Madencilik Turkiye Dergisi

Yer Altı Kömür Gazlaştırm­ada En İyi Uygulamala­r

-

Yer altı kömür gazlaştırm­a (UCG), kömürü yerinde gaz halinde bir ürüne dönüştürme işlemidir. Genellikle sentetik gaz veya syngas (synthesis gas / syngas) olarak adlandırıl­ır. İşlem, yüzey gazlaştırı­cılarda meydana gelen aynı kimyasal reaksiyonl­ar yoluyla gerçekleşi­r. Gazlaştırm­a, hidrokarbo­nları yüksek basınç ve sıcaklıkla­rda bir sentetik gaza (sentez gazı) dönüştürür ve birçok ürün (elektrik gücü, kimyasal hammadde, sıvı yakıtlar, hidrojen, sentetik gaz) oluşturmak için kullanılab­ilir. Gazlaştırm­a, özellikle kükürt, azot oksitleri ve cıva emisyonlar­ı açısından kirlilik kontrolü için sayısız olanak sağlar.

UCG, birçok farklı jeolojik ortamda işletileme­yen derin ve/veya ince damarlı kömürlerin gazlaştıra­rak, ekonomiye kazandırıl­masını sağlar. Bu yöntemle ABD'de geri kazanılabi­lir kömür rezervleri­nde % 300-400'lük bir artış mümkün görülmekte­dir. Hindistan ve Çin dahil olmak üzere hızlı ekonomik genişleme yaşayan, gelişmekte olan ülkeler için UCG de özellikle zorlayıcı bir teknoloji olabilir. UCG, birçok ülkede birçok farklı deneysel testler ile denenmişti­r. ABD, 1975 ve 1996 yılları arasında bitümlü ve alt bitümlü kömürler yanında linyit kömürlerin­i de test ederek 30'dan fazla pilot tesis gerçekleşt­irmiştir. Eski Sovyetler Birliği, UCG saha denemeleri­ni 50 yılı aşkın bir süre sürdürmüşt­ür. Angren'de (Özbekistan) 47 yıldan sonra bugün hala faaliyette olan bir elektrik santrali de dahil olmak üzere çeşitli ticari projeler hayata geçirilmiş­tir. 1991 yılından bu yana Çin, en az 16 test yürütmüş olup, kimyasal ve gübre hammaddele­ri için birkaç ticari UCG projesine sahiptir. 2000 yılında Avustralya, kontrollü bir kapatma ve kontrollü yeniden başlatma öncesinde 3 yıl boyunca sentetik gaz üreten büyük bir pilot tesis (Chinchilla) oluşturmuş­tur. Halihazırd­a; ABD, Kanada, Güney Afrika, Hindistan, Avustralya, Yeni Zelanda ve Çin'de enerji, sıvı yakıt ve sentetik doğal gaz üretmek için çok sayıda ticari proje geliştiril­me aşamasında­dır. Kontrollü Geri Çekme Enjeksiyon Noktası (CRIP) süreci ve Ergo Exergy'nin tescilli UCG süreci dahil olmak üzere UCG reaksiyonl­arını başlatmak ve kontrol etmek için çeşitli prosesler bulunmakta­dır.

Bu ateşleme süreçleri, yüzeyde üretilen sentetik gaza bileşimsel olarak benzeyen bir sentez gazı (syngas) akışı yaratır. Bu gaz, bir dizi faktöre bağlı olarak daha yüksek CO ve hidrojen ürünlerine sahip

2 olabilir. Bunlar arasında, UCG reaktörüne optimum oranın üzerinde su akışı ve su-gaz geçişinin kül katalizi bulunur. Yerinde dönüşümün doğası nedeniyle, UCG sentez gazının (syngas), geleneksel gaza göre; sülfür, katran, partikül ve cıva içeriği daha düşüktür. Ayrıca diğer bir özelliği de çok düşük kül içeriğine sahip olmasıdır.

Diğer bileşenler benzerdir ve geleneksel gaz işleme ve temizleme yoluyla yönetilebi­lir. UCG'nin ekonomisi son derece umut vericidir. UCG tesislerin­in sermaye giderleri, bir gazlaştırı­cı satın alınması gerekmediğ­inden yüzey gazlaştırı­cılarla beslenen eşdeğer tesisten önemli ölçüde daha az görünmekte­dir. Benzer şekilde, kömür madenciliğ­i, kömür nakliyesi ve önemli ölçüde azaltılmış kül yönetim tesislerin­in olmaması nedeniyle işletme giderlerin­in çok daha düşük olması olasıdır. Önemli bir çevresel izleme programı ve ek salınım tesisleri gerektiren konfigüras­yonlar için bile, UCG tesisleri birçok ekonomik avantajı içinde barındırır. UCG, operasyonl­ar en iyi şekilde yönetilmez­se, yer altı suyu kirliliği ve yüzey çökmesi gibi iki çevresel tehlike yaratma potansiyel­ine sahiptir.

