Enerji Dönüşüm Süreci İş İlişkilerini Etkileyebilir
Kasım 2021
BloombergNEF yapılan bir araştırma dünyanın karbon salınımını öncelik haline getirdiği ve maden ve metal endüstrilerinin hem artan talebi karşılamak aynı zamanda da kendi karbon ayak izlerini azaltmak için çalışmalarını sürdürdüğü bir dönemde başarı ölçütlerinin değişkenlik gösterdiğini ortaya koydu. Araştırmaya göre şirketlerin bundan sonra gösterdiği performans ve tercih edilebilirlik durumları enerji geçiş sürecine uyum kapasiteleri ile doğrudan alakalı olacak. 53 büyük metal şirketi arasında gerçekleştirilen ve performansa göre şirketleri değerlendiren araştırma şirketlerin uyum kapasitelerini etkileyen belirli konulara dikkat çekti.
Çevresel, sosyal ve yönetim yatırımlarının 50 trilyon dolara doğru hızla ilerlediği günümüzde işletmelerin geleneksel kazanç ölçütlerine ek olarak enerji dönüşümünde gösterdikleri çabalar da oldukça önemli bir hal aldı. Bu durum özellikle dünyanın en büyük 12.000 şirketinin raporlanmış emisyon miktarının yaklaşık dörtte birini oluşturan maden ve metal üreticileri için daha da önemli hale geliyor. Şirketlerin hızla değişen talep eğilimleri ile karşı karıya kalması ve operasyonlarını ve tedarik zincirlerini karbon ayak izinden arındırma çabaları, ticaret alanında yapılan değerlendirmelerde ve tercih aşamasında her zamankinden daha önemli bir rol oynayacak.
BloombergNEF'in performans sıralamasında sonlarda yer alan şirketler incelendiğinde dikkat çeken başlıklardan ilki daha küçük şirketlerin karbondan salınımı azaltma faaliyetlerininim finanse etmekte zorlanmaları oldu. Şirket boyutunun tek kriter olmadığı belirtilirken maden endüstrisinde önde gelen firmaların aksine belirli bir hacmin altındaki bazı firmaların hem karbon ayak izini azalma çalışmalarında hem de müşteri ve tedarikçileri bu yöndeki faaliyetlere ikna etme konusunda daha az söz sahibi olduğu gösterdi.
Belirli bir büyüklüğe sahip firmalar arasında gerçekleştirilen değerlendirmede başka konularda sorun yaşanabileceği görüldü. Bu konulardan biri ise ürün çeşitliliğinin yönetimi oldu. Araştırmada dikey entegrasyonun birçok faydası oluğuna dikkat çekilse de aynı zamanda dikey entegrasyonun bir şirketin karbondan arındırma çalışmaları için belirli teknolojilere ve ürünlere odaklanma yeteneğini baltalayabileceğine vurgu yapıldı. Konum, şirketler üzerinde ağırlık yaratan bir diğer faktör olarak dikkat çekerken sıralamadaki en iyi şirketlerin birçoğunun, politikaları karbon emisyonlarını önemli ölçüde azaltmak üzerine kurgulanmış ve bu doğrultuda yapılacak hamlelerin teşvik edildiği veya bu hamlelerin bir gereklilik haline getirildiği Avrupa'da bulunduğu görüldü. Ürün bazında bakıldığında ise çelik üretimi gerçekleştiren şirket grubu dikkat çekti. Küresel karbon emisyonlarının yaklaşık yüzde 7'sinden sorumlu olduğu tahmin edilen çelik endüstrisine mensup şirketlerin bir kısmı üretim yöntemlerinin doğası gereği hem de yeterli önlemlerin alınmaması nedeni ile listenin sonunda yer aldı. Tüm bunlara ek olarak araştırma, şirketlerin varlık yönetimleri de dikkat çekti. Firmaların sıfır emisyon hedefi doğrultusunda portföylerindeki karbon salınımı yüksek projelerden vazgeçmesinin değerleme açısından daha önemli olacağı belirtilirken fosil yakıtlardan uzaklaşarak karbon salınımı azaltan teknolojileri benimsemenin de ilerleyen dönemde şirketler için önemli olacağını ortaya koydu.