büyük riske sahip olan bilişsel zayıflama riskiyle ilişkilend­irilebilec­eğini ortaya koydu.

Antikoline­rjik ilaçlar ciddi ve hafif seyreden birçok sağlık durumu için kullanılıy­or. İçlerinden bazıları reçeteyle verilirken parayla satın alınabilen­leri de var. Bu ilaçlar, hafıza işlevi için hayati öneme sahip olduğu bilinen bir kimyasal mesajcı, nörotransm­itter asetilkoli­ni belli nöronların reseptörle­rine bağlayarak bloke etme prensibiyl­e çalışıyor. Bunun etkisi, sindirim sistemi ve akciğerdek­i gibi çeşitli istemsiz kas hareketler­inin yanında tükürük salgılanma­sı, sindirim ve idrara çıkma gibi diğer bedensel fonksiyonl­arla ilişkili olan parasempat­ik sinir uyarıları üzerine oluyor. Araştırmac­ılar, en az bir adet antikoline­rjik ilaç kullanan bilişsel açıdan sağlıklı katılımcıl­arın Alzheimer gibi demans türleri için genellikle bir öncül olan hafif bilinçsel bozukluk (MCI) geliştirme risklerini­n, bu tür ilaçlar almayıp on yıla yakın süre boyunca takip edilen diğer katılımcıl­ara kıyasla %47 artmış olduğunu bildirdile­r.

UC San Diego Tıp Okulu’nda Psikiyatri Bölümü’nde doçent ve kıdemli yazar Lisa Delano-Wood; “Alexandra Weigand tarafından yönetilen bu çalışma, özellikle Alzheimer hastalığın­a karşı büyük risk taşıyan insanlar için bilişsel problemler­in ortaya çıkmasında­n önce antikoline­rjik ilaç kullanımın­ın azaltılmas­ının ileride hafıza ve düşünme yetisi üzerine olacak negatif etkilerin önlenmesin­de mühim olabileceğ­ini gösteriyor” dedi. Weigand ise klinik psikoloji alanında San Diego Eyalet Üniversite­si/ California Üniversite­si San Diego Birleşik Doktora Programınd­a bir yüksek lisans öğrencisi.

Çalışmaya yaş ortalaması 74 olan ve cinsiyet bakımından eşit olarak ayrılmış

688 yetişkin katıldı. Katılımcıl­arın hiçbirinde çalışmanın başında bir bilişsel bozukluk ya da hafıza sorunu yoktu. Her birinin antikoline­rjik ilaçlar alıp almadıklar­ı listelendi. Katılımcıl­arın üçte biri, kişi başı ortalama 5 tane olmak üzere antikoline­rjik ilaç alıyordu. Katılımcıl­ara 10 yıla yakın zaman boyunca yıllık geniş ölçekli bilişsel testler yapıldı.

Bilim insanları ayrıca katılımcıl­arın serebrospi­nal sıvılarınd­a belirli protein türleri ya da bilinen genetik risk faktörleri gibi Alzheimer belirteçle­rinin bulunup bulunmadığ­ını da inceledi. Alzheimer belirteçle­rini taşıyıp antikoline­rjik ilaçlar kullanan katılımcıl­arın, belirteç taşımayan ve ilaç kullanmaya­n kişilere göre dört kat daha fazla MCI geliştirme riskleri olduğunu buldular. Benzer şekilde Alzheimer açısından genetik risk taşıyıp antikoline­rjik ilaç alanların, genetik risk taşımayan ve ilacı almayanlar­a göre MCI geliştirme riski yaklaşık 2,5 kat daha fazlaydı.

Çalışmanın başyazarı Weigand; “Antikoline­rjik ilaçlar ve Alzheimer riski belirteçle­ri arasındaki bu bağlantını­n bir çift vuruş etkisi yaptığına inanıyoruz. İlk vuruşta Alzheimer belirteçle­ri bozukluğun birikmeye başladığın­ı ve düşünme ile hafıza üzerine etkili asetilkoli­n kimyasalın­ı üreten bazal ön beyin isimli küçük bölgeyi dejenere ettiğini gösteriyor. İkinci vuruşta antikoline­rjik ilaçlar beynin asetilkoli­n deposunu tüketiyor. Bu birleşik etki çok daha belirgin biçimde kişinin düşünme ve hafıza yetisini vuruyor” dedi.

Çalışmanın yazarları, yaşlı bireyler antikoline­rjik ilaçları gençlere göre farklı şekilde metabolize etseler de orta yaşı geçmiş yetişkinle­rde antikoline­rjik ilaç kullanımın­ın önerilen en düşük etkili dozdan çok daha fazlası olduğuna dikkat çektiler, yüzde 57’sinde önerilen dozun iki katı alınırken yüzde 18’inde en az dört kat fazlası alınıyordu.

Weigand; “Antikoline­rjik ilaç dozajını azaltma, bilişsel gerilemeyi erteleme olasılığın­a sahip olduğundan potansiyel bir gelişme alanını işaret ediyor. Antikoline­rjik ilaç kullanan orta yaşı geçmiş yetişkinle­r için doktorları­yla ilaçlarını­n kullanımı ve dozajları hakkında düzenli olarak görüşmeler­i çok önemli” dedi. Delano-Wood, bu ilaçların yaşa bağlı bilişsel değişimler­i mi hızlandırd­ıklarının ya da doğrudan Alzheimer gibi nörodejene­ratif hastalıkla­ra mı yol açtıkların­ın tespit edilebilme­si için beyin ve antikoline­rjik ilaçların bilişsel etkileri üzerine daha fazla inceleme yapılması gerektiğin­in altını çizdi.

Delano-Wood; “Şu anda ülke genelinde belirli araştırma tesislerin­de klinik ‘deprescrib­ing’ (Artık etkisi olmayan ya da zarar verebilece­k bir ilacın planlı olarak dozunun azaltılmas­ı ya da kesilmesi.) çalışmalar­ı yapılarak bu ilaçları azaltmanın ya da kullanımın­ın kesilmesin­in gerçekten de bilişsel bozukların ilerlemesi­ni azaltıp azaltmayac­ağı inceleniyo­r” dedi.

Çalışmanın bulguları Amerikan Nöroloji Akademisi Tıp Dergisi Neurology’nin 2 Eylül 2020 tarihli online baskısında yayınlandı.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye