Maden Yasasında Değişiklikler
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanlığı tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na, 07.12.2018 tarihinde Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Hakkında Kanun Teklifi sunulmuştur.
Teklifte, 3213 sayılı Maden Yasası'nın; 1., 3., 5., 6., 7., 9., 10., 11., 12., 13., 14., 15., 16., 24., 30., 47., Ek-1., Ek-7'nci maddelerinde değişiklik öngörülmekte ve Yasaya Geçici 38., 39., 40., 41 ve 42 madde eklenmektedir.
Yapılması düşünülen değişiklikler sonucu maden ruhsat sahiplerinin iş ve işlemlerini kolaylaştıracak düzenlemeler çok sınırlıdır.
Teklifte en olumlu değişiklik Yasa'nın 13'üncü maddesinde idari para cezasına karşı açılacak davalarda yetkili Mahkemenin İdare Mahkemeleri şeklinde olması ve Ruhsat bedelinin Ocak ayı sonuna kadar yatırılmaması halinde yatırılmayan kısmının iki katı ruhsat bedelinin Haziran ayı son gününe kadar yatırılması aksi takdirde ruhsatın iptali şeklinde kısmi iyileştirmedir.
Teklifle, Yasanın 1'inci maddesi; “Bu Kanun madenlerin “milli menfaatlere uygun olarak” aranması, işletilmesi, üzerinde hak sahibi olunması ve terk edilmesi ile ilgili esas ve usulleri düzenler, şekline getirilmektedir. 1862 tarihinde yürürlük kazanan Maden Nizamnamesinden itibaren maden mevzuatında böyle bir Maden Yasası amacı yoktur. Ayrıca, milli menfaatlerin ne olduğu ya da ne olmadığının tanımı da yapılmadığından, bu ibarenin uygulanması tartışmaya açıktır.
3213 sayılı Maden Yasası'nın 2'nci maddesinde yer alan Maden tanımı, yerkabuğunda ve su kaynaklarında tabii olarak bulunan, ekonomik ve ticari değeri olan petrol, doğal gaz, jeotermal ve su kaynakları dışında kalan her türlü madde bu Yasaya göre madendir, şeklindedir. Tanımda anlatım bozukluğu olması yanında hatalar da vardır. Yerkabuğu (Yeryüzü) zaten su kaynaklarını da içerdiğinden tanımda su kaynakları ifadesinin fazladan kullanıldığı, “...su kaynaklarında tabii olarak bulunan…, …su kaynakları dışında kalan….” ifadelerinin de aynı cümlede yer almasının anlatım bozukluğuna sebep olduğu açıktır. Tanımın; yer kabuğunda tabii olarak bulunan, ekonomik değeri olan, tabii servet ve kaynaklarla ilgili başka yasal düzenlemelerin dışında tutulan her türlü madde madendir, şeklinde değiştirilmesi teklifte yer almamaktadır.
Yasa'nın 4'üncü maddesine; “maden ruhsatları taşınmaz hükmündedir” şeklinde bir cümle eklenmelidir.
Maden ruhsatlarını ilgilendiren yargılamalardan idari işlemler konusunda, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası'nın 34'üncü maddesinde maden ruhsatlarının taşınmaz hükmünde olduğu kural altına alınmış olup, bu konuda bir sıkıntı yaşanmamaktadır. Adli yargılamada ise, yürürlükten kaldırılan 743 sayılı Medeni Yasa'nın 632'nci maddesinde madenler taşınmaz hükmünde iken, 4721 sayılı Medeni Yasa'nın 704'üncü maddesinde madenler taşınmaz başlığından çıkarılmış, gerekçesinde de; yürürlükteki maddenin 3 numaralı bendinde yer alan madenler ayrı bir yasa ile özel bir rejime tabi tutulmuş olduğundan maddeden çıkarıldığı, ifade edilmiştir. Maden ruhsatları ile ilgili adli yargılamalarda, maden ruhsatlarının taşınmaz hükmünde olduğu, 2577 sayılı Yasa ve 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyetliğine Tecavüzlerin Önlenmesi Yasasının Uygulama Şekli ve Esaslarına Dair Yönetmeliğin 7'nci maddesinde madenlerin taşınmaz kabul edildiği, ileri sürülerek savunma yapılabilmektedir. Bu nedenle, Yasa'nın 4'üncü maddesine maden ruhsatları taşınmaz hükmündedir, şeklinde bir cümle eklenmesi uygun olacaktır.
Yasa'nın 5'inci maddesi; madenler üzerinde tesis olunan ilk müracaat, arama ruhsatnamesi ve buluculuk hakları bölünemez, şeklindedir. Kurala teklifle bir değişiklik getirilmemektedir
Av. Cemal Yeşilyurt cmlyesilyu[email protected]