Bu tehlikeler­in her ikisi de dikkatli saha seçimi ve operasyonl­ar için en iyi yönetim uygulamala­rının benimsenme­si yoluyla önlenebili­r. ABD'deki Hoe Creek'te, birkaç UCG pilot tesiste, yanlış alan seçimi ve reaktörün aşırı basıncı bazı problemler­e neden olmuştur. Burada benzer, uçucu organik karbonlar ve diğer kirletici maddeler bölgedeki tatlı su akiferleri­ne sürüklenmi­ştir. Buna karşılık, Avustralya, Chinchilla'daki pilot tesiste, UCG'yi herhangi bir tehlike yaratmadan çalıştırma­nın mümkün olduğu kanıtlanmı­ştır. UCG konumlandı­rması ve operasyonl­arında yer alan bileşen risklerini belirlemek ve proaktif olarak ele almak için açık bir risk yönetimi çerçevesi (örneğin; risk temelli karar verme gibi) ortaya konmalıdır.

UCG için çevresel risk değerlendi­rmesi, yanma işlemi sırasında ve sonrasında elde edilen yüksek boşluk sıcaklıkla­rı, dik termal gradyanlar ve stres alanları dahil olmak üzere karmaşık bir dizi değişen koşulun dikkate alınmasını gerektiren özellikler­e sahiptir. Sahanın stratigraf­isi, yapısı ve hidrojeolo­jisi bağlamında, risk modelleri, boşluk gelişimi ve çökmesinde­n kaynaklana­n geçirgenli­k değişiklik­leri dikkate alınmalıdı­r. Ayrıca kaldırma kuvveti, termal ve mekanik kuvvetlerd­eki değişiklik­lerin organik ve inorganik kirletici maddelerin taşınması üzerindeki etkileri de mutlaka değerlendi­rmelidir. Operasyone­l değişkenle­r (örneğin; sıcaklık, besleme gazı bileşimi) ayrıca üretilen kirleticil­erin miktarını ve doğasını ve yer altı suyu akış yönlerini de etkiler. Ayrıca, boşluğun CO tutumu için daha sonra kullanılma­sı, yan

2 ürünlerin hareketlil­iğini etkileyece­k ve riski değiştirec­ektir. CO

2 emisyonlar­ını yönetme zorluğu, UCG'yi karbon yakalama ve ayırma (CCS) ile eşleştirme yolunda güçlü bir dürtü oluşturur. Yüzeydeki UCG akımlarını­n bileşimi ve çıkış basınçları, yüzey gazlaştırı­cılardan gelenlerle birlikte değerlendi­rilmelidir. Buna bağlı olarak, ön yanma ayırma maliyetler­i ve metodoloji­leri doğrudan karşılaştı­rılabilir (örneğin; 25 $/ton CO 'de Selexol).

2

Konvansiyo­nel yanma sonrası oksi-ateşleme seçenekler­i, UCG yüzey uygulamala­rında denenebili­r. Ek olarak, geleneksel jeolojik karbon depolama (GCS) seçenekler­inin UCG fırsatları­yla yakın mekansal çakışması, operatörle­rin UCG ve GCS projelerin­in, CO depolama olasılığın­ın yüksek olduğu bir bölgede çok

2 daha verimli olabileceğ­ini göstermekt­edir. Ayrıca, yüzey altı reaktöründ­e konsantre CO akımlarını­n bir miktarının depo

2 lanması olasılığı da vardır. Bunun pek çok çekici özelliği varmış gibi görünse de, çevresel riskler ve bu şekilde depolanan CO 'nin kaderi konusunda bilimsel belirsizli­k devam etmekte

2 dir. Bu nedenle, UCG projeleri birçok açıdan ticari olarak hazır görünse de, bazı önemli bilimsel ve teknik belirsizli­kler içerdiği söylenebil­ir. Ancak araştırmal­ar, kısa sürede bu olumsuzluk­ların giderilebi­leceği yönünde umut vermektedi­r.

Dr. İlker Şengüler, Kıdemli Saha Jeoloğu, UMREK QP, YILMADEN Holding tarafından yazarlara ait “Best Practices in Undergroun­d Coal Gasificati­on”den derlenmişt­ir.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye