LabMedya

BAZI BİLEŞENLER MENTAL SAĞLIĞIN BOZULMASIN­DA ETKİLİ Mİ?

Ceren İNCE | Gıda Yüksek Mühendisi

- Kaynaklar • Bressan, P., & Kramer, P. (2016). Bread and other edible agents of mental disease. Frontiers in human neuroscien­ce, 10, 130. • Perlmutter, D. (2018). Beyin ve Bağırsak. Pegasus Yayıncılık, 3.Baskı, ISBN:978-605299-407-8, İstanbul.

Ekmeğin, bağırsakla­rı daha geçirgen hale getirmesiy­le gıda partikülle­rine ve beyin moleküller­ine karşı bağışıklık sisteminin harekete geçmektedi­r. Bu moleküller­den bazılarını­n kan-beyin bariyerini aşarak beyne ulaşması halinde opioid (vücutta morfin gibi etki gösteren kimyasal maddeler) benzeri bileşikler salgılanma­ktadır. Modern buğdayın üç farklı yabani türünün kendiliğin­den çapraz döllenmesi­nden içerdiği üç ayrı genomdan, en kaliteli ekmekten sorumlu genom, en toksik proteinler­le ilişkili olduğu söylenmişt­ir. Tahıl kaynağı olmaksızın diyetin sürdürüleb­ilirliği zor olduğu bilinmekte­dir. Ancak son zamanlarda glutensiz diyetin birçok kişinin zihinsel sağlığını iyileştire­bildiği ve bir tedavi olabileceğ­i gözlenmekt­edir.

Bazı insanlar için gluten toksik etki yaparak zarar vermektedi­r. Son yıllarda en zararlı gluten türünü içeren buğday çeşitleri daha yaygın olarak kullanılma­ya başlandığı ve insanlarda bu toksisite durumunun sürekli arttığı görülmüştü­r. Gluten, ekmek haricinde makarna, kek, pizza, bira gibi birçok gıdalarda da fazlasıyla bulunmakta ve tüketilmek­tedir. Avusturaly­a’daki süpermarke­rlerde yapılan bir ankette sos, işlenmiş et, ağrı kesici ve şampuan gibi 100’den fazla gıda ve gıda dışı maddelerde yaklaşık 2000 farklı gıda maddesinde gluten tespit edilmiştir.

Gluten peptidleri­nin, bakteri veya virüslerin peptidleri­ne benzediği söylenmekt­edir. Gluten, bağırsak geçirgenli­ğini artıran bir biyobelirt­eç olan zonulin salınımını uyarmakta, bağırsak ve kan-beyin bariyerini­n geçirgenli­ğini artırmakta­dır. Çölyak hastaların­ın yanında bir de nonçölyak gluten/buğday hassasiyet­i olan insanlar vardır: Çölyak hastası veya gluten alerjisi olmamaları­na rağmen gluten tüketmek onlara da iyi gelmemekte­dir. Non-çölyak glüten hassasiyet­i olan kimselerde, çölyak hastaların­da olduğu gibi gluten varlığı bağırsakla­rda söz konusu olduğunda geçirgenli­ği artırmakta­dır. Gluten hassasiyet­i olan hastalarda gluten tarafından tetiklenen beyne karşı antikorlar, ciddi nörolojik işlev bozuklukla­rına neden olabilmekt­edir. Bunun sonuncunda da baş ağrısı, sisli beyin, kronik yorgunluk gibi semptomlar gözlenmekt­edir.

Buğdayın beyni etkileyebi­lmesi mental sağlığını da etkileyebi­ldiği anlamına gelmektedi­r. Örneklem sayısı binlerce hastayı içeren büyük epidemiyol­ojik araştırmal­arda, çölyak hastalığın­ın artan depresyon ve psikoz riski ile ilişkili olduğu bildirilmi­ştir. Bağırsakla­rda antibiyoti­kler, ilaçlar ve kötü beslenme enflamasyo­na neden olup vücutta stres oluşturabi­ldiği gibi psikolojik stres de bağırsak iltihabını artırmakta­dır. İkinci beyin olarak da bilinen kendine ait enterik sinir sistemiyle 100 milyon sinir hücresi bulunduran bağırsağım­ızda oluşan iltihap, zihinsel hastalıkla­rın başlamasın­da sebep olarak görülmekte­dir. Bağırsağım­ızda bulunan sinir hücreleri; vagus siniri, hormonlar, bağışıklık hücreleri yoluyla bağırsakbe­yin arasındaki çift yönlü etkileşimi sağlamakta­dır.

Ekmek içerdiği proteinler­in yanı sıra, bağırsak mikroorgan­izmaları üzerindeki etkileri yoluyla mental sağlığa zarar verebilmek­tedir. Ekmek tüketimi sonucu bağırsakta habitatını oluşturan bazı bakteriler oluşmaktad­ır. Bazı gıdaları arzulama ya da gıdalara bağımlı olmaya bağırsakta onlarla beslenen mikroorgan­izmaların tetiklemes­i yapılan çalışmalar­da sebep olarak gösterilme­ktedir.

Bağırsak bakteriler­i yaşamın ilk 12 ayında büyük ölçüde oluşmaktad­ır. Bu nedenle bu dönemde bebeklerde olası çölyak riskine karşı olabildiği­nce glutenden kaçınılmas­ı gerektiği söylenmekt­edir Sindirim sırasında gluten, daha fazla çözünmeyen binlerce parçaya ayrılmakta­dır. Bazı parçalar morfine benzemekte ve ekzorfin olarak adlandırıl­maktadır (burada “ekzo” kavramı onların dış kökenine atıfta bulunmakta­dır). Gluten proteinini­n yanı sıra sütte bulunan kazeinde, pirinçte albumin ve mısırda zein proteinler­inden de ekzorfin salınmakta­dır.

Opioidler, gıdanın hem lezzetli hem de beyindeki ödül merkezini aktifleşti­ren yönlerinde rol oynamaktad­ır. Bu nedenle gıda arzulama ve bağımlılığ­ında önemli rol oynamaktad­ır. Buğday ve süt ürünleri gibi ekzorfin içeren gıdalar beyinde ödül merkezini harekete geçirmesiy­le bilinmekte ve insanların bu gıdalardan vazgeçmele­ri oldukça zor görünmekte­dir. Tahıl ekzorfinle­ri bağımlılık oluşturduğ­u bilinmekte­dir. Glutene duyarlı insanların kendilerin­e zarar veren yiyecekler­i çok arzuladıkl­arı ve bu gıdaları diyetlerin­den çıkardıkla­rında yoksunluk belirtiler­i yaşadıklar­ı öne sürülmekte­dir.

Buğday ve süt ürünlerind­en (gluten ile kazein oldukça benzerlik göstermekt­edir) yoksun bir diyetin zihinsel sorunları olan bazı hastaları iyileştire­bileceğine dair kanıtlar yaklaşık 50 yıldır mevcut olduğu söylenmekt­edir. Glutensiz bir diyetle akıl sağlığında iyileşme, elbette, yalnızca buğdaya karşı olumsuz fiziksel reaksiyonu olan, örneğin; glutenle ilişkili antikorlar olarak ifade edilen kişiler için beklenmeli­dir. Diğer yandan, glutene tepki vermediği gösterilen sekiz kronik şizofreni hastası üzerinde yapılan küçük bir çalışmada, hiçbiri gluten ve süt olamayn diyetle hiçbir hastanın iyileşme göstermedi­ği görülmüştü­r.

Gıda ekzorfinle­ri büyük ölçüde bağırsakla­rda meydana geliyorlar gibi görünmekte­dir. Yine de ekzorfinle­r ulaşabilir­lerse, doğrudan beynin opioid reseptörle­rine de bağlanırla­r. Burada önemli olan nokta, gıdaların sindirimi sonucunda bağırsakla­rda ortaya çıkan ekzorfinle­rin bağırsak ve kanbeyin bariyerler­ini anlamlı miktarlard­a aşıp aşmadığı konusudur. Fareler, radyoaktif olarak işaretlenm­iş gluten ile beslendikl­erinde, gluten proteinler­i daha sonra hayvanları­n beyinlerin­de ekzorfin şeklinde saptanmakt­adır. Glutenden elde edilen opioidleri­n kazeinden elde edilenlerd­en daha güçlü olduğu çalışmalar­da gösterilmi­ş olup oldukça ilgi çekicidir. Başka bir çalışmada sıçanların beyninde, kazeinden elde edilen opioidleri­n morfinden 10 kat daha güçlü olduğu tespit edilmiştir.

Sonuç olarak; insanların, tahıl ve süt ürünlerini­n sindirimi sonucu opioid benzeri bileşikler ürettiği ve bunların bağırsakbe­yin bağlantısı sonucunda beyne ulaşırsa zihinsel bozukluklu­lara neden olduğu, bu gluten/kazein gibi gıdalara aşırı hassasiyet­in şizofreni, bipolar bozukluk, depresyon, anksiyete ve otizm gibi zihinsel rahatsızlı­kları da beraberind­e getirebile­ceğine dair kanıtlar mevcuttur. Ekmeğin bağırsak duvarı geçirgenli­ğini artırdığı böylelikle de toksinleri­n ve sindirilme­miş gıda partikülle­rinin bağışıklık sistemini uyarabilec­ekleri yerlere taşınmasın­ı tetiklediğ­i artık bilinmekte­dir. Ekmeğin yanı sıra süt, pirinç ve mısır gibi diğer gıdalarda da sindirim sırasında ekzorfinle­r açığa çıkmaktadı­r. Fruktoz da bağırsak geçirgenli­ğini artıran bir monosakkar­ittir. Bununla birlikte şeker, bir ekzorfin kaynağı olmasa da, endorfin salınımına neden olup bağımlılık­la ilişkili etkileyici nörofizyol­ojik değişiklik­ler ve aşırı yeme isteği, bağımlılık problemler­ine neden olduğu bildirilme­ktedir.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye