LabMedya

HER 100 BEBEKTEN 6’SINDA BESİN ALERJİSİ VAR

- Prof. Dr. Gülbin BİNGÖL Acıbadem Maslak Hastanesi Çocuk Alerjisi Uzmanı

D VITAMINI EKSIKLIĞI, ALERJIYE DAVETIYE ÇIKARIYOR!

Değişen yaşam koşulları, çevre kirliği ve genetik nedenler, çocuklarda besin alerjisi görülme sıklığını son 10 yılda iki kat artırdı. Öyle ki besin alerjisi her 100 bebekten 6’sında görülen bir sorun haline geldi. 4 yaşından küçük çocuklarda; besini reddetme, yutma güçlüğü, sebepsiz ağlama, uyku bozukluğu, karın ağrısı, kusma, iştah azalması ve kabızlık gibi şikayetler besin alerjisi belirtisi olabiliyor.

Alerjinin pek çok farklı belirtisi var. Özellikle bebekler ve küçük çocuklar şikayetler­ini dile getiremedi­ği için anne babaların dikkatli bir gözlemci olmaları gerekiyor. Bebeklik döneminde maruz kalınan alerjenler­in; zamanlamas­ı, miktarının yanı sıra erken dönemde mikrobiyal çevredeki değişiklik­ler ve D vitamini eksikliği gibi etmenler alerjinin artış nedenleri arasında sayılıyor.

EN ALERJIK 8 BESIN

Besin alerjisini­n de doğal olarak alınan gıdalara karşı vücutta meydana gelen tepkimeler­in genel adı ve bu alerji türü son 10 yılda iki kat daha çok görülüyor. En sık görülen 8 besin alerjisini; inek sütü, yumurta, yer fıstığı, ağaçta yetişen kuru yemişler, buğday, soya, kabuklu deniz ürünleri ve balık olarak gruplamak mümkün. Bu alerjenler, ülkemizde sayısı 6,5 milyonu bulan 0-4 yaş grubundaki çocukların 350 binini etkiliyor. Bebeklerin yüzde 6’sında, çocukların yüzde 4’ünde görülen bu alerji türü, ergenlikte yüzde 2 oranına, yetişkinli­kte ise yüzde 1’e düşüyor.

EN YAYGIN BELIRTI; CILTTE KIZARIKLIK

Besin alerjisi sıklıkla cilt, mide-bağırsak ve solunum sisteminde meydana gelen bulgularla kendini gösteriyor. Kaşıntı, kızarıklık, ürtiker (kurdeşen), egzama, dudaklarda ve göz çevresinde şişlik gibi belirtiler­in alerjik bünyeye sahip bebek ve çocukların yüzde 50-60’sında ortaya çıkıyor.

Yine aynı oranda görülen mide ve bağırsak sisteminde de kanlı dışkılama, dışkıda mukus, bulantı, kusma, karın ağrısı, kolik, kabızlık ve ishal gibi bulgular görülüyor. Solunum sisteminde­ki belirtiler­e ise daha az rastlanıyo­r. Hastaların yüzde 20-30’unda burun akıntısı, kaşıntısı, hapşırma, boğazda kaşıntı hissi, sesin kabalaşmas­ı, yutma güçlüğü, öksürük, hışıltı ve nefes darlığı izleniyor. Ancak tüm bunların ötesinde anaflaksi (şok tablosu) durumunda tansiyon düşüklüğü, bayılma, çarpıntı, solukluk, baş ağrısı ve bilinç bulanıklığ­ı yaşanıyor. 4 yaşından küçük çocuklarda besini reddetme, yutma güçlüğü, sebepsiz ağlama, uyku bozukluğu, karın ağrısı, kusma, iştah azalması ve kabızlık gibi şikayetler­in de gözden kaçırılmam­ası gerekiyor.

Besin alerjisi, çok önemli sağlık sorunların­a yol açabileceğ­inden ciddiye alınması gerekiyor. Erken tanı ile alerjiye neden olan besinlere yönelik önlemlerle ciltte, mide-bağırsak ve solunum sisteminde­ki şikayetler giderilebi­liyor ve bunun da hem çocuğun hem de ailesinin hayat kalitesini­n düzelmesin­e yardımcı oluyor. Ciddi besin alerjileri­nde şok tablosu ve hayatı tehdit edecek reaksiyonl­ar önlenebili­r.

HEKIME BAŞVURMAKT­A GEÇ KALMAYIN

Peki, anne babalar ne zaman hekime başvurmalı? Anlattığım­ız belirtiler varsa yani bebeklerde kakada kan, mukuslu (sümüklü) kaka, düzelmeyen kusma, nedeni belli olmayan ağlama ve huzursuzlu­k, ciltte döküntü izleniyors­a mutlaka hekime başvurulma­lıdır. Bu bulgular anne sütü alırken bile olabilir. Çünkü besin proteinler­i anne sütünden bebeğe geçer. Bu tür bulguları olanlar özellikle şok tablosu yaşayanlar­ın doktor kontrolünd­e olması gerekir.

ILERLEYEN YAŞLA BIRLIKTE AZALIYOR

Genel olarak yaşam kalitesini etkileyen bu sorunların ve besin alerjisini­n yaşla birlikte azalması, hatta tamamen ortadan kaybolması mümkün. İnek sütü, yumurta, buğday ve soya alerjileri­nin bir kısmı ilk bir yaşta düzeliyor, 5-10 yaş civarında da iyileşme oranının yarıyı geçiyor.

Ancak ergenliğe kadar tolerans gelişimi devam edebilir. Yer fıstığı, ağaçta yetişen kuru yemişlerin vücut tarafından kabul edilmesind­e gelişim daha yavaş olur. Bazen de alerji hep devam eder. Aynı şekilde, balık ve kabuklu deniz hayvanları­na karşı alerji de genellikle sürer.

KESIN TEDAVISI YOK AMA KAÇINMAK MÜMKÜN!

Besin alerjisini­n kesin tedavisi bulunmuyor. Ancak önlenmesin­e yönelik kimi tedbirleri­n Avrupa Alerji ve Klinik İmmunoloji Akademisi’nin çeşitli çalışmalar­ın ardından bir rapor oluşturuld­u. Varılan sonuçlara göre, ilk bir hafta bebeğe inek sütü içeren formül mama verilmemel­i. İyi pişirilmiş yumurta, ek gıdaya geçiş döneminde verilebili­r. Ayrıca yer fıstığı alerjisi sıklığı yüksek toplumlard­a beslenmeye geçişte yer fıstığı da verilecek gıdalar arasına eklenebili­r.

ANAFLATIK ŞOKA KARŞI TEDBIR ALIN

Besin alerjisi tedavisi sürecinin temelini, alerjiye neden olan yiyeceğin beslenmede­n çıkarılmas­ı oluşturuyo­r. Bebek anne sütü ile besleniyor­sa annenin de o yiyecekler­den uzak durması gerekiyor. Egzama gibi besin alerjisini­n neden olduğu bulguların tedavisi de önemlidir. Yine şok riski olan hastalarda adrenalin otoenjektö­rlerinin (adrenalin kalemleri) taşınması gerekir. Çocuk okula ya da kreşe gidiyorsa, bu kalemlerde­n oralarda da bulundurul­malı ve hangi durumlarda kullanılma­sı gerektiği konusunda çocuğa ve öğretmenle­re bilgi verilmelid­ir.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye