Uğur Dalbeler: "Modern Hayatta Sahip Olduğumuz Birçok Unsur Çelik Sayesinde..."
Sanayide Maden Panelleri Kapsamında “Demir- Çelik” konulu webinar İstanbul Maden İhracatçıları Birliği ve Dünya Gazetesi işbirliği ile gerçekleştirildi. İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Dinçer, Dimin Madencilik Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü İlhan Poyraz, Çolakoğlu Metalurji CEO'su Uğur Dalbeler, OYAK Maden ve Metalürji Pazarlama ve Satış Grup Başkan Yardımcısı Fatih Çıtak, Dünya Gazetesi NBE Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ ve Dünya Gazetesi yazarı Vahap Munyar webinara katılım gösterdi.
İlk olarak söz alan Aydın Dinçer, hammadde üreten madencilik sektörünün diğer tüm sektörlerle birlikte çalıştığını belirterek, demir-çelik sektörünün hem Türkiye hem dünya için önemini vurguladı. Çelik üretiminde sadece demir cevherinin değil, taş kömürü, kil, kuvarsit gibi çeşitli madenlerinde kullanıldığını hatırlatarak madenciliğin diğer kısımları ile de bu endüstriye müdahil olduğunu hatırlattı.
İnsanlık tarihine bakıldığında demirin medeniyetin ve sosyal ve ekonomik hayatın gelişiminde demirin oldukça önemli bir yeri olduğunun altını çizerek sözlerine başlayan Fatih Çıtak, demirin yaklaşık 4000 yıllık bir üretim metodolojisi olduğunu hatırlatarak demirin insanlığın önünü açan bir metal olduğunu belirtti. 1900'lü yılların başında milyar dolar değerini aşan ilk şirketin bir demir çelik şirketi olduğunu kaydeden Çıtak 19. ve 20. yüzyıllara bakıldığında özellikle İngiltere gibi ülkelerin kültürlerinde de büyük yeri olan demir sektörünün hayatımızdaki yerinin anlaşılabileceğini belirtti.
Modern hayatta sahip olduğumuz birçok unsurun çelik olmasa var olmayacağını vurgulayan Uğur Dalbeler, çeliğin diğer alternatiflerine göre çok daha dayanımlı olduğunu ve diğer alternatiflerine kıyasla daha düşük maliyetli olduğunu belirtti. Türkiye'de 3 tane cevhere dayalı üretim yapan tesis olduğun belirten Dalbeler, bu tesislerin yüksek yatırım içerdiğini hatırlatarak günümüzde Erdemir gibi bir tesis kurulumu için yaklaşık 3 milyar dolar gibi bir sermaye gerekeceğini kaydetti. Demir-çelik üretimi ve demir cevheri madenciliği dahil olmak üzere hiçbir madencilik faaliyetinden vazgeçmenin mümkün olmadığını vurgulayarak sözlerine başlayan İlhan Poyraz ise ülkemizdeki demir-çelik tesislerinin 17 milyon ton civarında demir cevheri kullandığını, bu miktarın ancak 7-8 milyon tonunun ülkemizde üretilebildiğini belirtti. Avustralya'nın yıllık
Kasım 2021
600 milyon ton Brezilya'nın ise 350 milyon ton demir cevheri üretimi gerçekleştirildiğini belirten Poyraz, bütün madenler gibi demirin de stratejik bir hammadde olduğunu ancak ülkemizin bu ülkeler kadar zengin olmadığını ifade etti. Dünyadaki politikaların büyük bölümünün hammaddedeler üzerinden şekillendiğini belirten Poyraz, Çin'in bu kapsamda Afrika'ya büyük bir çıkarma yaptığını ve ülkenin her zaman stoğunda yaklaşık 600 milyon ton cevher bulundurduğunu ifade etti. Tüm bu şartlar değerlendirildiğinde ülkemizde cevherlerin aranmasının ve bulunmasının stratejik açıdan çok değerli olduğunu kaydeden Poyraz, dünyada sahip olduğu madeni üretmeyen hiçbir ülke olmadığına dikkat çekti. Milyarlarca dolarlık petrol geliri olan Suudi Arabistan'ı örnek gösteren Poyraz, buna rağmen ülkedeki bütün varlıklarının işletmeye alındığını belirtti. Çağlara verilen isimleri hatırlatan Poyraz belki de içinde bulunduğumuz dönemin ilerleyen zamanda lityum çağı olarak anılabileceğine dair düşüncelerini paylaştı. Maden üreticisi olarak diğer firmalardan farklı sorunları olduğunu dile getiren Poyraz, madenciliğin kamuoyunda çok yanlış aksettirildiğini ve bunun daha çok yanlış bilgilendirilmeden kaynaklandığını düşündüklerini aktardı. Maden üretiminin yanında bir diğer önemli konunun da üretilen hammaddenin ulaştırılması olduğunu belirten Poyraz, ülkemizin 12 kilometrelik demiryolu kapasitesinin olduğunu ve yaklaşık 32 milyon tonluk yük taşındığını ifade etti. 32 milyonun yaklaşık 22 milyon tonunu ise maden üretimi ile sağlanan hammaddelerin oluşturduğu kaydeden Poyraz şu ifadeleri kullandı: “Biz bunları taşımakta zorluk çekiyoruz. Tren yolu ağları henüz yetersiz. Birçok maden sahası var yatırım bekleyen. Farz edelim biz bunlara yatırım yaptık üretime başladık. Fakat biz buradaki üretimi gerekli yerlere nakledemezsek hiçbir işe yaramaz. Maalesef karayolu ile iletim mümkün değil.” Poyraz maliyetler ile ilgili ise şu örneği paylaştı: “Bizim Bingöl'den İskenderun limanlarına nakliyemiz yaklaşık 12 dolarlar civarında. Fakat aynı ürünün Brezilya'dan Türkiye'ye gelmesi ise yaklaşık 20 dolar civarında. Bu şartlarda biz nasıl rekabet edelim. Madenciliğin temel sorunlarını geçtim. Ekonomik tarafında böyle bir durum var. Demiryolları kısmında yatırım maliyeti çok fazla. Belki özel sektör bu yatırımı yapamaz ama devletin altyapı yatırımı olarak bize bu şekilde destek olmasını bekleriz.”