Maden Kapatma ve Rehabilitasyon
Madencilik sonlu bir sanayi etkinliğidir. Bu bakımdan, cevher tükendiğinde, maden kapatma ve doğaya yeniden kazandırma (rehabilitasyon) planları daha projenin başında dikkate alınmalı ve aramalardan itibaren uygulanmalıdır. Maden işletmesinin nasıl kapatılacağı ve işletme sırasında doğal bütünlüğü bozulmuş sahanın nasıl yeniden doğaya kazandırılacağı maden sahasına ait çevresel değerlendirmenin bir parçasıdır. Üretim bitip de maden geliri kalmayınca kapatma sürecinde sıkıntıya düşmemek için bütün kapatma planının mali boyutu da işletmenin başlangıcında maden bütçesine konmalıdır. Sürdürülebilir kalkınma ile uyumlu bir maden kapatma planı, sadece bir çevresel araç olarak düşünülmemeli fakat aynı zamanda kapatma sonrasında yerel toplumun sosyo-ekonomik durumunu da kapsamalıdır.
Giriş
Sürdürülebilir kalkınma ilkelerinin maden işletmelerini de kapsayan bir uluslararası standart haline gelmesiyle birlikte15 yeni kavram ve yaklaşımlar madenciliğe yerleşmeye başlamıştır. Belirli bir yerdeki maden işletme kararı, o projenin çevresel, ekonomik ve sosyal etkilerinin bütünleştirilmiş bir değerlendirmesinden sonra verilmelidir.
12
Maden cevherleri yenilenebilir kaynaklar olmadığından maden işletmesi sonlu bir etkinliktir; bu nedenle, maden kapatma ile kapatma sonrası olacaklar mutlaka dikkate alınmalıdır13. Bir sahadaki cevher tükendiğinde maden işletmesinin nasıl kapatılacağı ve işletme sırasında doğal bütünlüğü bozulmuş sahanın nasıl yeniden doğaya kazandırılacağı (rehabilitasyon, reklamasyon) da bu çevresel değerlendirmenin bir parçasıdır. Bu bakımdan maden kapatma ve doğaya yeniden kazandırma planları maden yatırımı için karar verme aşamasında, daha projenin başında dikkate alınmak ve aramalardan itibaren maden kapatma çalışmaları bitene kadar uygulanmak zorundadır21. Maden kapatma tek başına bir olay değil de maden yaşamı boyunca süren bir süreçtir. Üretim bitip de maden geliri kalmayınca kapatma sürecinde sıkıntıya düşmemek için bütün kapatma planının mali boyutu da işletmenin başlangıcında maden bütçesine konularak bir fon ayrılmalıdır.
Her maden işletmesine uygulanabilir bir anahtar biçiminde maden kapatma planı yoktur. İşletmenin bulunduğu yere, içinde bulunduğu ekosisteme, yer üstü ve yer altı suyunun durumuna, işletilen maden cinsine ve işletme yöntemine, cevher hazırlama ve zenginleştirme tesislerine, oluşmuş atıkların durumuna ait özgün koşullara göre her bir maden işletmesi için ayrı hazırlanır13.
Maden kapatma planı kavramı, ilk başlarda, bir çevresel araç olarak kullanılmış fakat kısa bir sürede sosyo-ekonomik kavramları da kapsayacak biçimde genişletilmiştir12. Doğaya yeniden kazandırmayı ve kapatma sonrasında yerel toplumun ekonomik ve sosyal durumunu ele alan bir maden kapatma planı sürdürülebilir kalkınma ile uyumludur11.
Maden Kapatma
Maden Kapatmanın Esasları
Bir maden işletmesinde cevherin tükenmesi, maden piyasasındaki olumsuz ekonomik koşullar, maden işletmesinde ya da cevher zenginleştirmede teknolojik sorunların ortaya çıkması ve olumsuz politik gelişmeler ya da yöre halkıyla sosyal çatışma olması gibi çeşitli nedenlerle üretime son verilebilir. Fakat cevherin tükenmesi dışındakiler o madenin kapatılması için geçerli ve sürekli bir durum değildir. Madende üretimin sürdürülememesine yol açan bu koşulların ileride düzelmesi, ekonomik koşulların iyileşmesi ya da teknolojik gelişmeler olması durumunda madenin yeniden işletilmesi gündeme geldiğinde geri dönülemez biçimde kapatılmış olursa ekonomik bakımdan zarar doğması kaçınılmazdır. Bu bakımdan sadece
maden ocağından alınabilecek cevher kalmaması durumunda madenin kapatılmasına karar alınmalıdır. Diğer durumlarda maden işletmesi geçici olarak durdurulabilir.
Bir maden sahası için en kötü durum herhangi bir nedenle, beklenmeyen bir anda madenin kapatılmasının gerektiği durumdur. Hem düşünce hem de ekonomik olarak hazır olunmadığından başa çıkılması oldukça güç bir süreç ile karşı karşıya kalınır. Bu nedenle aramadan başlayarak kavramsal kapatma planı hazır olmalı ve her yıl değişen verilere göre yenilenmelidir29. Maden kapatmanın hedefleri projenin başlangıcından itibaren hatta arama sırasında belirlenir14,10. Her ne kadar bir maden işletmesi olup olmayacağı bile arama sırasında belirsiz iken hayali bir madenin kapatılmasının düşünülmesi bir çelişki olarak görülse de kavramsal kapatma planının ilkelerini belirlemek yerindedir. Arama sonucunda belirlenmiş bir hedef sahanın maden işletmesine dönebileceği kararını ortaya çıkaracak olan ön fizibilite (yapılabilirlik) hazırlanana kadar ve kurulacak maden tesislerinin yer seçimi yapıldığında kapatma planı “kavramsal” düzeyde hazır olmalıdır (Şekil 1). Maden işletmesine karar verildiği fizibilite (yapılabilirlik) ortaya çıktığı andan başlayarak kapatma planı artık kavramsal olmaktan çıkıp ayrıntılarıyla belirlenmeye başlar. Kapatma planındaki ayrıntılar, işletmenin başlaması ve ilerlemesiyle ortaya çıkan veriler ışığında giderek daha da yerleşir. Maden işletmesinin durdurulması kararı verildiğinde kapatma planı kesin biçimiyle hazır olmalıdır ve bu andan itibaren de kapatma planına uygun talimatlar uygulamaya geçer.
Maden işletmesini sonlandırma kararı verildiği andan itibaren sahadaki nitelikli-niteliksiz işgücü ve iş makinaları çok büyük oranda azalacaktır. Bu karar verilmeden önce, maden tesislerinin kapanması sürecinde ve kapanma sonrasında operasyon, bakım ve gözetimle görevli olacak gerekli ve yeterli sayıda personel ile iş makinası görevlendirilmelidir3. Bu personelin görevleri ve sorumlulukları ile kapanma sürecinde ve sonrasında yapılması gerekenler yazılı talimatlar olarak kayda alınmalı ve kendilerine bildirilmelidir. Kapanma sonrasında açık ocak, yer altı ocağı ve atık depolama tesisinde su pompası çalışması gerekiyorsa bu işlemin sürekli olması için gereken önlemler alınmalıdır.
Maden kapatma planının temel ilkesi, yörenin ekosistemiyle uyumlu olacak biçimde hazırlanmasıdır7. Maden kapatmanın amacı, kamu sağlığını korumak ve çevresel bozulmayı önlemek ya da en aza indirmek için doğal bütünlüğü bozulmuş maden sahasındaki jeokimyasal ve jeoteknik koşulların uzun erimli duraylılığının (stabilite) sağlanmasıdır10. Bir maden işletmesinin kapatma planı fizibilite çalışmasında yer almalı ve kapsamlı kapatma projesi de üretim başladığı zaman hazır durumda olmalıdır. Madenin ömrü boyunca, maden fizibilitesiyle birlikte hazırlanan ve maden işletmesi sırasında uygulamaya konulan kapatma planına uygun hareket edilmelidir. İşletme süresince de değişen koşullara uygun olarak kapatma planının periyodik gözden geçirmesi ve bağımsız denetimi yapılmalıdır14,28. Madende üretime son verildiği zaman, madenin son durumuna ait verilere göre güncellenmiş olan kesin kapatma projesi uygulamaya konulacak biçimde hazır olmalıdır. Maden kapatması için gerekli para da maden işletmeye açılmadan önce bütçeye konulmalıdır.
Maden sahasındaki madencilik faaliyeti sona eren ve artık gerek duyulmayan bölümlerin doğaya yeniden kazandırılmasına daha üretim sürerken başlanmalıdır. Böylece üretim bittiğinde karşılaşılacak iş yükü azalacak ve gelecekteki çevresel, ekonomik ve sosyal etkiler azaltılmış olacaktır.
Bir madenin kapatılması ve sahanın terk edilmesi uygun ve etkin bir biçimde yapılmaz ise o maden, ilerideki birçok yıllar boyunca tehlike ve kirlilik kaynağı olmayı sürdürecektir22. Maden kapatma planının bütün hedefi uzun vadeli çevresel, fiziksel, sosyal ve ekonomik olumsuz etkileri önlemek ya da en aza indirmek ve sahayı, işletme sonrasındaki kullanıma uygun bir duraylı arazi biçimine getirmektir. Maden kapatma kararı alınınca sahada şu önlemler yerine getirilmelidir7:
• Maden ocaklarına ve tesislere canlıların ulaşımı engellenmelidir.
• Maden sahasındaki yüzey ve yer altı suyu denetim altında tutulmalıdır.
• Maden ocaklarının, pasa döküm sahalarının ve atık depolama tesislerinin jeoteknik anlamda duraylılığı ve güvenliği sağlanmış olmalıdır.
• Atık depolama tesisleri, maden ocakları ve pasa döküm sahaları jeokimyasal olarak kirletici ve bulaştırıcı olmamalıdır. • Maden ömrü sona erince eğer olasıysa tesisler ve alt yapı
birimleri sökülerek ve atık deposunun üzeri örtülerek bütün maden sahası doğaya yeniden kazandırma çalışmasına hazır duruma getirilmelidir.
ICMM (Madencilik ve Metaller Uluslararası Konseyi), aramadan başlayarak maden kapatma sonrasına kadar bir maden işletmesinin maden kapatma kapsamında neler yapması gerektiğini bir kılavuz biçiminde hazırlamıştır10.
“Maden kapatma” terimi üretim sonrasına ait çevre yönetimi risk değerlendirmelerini, toplumsal risk değerlendirmesini ve yöre halkıyla diyalogu da kapsar. Paydaşlar (yerel yöneticiler, çalışanlar, yöre halkı ve yükleniciler), sürdürülebilir madenciliğin temel ilkelerinden olan “saydamlık” gereğince23 bu planda yer alan hedef ve adımlar ile yeni koşullara göre sürekli olarak yapılan güncellemeler hakkında bilgilendirilmelidir.
Maden sahasında bulunan madencilik tarihini belgelemeye yarayan eski dönemlere ait belgeler, izler, aletler, varsa ilk çalışma yerleri, eski tesisler korumaya alınarak ABD ve Avrupa'da gördüğümüz gibi küçük müzeler oluşturulması yararlıdır. Benzer biçimde, sahada bulunan arkeolojik, kültürel ve doğal sitler de korunmalıdır.
Maden Kapatma için Finansal Teminat
Maden kapatmanın bir başka önemli unsuru da bu sürecin finansmanıdır. Kapatma işlemlerini ve kapatma sonrası maliyeti karşılayacak olan fonların sağlanmasında maden işletilirken kapatma için bütçede para ayrılması ve işletmeye başlarken kapatma için verilmiş olan mali teminat özellikle işletmecinin ödeyecek gücü kalmadığında en önemli ekonomik araçlardır11,14. Maden kapatma için ayrılan fon, tesislerin devre dışı bırakılması ve doğaya yeniden kazandırma gereksinimleriyle tüm kapatma çalışmalarını karşılayacak boyutta olmalıdır10. Eğer başarılı bir kapatma planı uygulanmak isteniyor ise bu fon, mutlaka, önceden hazırlanmış olmalıdır. Bununla birlikte, kapatmanın gerçek maliyetinin bütçe tahminlerini aşması ve karşılanamayacak olması çoğu durumda işletmenin ve toplumun karşı karşıya kaldığı bir gerçektir. Kapatma planının işleyişinde, maliyetlerin gerçekliği ve doğruluğu bilinenlerin bilinmeyenlerden çok daha fazla olmasına bağlıdır10.
Maden işletmecisi, kapatma ve rehabilitasyon harcamaları için finansmanı nasıl sağlayacağının ve bu finansmanın yeterli olduğunun teminatını vermeli, bu konu kamuya açık olmalıdır. Kapatma finansal teminatı ile maden işletmecisinin çevreyi ve işletmeden etkilenecek olan üçüncü tarafları koruyacak tüm gerekli ve akılcı önlemleri alacağına ve sorumluluğunu yerine getireceğine yetkili idareyi inandırması esastır9. Devlet, maden kapatma teminatı konusunda maden işletmecisine gereksiz ve aşırı finansal yük bindirilmemesi için önlem almalıdır.
Kapatma teminatı konusunda bir temel yaklaşım, maden işletmecisinin, kapatma ve rehabilitasyon için gereken toplam maliyeti `öz kaynakları' ile karşılaması sorumluluğunu taşımasıdır. Böylece yetkili idarenin belirleyeceği teminat konusunda madencinin eli güçlü olacaktır. Yurt dışında, kapatmanın finansal teminatı için yapılan harcamaların vergiden düşmesi yoluna gidilerek işletmeciler isteklendirilmektedir9. Yine yurt dışında teminat fonlarının oluşturulmasında işletmecinin yıllık kapatma harcaması karşılığında bloke ettiği nakit para, bir bankadan alınmış kredi/teminat mektubu, sigorta sistemi9 ve kapatma bonosu14 gibi araçlar kullanılmaktadır.
Teminat, madeni kapatma ve rehabilitasyon zamanı geldiğinde işletmeci sorumluluklarını yerine getirmez ise devreye girecektir. Bu nedenle teminatın, amaca ulaşabilmek açısından yeterli olduğu konusunda taraflar ikna olmuş olmalıdır. Sosyal mutabakat açısından bir sorun yaşanmaması için kabul edilen teminat yönteminin etkin, güvenilir, sağlam ve şeffaf olması sağlanmalıdır.
Madencilik Sonrasında Sosyo-Ekonomik Sorunlar
Madencilik faaliyetlerinin ürünleri olan hammaddeler sanayide işlenerek ve ardından bunlardan imal edilen hurda malzeme geri dönüşüme sokularak çok uzun zamanlar boyunca kullanılabilir. Ürünlerinin kullanım süresi neredeyse yüzlerce yıl sürer iken maden işletmesinin ömrü çoğu zaman daha kısa sürer. Sanayide sentetik hammaddelerin kullanılması, piyasada talebin aşırı düşmesi ve fiyatların maliyetin altına inmesi nedeniyle bazen madenlerin ömrü tahmin edilenden çok daha kısa da olabilir. Bu bakımdan, her maden işletmesi üretimin başladığı günden itibaren madencilik sonrası döneme hazırlanmalıdır22. Bir maden işletmesinin kapanmasından çalışanlar ve yöre halkı her zaman çok etkilenir. Artık bilinmekte ve kabul edilmektedir ki bir madenin kapanması, geçmişte olduğu gibi, sadece işletmenin durdurulması ve madenin terk edilmesi değildir. Dünya Bankası'nın adını koyduğu gibi “Bitti dendiğinde bitmiyor”! 29.
Madencilik faaliyetlerinin sürdürülebilirliği sadece mevzuata uygunluk ile sosyal ve ekonomik yarar sağlamak değildir. Madencilikteki sürdürülebilirlik, maden işletmesi sırasında sürekli bir gelir elde etmeye alışmış yerel çalışanların ve yöre esnafının durumunun maden kapanınca ne olacağını da madende üretim sürdüğü dönemde düşünebilmektir28. Ayrıca maden çalışırken açılmış olan okulda eğitimin sürmesi, yolların bakımının yapılması ve en önemlisi maden çalışanlarının başka madenlere aktarılabilmesi sağlanmalıdır. Maden kapatmanın sürdürülebilirliğin bir parçası olması için bazı temel gerekler yerine getirilmiş olmalıdır (Çizelge 1).
Madenciliğin en büyük sosyal etkisi, maden kapandıktan sonra yörenin ekonomik gücünün zayıflaması ve yerleşim yerinde nüfusun azalmasıyla görülmektedir24. Madencilik faaliyeti sırasında yöre insanın gerek çalışarak gerekse hizmet vererek veya mal satarak kazandığı gelirler maden kapanınca bıçakla kesilmiş gibi bitmektedir. Madenin çalıştığı onlarca yıl boyunca belirli bir ekonomik ve sosyal refaha ulaşan insanlar birden bundan mahrum kalırlar. Hatta maden yakınındaki yerleşim yerlerinin bile söndüğü örnekler bilinmektedir. Bu bakımdan şirketler, en önemli Sosyal Sorumluluk Projesi olarak, yörenin şartlarına ve yöre insanının karakterine uygun olan madencilik sonrasında ek gelir getirici işler konusunda çalışanlarına ve yöre halkına eğitim vermeli, yardımcı ve destek olmalıdır. Madencilik sektörünün önündeki en büyük sosyal sorumluluk projesi bu sorunun çözüme kavuşturulmasıdır. Bir yöredeki madencilik faaliyetinin çevresel etkileriyle birlikte sosyo-kültürel ve ekonomik etkileri de incelenmeli ve çözümler işin başında, fizibilite projesinden itibaren ortaya konmalıdır24. Gelişmekte olan ülkelerde, gelişmişlerin aksine, maden kapatmanın sosyo-ekonomik sonuçları hareket alanı dar olduğundan çok daha önemlidir25.
Eğer bir madeninin kapanmasına yönelik açık mevzuat ve yol gösterecek kılavuzlar yoksa, bu süreçte hem işletmeciler hem de paydaşlar için sosyal etkiler ortaya çıkar20. Maden kapatmanın sosyo-ekonomik etkileri konusunda maden yönetimi sorumluluk duymalı ve bu süreç maden işletmeye başladığından itibaren planlı bir düzeyde yürütülmelidir. Eğer bu planlar hazırlanmaz ve çalışanlar ile yöre halkıyla paylaşılmazsa madenden beklenen kazanç kayıp olarak geri dönebilir12. Kapanma sonrasında yöredeki sosyo-ekonomik sorunlar, günümüzde, madenciliğin çevresel ve sosyal etkileri bakımından en önemli konu olarak kabul edilmektedir.
Doğaya Yeniden Kazandırma
Maden kapatma sürecinin son aşaması olan doğaya yeniden kazandırma (rehabilitasyon, reklamasyon) kavramının anlamı maden sahasını yeniden eski durumuna getirmek değildir. Maden tesislerinin olabileceği ölçüde kapatılarak maden sahasına eski durumuna yakın bir görünüm kazandırmaya çalışmaktır. Doğaya yeniden kazandırmada, düzeltilen maden sahasının çevreleyen doğal topoğrafya ile bütünleşmesi ve benzemesi istenir14. Bunun için çevreleyen arazinin nitelikleriyle birlikte maden sahasındaki yüŞekil zey örtüsü, toprağın duraylılığı, topoğrafya, jeoloji, başlıca cevher mineralleri, iklim ve yüzey suyu rejiminin özellikleri önemlidir26. Doğaya yeniden kazandırma sırasında sırasıyla şu işlemler yapılır13: 1) Maden tesislerinin kapatılması ve yapıların sökülmesi, 2) Kamu güvenliği ve çevre sağlığı önlemlerinin alınması, 3) Topoğrafyanın düzeltilmesi ve bitkilendirilmesi, 4) Maden tesislerinin bakımının sürdürülmesi ve çevresel ölçümlerin yapılması, 5) Yöre halkının tamamının sürdürülebilir toplumsal ekonomik ve sosyal programlara katılmasının tamamlanması.
Doğaya yeniden kazandırılan bir maden sahası, madencilik sonrasında güvenli, duraylı ve üretken bir arazi biçimini alarak yerel toplum için uygun ve kabul edilebilir olmalıdır. Bunu sağlamak için önceden, kapatma planı hazırlanırken yerel yönetim ve toplum ile görüşmeler yapılması uygundur7. Bu görüşmelerde, madencilik sonrasında bu sahanın nasıl kullanılacağına da karar verilmelidir. Bu son hedef belirlendikten sonra doğaya yeniden kazandırma çalışmalarının kapsamı belirlenebilir. Kapatma sonrasında bir eski maden sahası şu amaçlarla kullanılabilir6: 1) Turizm ve dinlence, 2) Yaban hayatı koruma, 3) Tarım, 4) İçme veya sulama suyu depolama, 5) Kimyasal üretim, 6) Eğitim, 7) Pasa ve atık depolama.
Ülkemizdeki kapatılan maden sahalarında uygulanan başarılı doğaya yeniden kazandırma çalışmaları sonucunda eskiden maden sahası olduğunun anlaşılamadığı örnekleri görmek de olasıdır17.
Maden Tesislerinin Kapatılması ve Yapıların Sökülmesi
Maden sahasının kapatılmasının ilk adımı maden sahasındaki tesislerin (ofisler, atölyeler, hurdalıklar, maden ocağı, cevher hazırlama ve zenginleştirme tesisleri, pasa depolama sahası ve atık depolama tesisi) kapatılmasıdır. Bunların bir bölümü kolaylıkla kısa zamanda sonuçlandırılırken maden ocağı ve atık depolama tesisinin kapatılması uzun zaman alacaktır.
Maden tesislerinin kapatılarak devre dışı bırakılması sırasında tehlikeli ve güvensiz tesislere, tehlikeli malzemelere, asit kaya drenajı ve metal salınımına, kirlenmiş yerlere, yer üstü ve yer altı suyuna olumsuz etkiye, erozyona,
flora ve fauna üzerindeki tehditlere özellikle dikkat edilmelidir7.
Ofisler-Atölyeler-Hurdalıklar: Buralardaki malzemeler taşınarak yapılar sökülmeli, demir aksam ve beton temel varsa temizlenmelidir. Elbette, bu işler yapılırken doğal çevreye hasar vermemeye dikkat edilmelidir. Özellikle, ileride çevre için tehlike oluşturma olasılığı olan yakıt tankları, kimyasal depoları gibi tesisler mutlaka sökülmelidir1.
Maden Ocağı: Şevler fiziksel duraylılığını yitirmemesi için şev eğimleri 350ye kadar düşürülür. Yüzey suyunun ocak içine dolmasını önlemek amacıyla, zaten işletme başlamadan önce yapılması gereken, yüzey suyunu toplayacak bir kuşaklama kanalı ile açık ocak çevrelenmiş olmalıdır. Açık ocak tabanının yer altı su düzeyinin altına inmesi durumunda ocak içinin bu düzeyin üzerine çıkacak biçimde doldurulmasının önerildiği2 gibi özellikle Avustralya ve ABD'de ocak gölü oluşturulmuş örnekler de görülmektedir6,18. Maden ocağında su birikmesi öncelikle canlı güvenliği açısından tehlikeli olabilir. Eğer böyle bir durum varsa canlıların bu suya erişmesinde kesinlikle güvenlik önlemi alınmalıdır. Eğer bu biriken suyun bileşimi sürekli olarak denetim altında tutulmaz ise çevre sağlığı açısından da sorun yaratması beklenmelidir. Bu nedenle, dünyadaki başarılı örnekler incelenerek, maden ocağı gölüne su girişi yer altı suyu geliriyle sağlanabilir ve fakat biriken suyun sürekli tazelenmesini sağlamak amacıyla, gölün su bilançosu dikkate alınarak, bir derecik çıkışı oluşturulması mutlaka gerçekleştirilmelidir.
Eğer maden ocağının yer altı suyu ile bir bağlantısı yoksa maden pasa ve atıklarının geri doldurulmasında da kullanılabilir (Gammons ve diğ., 2009). Böylece, doğaya yeniden kazandırma çalışmaları için kirlenmiş maden sahasının alanı küçültülmüş olur.
Yer altı maden işletmeleri için en güvenilir ve en uzun süreli fiziksel duraylılığın korunması yöntemi galerilerin ve boşlukların geri doldurulmasıdır1. Bazı işletme yöntemlerinin gereği cevher alındıkça yer altı işletmesi doldurulur. Diğerlerinde de maden kapatma sürecinde benzer işlem uygulanır. Yer altı işletmesinin güvenliği sağlandıktan sonra ağzı içeri girilemeyecek biçimde kapatılır. Benzer biçimde, şaft ve havalandırma bacaları da doldurularak yüzeydeki ağızları kapatılır.
Cevher Hazırlama ve Zenginleştirme Tesisleri: Tesislerin, tankların ve aktarma organlarının içlerinde kimyasal madde kalmamasına dikkat edilmelidir. Kontrol panolarındaki çalıştırma düğmelerinin tesisle bağlantısı kesilmeli ve müdahale edilemez duruma getirilmesi şarttır. Aktarma organlarındaki vanalar kontrol edilemeyecek biçimde sabitlenmelidir. Teknik özellikleri ve bulundukları konum dikkate alınarak borular sökülebilir fakat açık uçlar kör tapayla tıkanmalıdır. Gereksiz olan tesisler sökülür, başka bir yerde kullanılma olasılığı olanlar ise bütün güvenlik önlemleri alınarak korumalı bir biçimde tutulabilir1.
Pasa Depolama Sahası: Açık ocakta veya yer altı ocağında cevherli zona ulaşmadan önce çıkarılan ve işletmenin hedefi bakımından ekonomik değeri olmayan kayaçların depolandığı yerdir. Kapatma döneminde jeoteknik anlamda sıkıntı yaşamamak için, daha önceden işletme sırasında yapılmış olması gereken, pasa malzeme depolama sahasına düzenli ve kademeli yığılmalı, şev yaslanma açısı 350'den yüksek olmamalı ve yüzey ya da yer altı suyuyla ilişkisi olmamalıdır. Kapatma sürecinde, yüzey suyundan etkilenerek fiziksel duraylılığının bozulmaması için pasa sahasının çevresine su toplama kanalı açılır. Kazı işleminin yapıldığı yerdeki kayaçların jeolojik özelliklerine bağlı olarak ayrılan pasa malzemesi jeokimyasal açıdan tepkili (reaktif) olabilir; yani asit kaya drenajı (AKD) oluşturacak özellikte olabilir. Bu olumsuzluğu gidermek amacıyla pasa sahasının tabanı kireçtaşı çakıllarıyla örtülmeli ve pasa kademeleri arasına ince kireçtaşı tamponlama katı yerleştirilmelidir. Eğer paşada AKD potansiyeli varsa yığın yüzeyinden 3,5 m derine inecek biçimde toprak nemi ve sıcaklığını ölçecek algılayıcı (sensör) yerleştirilmeli ve dönemsel (periyodik) gözetim yapılmalıdır16. Pasa yığını oluşturulduktan sonra tozlanma ve erozyon etkisinden korunması için yığının yüzeyi ve şevleri otsu bitkiler ile örtülmelidir.
Atık Depolama Tesisi: Doğası gereği bünyesinde yüksek risk barındıran atık depolama tesisine (ADT; Atık Barajı) işletilmesi sırasında olduğu kadar kapatma sürecinde ve kapanma sonrasında da özen gösterilmeli ve önem verilmelidir. Eğer işletmeci, görevinin ve dolayısıyla sorumluluğunun sona erdiğini düşünerek kapatma sürecinde ADT'yi kendi haline bırakır ise beklenen çevresel tehlike tüm boyutlarıyla ortaya çıkmakta gecikmez3. Kapanma sonrası dönemde gözetim ve bakım olmayacağından özellikle yüzey ve yer altı suyunun etkisiyle jeoteknik sorunlar çıkarak tesisin yapısal bütünlüğü bozulabilir.
İzmir-Bergama'daki Ovacık Altın Madeni'nin işletmeye alındığı 2001 yılından 2009'a kadar kullanılan 1 nolu ADT'nin kapatılması bu konuda başarılı bir örnek olmuştur4. ADT'ye verilen atı
ğın içindeki katı taneciklerin zamanla çökmesiyle yüzeyde toplanan suyun doğal yolla buharlaşması için beklenmiş ve olumlu sonuçlanacağı anlaşılınca tesisin kapatılması için bu konuda uzman bir firmaya mühendislik projesi hazırlatılmıştır. Yetkili idarenin projeyi kabul etmesi üzerine 2012 Mart ayında çalışmalara başlanmıştır. Atığın durumunu anlamak amacıyla dolgu üzerinde inşa edilen geçici seddelere yerleştirilen özel bir makinayla jeoteknik sondajlar yapılmıştır. ADT yüzeyinin tamamen kurumasına karşın atık içerisindeki tane arası boşluklarda %3035 oranında su bulunduğu anlaşılmıştır. Bu suyun alınmasında, ADT inşaatı sırasında oluşturulan su toplama (dekant) kulesi başarılı bir biçimde kullanılmış ve ADT kapatma sürecinde vaz geçilmez bir yapı olduğunu kanıtlamıştır. Jeoteknik sondajlarda alınan örnekler üzerinde yapılan konsolidasyon deneyleri sonucunda atık üzerine yüklenecek örtü malzemesinin düzenli oturmasını sağlamak amacıyla altı aşamalı önyükleme projesiyle gerçekleştirilmesi gerektiği belirlenmiştir. Toplamda 39 ay sürmesi belirlenen önyükleme sürecinde her bir aşamanın süresi ve bir sonraki aşamaya geçiş için beklenmesi gereken oturma süresini gösteren bir program ortaya konmuştur. Beklenmeyen teknik olmayan nedenlerle 39 aylık süre uzamış ve şu anda, beşinci aşamadan sonraki oturma süresi içerisindedir. Yaz aylarında son aşama da tamamlanarak geçirimsizlik katmanını oluşturan kil-çakıl ve en üste de bitkisel toprak serilmesiyle ADT kapatma projesinin sona ermesi beklenmektedir. Bitkilendirme için geçirimsizlik katmanına zarar vermeyecek biçimde derin köklü olmayan bitkiler seçilecektir.
ADT kapatmasında, acil durum talimatı işletmeyi durdurma kararı alındığında hazır olmalıdır. Kapatma sonrası bakım ve gözetim sırasında gelen raporlara göre gerekirse acil durum çağrısı yapmaktan kaçınılmamalıdır.
Topoğrafyayı Düzeltme ve Bitkilendirme
Bitkisel Toprak: Doğaya yeniden kazandırma çalışması için madencilik sırasında fiziksel bozulmaya uğramış olan arazinin düzeltilmesinden sonra bitkisel toprak serilmesi ilk iştir. Büyük bir saha için dışarıdan toprak getirmenin maliyeti çok yüksek olacağından maden yatırımı başlarken bu işin önlemi alınmış olmalıdır. Maden tesislerinin kurulacağı bölümlerdeki bitkisel nitelikli toprağın üst zonu (15-40 cm kalınlığında olabilir), iş makinaları sahaya girmeden sıyrılarak bu iş için ayrılmış yerde depolanır. Bitkisel toprak depolama sahası maden çalışmalarından uzak bir yerde olmalıdır. Bitkisel toprak yığıldıktan sonra üzeri örtülerek doğaya kazandırma çalışması başlayana kadar korunur.
Yine bu kapsamda olmak üzere, eğer ÇED çalışmaları sırasında maden sahasında endemik bitki türleri saptanmış ise maden yatırımı başlamadan önce bu bitkilerin tohumları uzmanınca toplanarak usulüne uygun olarak tohum bankasında saklanır. Doğaya kazandırma çalışması başlayınca, maden sahasına serpilerek çimlenmesi sağlanır.
Biçimlendirme: Maden sahasındaki çukurlar doldurularak ve dik eğimler olabildiğince yatırılarak topoğrafyaya biçim verilmeye çalışılır1. Bu biçimlendirmenin amacı erozyon ile heyelana fırsat vermemek ve bitkilendirme için rahat bir çalışma ortamı oluşturmaktır. Yine aynı amaçla, yüzey suyu akışının biçimlendirmeyi bozmaması için su toplama kanalları ve drenajlar hazırlanır.
Bitkilendirme: Kapatma sonrasında bu arazinin hangi amaçla kullanılacağı dikkate alınarak bitkilendirme (rekültivasyon) çalışması yapılır. Bitkilendirmenin öncelikli hedefi erozyonu ve heyelanı önleyebilmektir1. Bu amaç için gerekli olmayan kısımlarda üretim ve kültüre yönelik bitkilendirme çalışması yapılabilir.
Orman idaresi kendine ait araziyi geri istediğinden bu kısım düzeltildikten sonra bitkilendirilmeden teslim edilir. Kapatılmış maden sahalarının çoğunda, doğal halinden daha başarılı ve zengin bitkilendirme yapıldığı görülmüştür17. Bölgeye has veya araştırmalar sonucu uygun bulunan ağaç cinslerinin dikilmesi ile orman alanları oluşturulabilir.
Çevresel Ölçüm ve Gözlem
Kapatma sonrasında maden sahasında ölçüm ve gözlemlerin sürdürülmesinin temel nedeni doğaya yeniden kazandırma çalışmalarının amacına ulaşmış olduğunun, yerüstü ve yer altı suyu açısından bir risk olmadığının ve kapatma ilkeleriyle
uyumlu olunduğunun belirlenmesidir8. Böylece maden sahasının güvenli olduğu, çevre ve sağlık açısından bir risk oluşturmadığı gösterilmiş olur. Eğer bunun tersine bir gelişme var ise önceden, olay büyümeden saptanabilir ve zamanında müdahale etme fırsatı yakalanır.
Her sahanın kendine ait özelliklere ve işletilmiş olan madene göre farklı ölçüm ve gözlem programları dönemsel olarak yürütülür8. Genel olarak açık maden ocağı ile pasa yığını şevlerinin ve atık depolama tesisinin yapısal bütünlüğünü denetim için maden sahasındaki yüzeysel biçim bozulması, toprak özelliğinin değişmesi, erozyon ve sızıntı gözlenir, jeoteknik ölçümlerle denetim altında tutulur. Yer üstü suyunun hem sahaya giriş hem de çıkış noktalarında ve yer altı suyunun da akış yönüne göre önceden hazırlanmış gözlem kuyularından yapılan ölçüm ve alınan örneklerde fiziksel ve kimyasal durumu ölçülür. Bitkilendirmenin gelişimi, biyolojik çeşitliliğin durumu ve ekosistemin oluşması ile yaban ve sucul yaşamın canlanması gözlenir. Bu ölçüm ve gözlemler yetkili idare tarafından belirlenmiş dönemlere göre sürdürülür ve sonuçları rapor edilir.
Maden Sahasını Terk
Yetkili idare, maden sahasında yapılan maden kapatma ile doğaya yeniden kazandırma çalışmalarının uygunluğunu ve yerindeliğini belirledikten ve gerekli görülen süre boyunca yapılan çevresel ölçüm ve gözlemlerde aksi bir sonuçla karşılaşılmadığı durumda işletmecinin maden sahasını terk edebileceğine karar verir14. Özetle, terk kararı, kapatma planındaki hedeflere ulaşılmış olduğunu gösterir. Bu durum işletmeciye bildirilince sorumlulukları sona ermiş olur.
Ülkemizdeki Mevzuat
Maden İşleri, Çevre ve Orman idarelerinin kendi mevzuatlarından kaynaklanan farklı maden kapatma ve doğaya yeniden kazandırma işlemleri vardır. Farklı maden kapatma ve doğaya yeniden kazandırma işlemleri birbirleriyle uyumlu hale getirilerek uygulamadaki çelişkilerin kaldırılmasına ihtiyaç vardır.
Maden Mevzuatı
3213 sayılı Maden Kanunu'nun 32'nci maddesi konumuzla ilgilidir. Buna göre, ruhsat sahibi terk isteğinde bulunduğu sahada, en geç bir yıl içinde, gerekli güvenlik önlemlerini almak ve işletme projesinde belirttiği esaslar doğrultusunda işletme yapılan alanı çevreye uyumlu hale getirmek zorundadır. Yerine getirmediği takdirde, önlemler alınana kadar sorumluluk ruhsat sahibinin olması koşuluyla, çevreye uyum planına uygun olarak çevre ile uyum çalışması için gerekli önlemler ilgili idareler tarafından yerine getirilir. Bu sırada yapılan harcamalar, ruhsat bedeli kapsamında çevre ile uyum planı çalışmaları karşılığında emanete yatırılan teminattan karşılanır.
Maden Yönetmeliği'nin 83'üncü maddesinde, Kanun'un 32'nci maddesinin nasıl uygulanacağına açıklık getirilmiştir.
Maden Kanunu ve Yönetmeliği, sadece maden işletmesindeki güvenlik önlemlerini değil bir başka idarenin ilgi alanı olan çevreyle uyum önlemleri hakkında da karar vermektedir.
Çevre Mevzuatı
Madencilik çalışmalarında çevreyle ilgili önlemlerin nasıl olacağı konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı uzun zaman kararsız kalarak genel mevzuat içerisinde değerlendirdikten sonra AB ile uyum çalışmaları başlayınca oradaki Direktiflere uygun mevzuat hazırlamaya başlamıştır. Madencilik Faaliyetleri ile Bozulan Arazilerin Doğaya Yeniden Kazandırılması Yönetmeliği 2010 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu Yönetmelik, madencilik etkinlikleri, malzeme ve toprak temini için arazide yapılan kazılar, dökümler ve doğaya bırakılan atıklarla bozulan doğal yapının yeniden kazanılmasına ilişkin usul ve esasları oldukça ayrıntılı olarak belirlemektedir. Orman sayılan alanlar, tarım veya mera alanları ile baraj ve gölet projelerinde rezervuar altında kalacak alanlardaki madencilik çalışmaları bu yönetmeliğin kapsamı dışında kalmaktadır.
Yönetmeliğin ikinci bölümü Doğaya Yeniden Kazandırma ve üçüncü bölümüyse İzleme, Denetim ve Raporlama'ya ayrılmıştır. Kapatma terimi, doğaya yeniden kazandırma çalışmasının aşamaları tamamlanarak işletme sahasının sürekli olarak terk edilmesi biçiminde Tanımlar'da yer almaktadır.
Yönetmeliğe göre, doğaya yeniden kazandırma çalışmaları madencilik, kazı veya döküm çalışmaları ile eş zamanlı başla
tılır. Havza madenciliği biçiminde yapılan madencilik çalışmasında, örtü ve dekapaj malzemesi uygun bir biçimde depolanır ve doğaya yeniden kazandırma çalışması rezervin bittiği alanlardan başlanmak üzere bölüm bölüm gerçekleştirilir. Çalışma sahasının tümü, işletmenin sonlanmasından sonraki iki yıl içinde kapatma sonrası kullanıma uygun duruma getirilmelidir. Bundan sonraki üç yıllık izleme süresi sonunda veya madenin cinsine göre ÇED Yönetmeliği kapsamında verilen izleme süreleri esas alınarak doğaya yeniden kazandırma çalışması kapsamında taahhüt edilen hususların sağlanıp sağlanamadığı ilgili idarelerce belirlenir. İzleme süresi boyunca, işletmeci, yapılan çalışmaları yıllık izleme raporu olarak yetkili idareye sunar. Süre sonunda uyumsuzluk olmaması durumunda, işletmecinin çalışma alanı ile ilgili sorumluluğu son bulur.
Gerek AB gerekse ülkemizdeki değişik çevreler tarafından doğaya yeniden kazandırma çalışmalarının yapılmaması karşılığında kullanılmak üzere bir “teminat” alınması ileri sürülmektedir. 2872 sayılı Çevre Kanunu'nun 13'üncü maddesinde, yapılan etkinlikler nedeniyle oluşacak bir kaza dolayısıyla işletmecilerin üçüncü şahıslara verebilecekleri zararlara karşı tehlikeli kimyasal ve tehlikeli atık malî sorumluluk sigortası yaptırmak zorunda oldukları belirtilmektedir. Görüldüğü gibi gerek bu ifade gerekse Maden Kanunu'ndaki ifadenin AB mevzuatındaki doğaya yeniden kazandırma tazminatı anlamındaki ifadeyle bir ilgisi yoktur. Bu durumda, herhangi bir nedenle işletmecinin doğaya yeniden kazandırma çalışmasını yapmadan sahayı terk etmesi durumunda sürecin sürdürülmesi maliyetinin nasıl karşılanacağı belirsiz olmaktadır.
Orman Mevzuatı
6831 sayılı Orman Kanunu'nun 16'ncı maddesi madencilik çalışması sona eren sahalarda yapılacak doğaya yeniden kazandırma (rehabilitasyon) ile ilgilidir.
Orman Kanunu'nun 16'ncı Maddesinin Uygulama Yönetmeliği, orman sayılan alanlarda madencilik çalışması yürütmek için orman idaresinden alınması gereken izinlerin ve bu alanlarda doğaya yeniden kazandırma (rehabilitasyon) işleminin nasıl yürütüleceğini açıklamaktadır. Madencilik çalışması için yetkili idareye yapılacak başvuruda istenilen belgeler arasında ÇED belgesi ve rehabilitasyon projesi bulunmaktadır. Oysa, daha önce açıkladığımız gibi, ÇED Raporu içinde yer alan rehabilitasyon (doğaya yeniden kazandırma) projesi kavramsal bir yaklaşım olup işletme sırasında derlenen verilerle ayrıntılanarak kesin biçimini aldığından orman idaresine verilen proje gerçeği yansıtmayacaktır.
Bu yönetmeliğe göre, Rehabilitasyon Projesi, madencilik yapılan sahanın bozulacak doğal yapısının yeniden düzenlenmesi, doğal dengesinin kurulması, alanın yeniden insanların ya da diğer canlıların güvenle yararlanabileceği duruma getirilmesini sağlayacak biçimde rehabilite amacıyla hazırlanacak projeyi tanımlamaktadır. Burada geçen Rehabilite terimiyse orman izninin başlangıcından sona ermesine kadar geçen sürede, izin alanının çevre güvenliği sağlanarak rehabilitasyon projesine uygun olarak iyileştirilmesini, orman ekosisteminin tesisi amacıyla ağaçlandırma ve silvikültür teknikleri kullanılarak çevreye uyumlu hale getirilmesi işlemini anlatmaktadır. Orman izni alınmadan bu alanda madencilik yapılamayacağından iznin başlaması ve bitmesi de madenciliğin yapılacağı süreyi göstermektedir.
Yönetmeliği beşinci bölümü Rehabilite işine ve Rehabilitasyon Projesi'ne ayrılmıştır. İdare, madencilik yapılan alanın kullanım öncesi dönemde çoraklık ve verimsizlik gibi olumsuz nitelikler taşıyor olmasını rehabilitasyon yapılmaması için gerekçe olarak kabul etmemektedir. Rehabilitasyonun orman izninin bittiği tarihte bitirilmesi esastır; bitirilememesi durumunda bir yıl ek süre verilir, fakat bu ek sürede madencilik çalışması yapılamaz. Rehabilitasyonun yapılmaması durumunda bu işlem orman idaresince yapılır veya yaptırılır; yapılan harcamalar da maden işleri idaresine verilen çevre ile uyum teminatından alınır.
İzin sahibi her yıl Eylül ayının sonuna kadar madencilik faaliyeti yaptığı alandaki rehabilite işleminin gelişimi hakkında idareye bir teknik rapor verir. Madencilik yapılan alanın tümü çalışmanın tamamlanmasından sonraki bir yıl içinde rehabilitasyon projesinde belirtilen madencilik sonrası kullanıma uygun duruma getirilir.
Terk Edilmiş Madenler
Madenin kapatılması ve doğaya yeniden kazandırılmasında unutulmaması gereken ve mutlaka önlem alınması gereken bir konu da terk edilmiş madenlerdir. Yıllar öncesinden terk edilerek sahipsiz kalmış olan maden ocakları ile buralardaki atık ve pasalar sürekli çevre kirliliği oluşturmaktadır. Hatta bu tehlike, Gediz havzasındaki eski cıva madenlerinde olduğu gibi bölgesel boyutlara da ulaşmıştır.
Terk edilmiş madenlerdeki sorunlara, maden atıklarının yönetimi de içinde olmak üzere çözümler getirilmesi ve uygulanması gerekmektedir. Çalışmalar sırasında, bu türden madenler ve atıkların bir ekonomik potansiyele sahip olduklarının ortaya konması durumunda bunların ekonomiye kazandırılması da önemlidir. Ülkemizdeki terk edilmiş madenler ile bunların atık ve pasaları konusunda en sağlıklı çalışmayı MTA Genel Müdürlüğü'nün yapabilecek kapasitede olduğu tartışılmaz bir gerçektir.
Sonuç
Üretim faaliyeti sona ermiş bir madenin, ileride tehlike ve kirlilik kaynağı olmaması için uygun ve etkin bir biçimde kapatılması ve sahanın doğaya yeniden kazandırılarak terk edilmesi çevre korumanın en önemli hedeflerindendir. Maden kapatma ve doğaya yeniden kazandırma (rehabilitasyon) planları daha projenin başında dikkate alınmalı ve aramalardan itibaren uygulanmalıdır. Maden gelirinin kalmadığı dönemde, kapatma sürecinde sıkıntıya düşmemek için bütün kapatma planının mali boyutu da işletmenin başlangıcında maden bütçesine
konulmalıdır. Bu proje, sadece bir çevresel araç olarak düşünülmemeli aynı zamanda kapatma sonrasında yerel toplumun sosyo-ekonomik durumunu da kapsamalıdır. Maden kapatma, çalışanları ve yöre halkını çok yakından ilgilendirdiğinden kapatma ve doğaya yeniden kazandırma projesi hazırlandığında paydaşlara anlatılmalı ve kapatma döneminin aşamalarında da durum hakkında bilgilendirilmelidirler.