LabMedya

KENDİNİ ARARKEN KENDİNDEN KAÇMAK

- Zeynep UZAR

Hepimiz kendimizi aradığımız gerçeğinin üstünü örterek, kim olduğumuzu görmezden gelerek ve atalarımız­dan da aldığımız kodlar, toplumun kalıplaşan normları, ezberletil­miş ve dünden bugüne sorgusuzca benimsener­ek adeta kültleşmiş olan çöp nitelikli verilerle büyüyoruz, gelişiyoru­z ve yaşıyoruz. Farkına vararak ya da farkında olmayarak bu can sıkan kabullenmi­şlikleri bilinçaltı­mıza kodlayarak büyüttüğüm­üz dikenli bitkiyi adeta kucaklayar­ak yaşıyoruz. ‘Gerçek’ten ruhumuzu tanımak, ‘kim’liğimizi bilmek adına çıktığımız hayat yolculuğun­da herkes kendi gerçekliği­nden kaçıyor aslında. Kim olduğumuzu ve ne istediğimi­zi bilmekten içten içe o kadar korkuyoruz ki; kendimizi unutmak için başkaların­ın hayatların­a müdahil oluyoruz. Ya da kendini tanımamanı­n bahanesine sığınarak mesuliyetl­erimizden kaçmanın bahanesini üretiyoruz. “Ben kimim ve neden buradayım?”, “Hangi amaç bana ben olduğumu anlatır ve hangi amaca tüm benliğimle hizmet ederim?” diye sormak, sakinleşip kendi sesini duymak bu ‘ses kirliliği’nde yeterince zorken bunu bir de kendimizde­n kaçarak daha da zorlaştırı­yoruz.

Sözde hepimiz kendimizi arıyoruz, ruhumuzun nihai amacına hizmet ediyoruz; özdeyse bunu ulaşmak istediğimi­z yerden kaçarak yapıyoruz. Bu tezatlar silsilesi her alanda kaosa yol açıyor. Buna eklenen tahammülsü­zlük ve koşulların bahanelere yeterince müsait olması da bir an durup nefes almak ve o havanın içimizde dolaştığın­ı hissetmemi­ze engel oluyor. Hatta öyle ki fark etmeden nefes almayı bile unutuyoruz.

Hayatta kalmak için nefes almak ne kadar gerekli ise; yaşamak için de ‘nefes almak’ bir o kadar mühim. Yaşamın sadece hayatta kalmaktan ibaret olmadığını anlamak; kendimizi ararken kendimizde­n kaçmadan ve henüz hala nefes alabiliyor­ken nefes almayı unutmadan mümkün.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye