NEY IN ETHNO JAZZ
Burcu Karadağ
Röportaj / Interview by İlknur Kaptan
“… “Ney in Ethno Jazz” Burcu Karadağ’ın ikinci albüm çalışması. Bu, sıradan bir füzyon çalışması değil. Aynı bardağa konmuş ama birbirlerine karışmamış zeytinyağı ile su misali olan yüzlerce çalışmadan çok uzakta; iki dünyanın armoni, motif ve doğaçlamalarının iç içe geçirilerek icra edildiği usta işi bir buluşma. Neyzen Burcu Karadağ’ın etrafında toplanan dört yetenekli çalgıcının, farklı kültürlerden geliyor olmalarını avantaja çevirerek gerçekleştirdiği “Ney in Ethno Jazz”, dinleyicisini seyrüseferi doğudan batıya, geçmişten günümüze, içeriden dışarıya doğru çizilmiş keyifli bir yolculuğa çıkarıyor. “Murat Beşer
Ulusal ve uluslararası müzik arenasında profesyonel anlamda ney icra eden tek kadın sanatçımız Burcu Karadağ yeni albümü ve müzik adına yaptığı çalışmaları sizler için anlattı.
Fotoğraf / Photographer: Alper Doruk
Burcu Karadağ is the only female ney player who performs professionally on national and international music platforms. We talked about her latest album, her music and her works.
“Ethno Jazz” (etno caz) nedir?
Etnik (yerel) enstrüman ve müzik tarzının jazz müzik formu ile birleştirilmesi ile son yıllarda ortaya çıkan müzik tarzıdır.
Uluslararası başarı yakalamış “kadın” bir neyzene henüz “alışmışken”, ney sazını “etno caz”da kullanmak da nereden çıktı? Sanatınız ve yeteneğiniz ile sınırları zorladığınızı düşünüyor musunuz?
Evet düşünüyorum. Her geçen gün yaptığım işin bir üst seviyesine ve daha zoruna ulaşamazsam yaşadığım her gün boşmuş gibi geliyor. Sıra dışı projeler hayal etmek ve gerçekleştirmek, insanları etkilemek, insanların ruhlarına dokunmak benim yaşam kaynağım, adeta nefesim... Sanatçı olmak, yetenek ile doğmak bir insana verilmiş en büyük lütuftur. İnsanları ağlatmaktan dolayı mutluyum demek ne kadar garip değil mi? Ama ben mutluyum, demek ki kalplerine dokunuyorum... Her ne kadar bir kadın neyzenin varlığı ve ismini dünyada duyurması bazı kesimleri rahatsız etse de bu benim sanatıma ve karakterime güç katıyor.
Farklı ülkelerde müzik yapan değerli sanatçıları bir araya getirip Anadolu ezgilerini Batı’nın jazz armonileriyle buluşturdunuz. Kimlerin emeği var bu güzel albümde?
Bu albümü oluştururken benim gibi düşünen ve benimle aynı heyecanı paylaşan, yol arkadaşım ve can dostum Hilal Doğanay ile çalıştık. Ben ne zaman zorlansam, yorulsam o beni ve bütün ekibi toparladı ve bizi motive etti, üzerimizde emeği çoktur.
Kazakistan’da bir festivalde tanıştığımız Alefser Rahimov’u Bakü’den, Hilal sayesinde tanıştığım Etibarı Paris’ten getirttik. İkisi de sanki onlarla yıllardır dostmuşum gibi bir ricamla bu teklifimi kabul ettiler. İstanbul’dan dostum Mehmet Akatay’ın muhteşem enerjisi ile albüme katkıları ve sevgili kardeşim Enver Muhammedi’nin inanılmaz heyecanı bize güç verdi. Sevgili prodüktörüm Yılmaz Köse de bizim çalışkanlığımıza ve disiplinimize inanıp ortaya çıkan müziği görüp her türlü desteği verince tarihte bir ilk olan bu albüm ortaya çıktı.
İnsanları ağlatmaktan dolayı mutluyum demek ne kadar garip değil mi? Ama ben mutluyum, demek ki kalplerine dokunuyorum...
Isn't it just weird to say 'I am happy to make people cry?'. But I am. Obviously I am able to reach their soul and touch their heart...
What is “ethno jazz”?
It is a recently emerged subgenre of jazz and world music characterized by a combination of ethnical - that's non-western- musical instruments and elements.
A "female" ney player with international success has just "got real" for people. But now this... Ney for "ethno jazz"... Does it occur to you that you push the limits with your art and talent?
Yes, it does. It feels as if living in vain unless I challenge myself to do better and outcompete myself in what I do. I can breathe as long as I think of and actualize extraordinary projects, touching others' lives. It is a source of life to me. Being an artist, having a gift is a blessing. Isn't it just weird to say 'I am happy to make people cry?'. But I am. Obviously I am able to reach their soul and touch their heart... I don't mind if presence of a female ney player who makes a name for herself as a talented artist disturbs some circles. This makes me stronger and my art more powerful.
You work with various great talents who make music at different territories, and smoothly blend Anatolian melodies into the Western world's jazz harmonies. Who contributed to this beautiful album?
In this album, we worked with Hilal Doğanay, a true friend of mine. We think alike and she is as passionate as I am. Whenever I had hard times and felt exhausted she was there to lift me up and the entire team. She motivated us and made great efforts for us.
We met Alafsar Rahimov at a festival in Kazakhstan. He is from Baku. I met Etibar thanks to Hilal. He came from Paris for us. Both of them gladly accepted to work with me as if we were close friends for decades. My great friend from Istanbul, Mehmet Akatay made precious contributions to the album with his beautiful energy. Then again, Enver Muhammed, who is no less than a dear brother to me, made us stronger with his presence. My producer, Yılmaz Köse, put his trust in our hard work and discipline, he was generous enough to support us and our music in every way that he could. This is how this pioneering album was produced.
Burcu Karadağ’ı önümüzdeki dönem hangi çalışmaları ile göreceğiz?
“Yapılamaz, çalınamaz, olur mu öyle şey” diye düşünen insanları şaşırtacak birçok projem var. Bu albüm ile arasını fazla açmadan “Karadağ Ensemble” isimli grubum ile bir albüm kaydı yapacağım. Yurt dışında ney eğitimi ile ilgili çalışmalara ağırlık vereceğim çünkü yabancılar “az olan ve az bulunan” şeylerin kıymetini maalesef bizden daha iyi biliyor. Bunun dışında modern müzik yapan yabancı sanatçılar ile ortak konser çalışmaları içindeyim. Albümde yer alan eserleri nasıl belirlediniz?
Önce genel bir çerçeve çizmemiz gerekliydi. Bu çerçeveyi “geleneksel” olarak belirledik. Azeri, Türk ve Balkan türkülerinden jazz formunda çalınabilecek sevdiğimiz eseleri birbirimize yolladık. Paris, İstanbul, Bakü ve Kosova’dan birbirimizle ortak canlı yayınlar yaptık, eserler üzerinde konuştuk, tartıştık. Bir araya gelme tarihlerimizi belirledik ama prova ve kayıt için çok zamanımız yoktu. Herkesin İstanbul’da kalma süresi kısıtlıydı. Acele etmemiz ama yanlış da yapmamamız gerekiyordu. En büyük stresimiz de bu idi. Şükür ki sıra dışı bir şekilde birbirleri ile ilk defa müzik yapan bu insanlarla bir haftada hem prova hem de kayıtları bitirdik.
“Meşkte Ney Eğitimi” isimli Türkçe-İngilizce bir kitap yazdınız. Kitabın özelliği ve hedefi nedir?
Küçük yaşlarımdan beri sık sık yurtdışına konser vermek için giderim. Yabancıların “ney” sazına olan ilgileri beni etkiliyordu ama hemen hepsi hoca bulamamaktan ve bu konuda bir kaynağın olmamasından şikâyet ediyorlardı. Ben de ney eğitimi üzerine yazmış olduğum yüksek lisans tezimi insanlara bir kaynak olması açısından kitap haline getirdim. İngilizce ve Türkçe yazılması büyük bir açığı kapattı. Pan yayınevi bu anlamda bana çok destek verdi. Şunu biliyoruz ki hiçbir enstrüman sadece kitap ile öğrenilmez ama yine de bir kaynağa ihtiyaç vardır. Kitap, nota okuyabilen öğrenciye rehber niteliğindedir. Kitabın kolaydan zora doğru giden bir sistemi var, içindeki egzersizler tarafımdan yazılmış ve icra edilmiştir.
Öğrenciler egzersizleri internetten indirip dinleyebilirler.
How did you determine the pieces to be put in the album?
Dünyaya kadın nefesinden ney sesi duyurmaya devam …
Her ne kadar bir kadın neyzenin varlığı ve ismini dünyada duyurması bazı kesimleri rahatsız etse de bu benim sanatıma ve karakterime güç katıyor.
I don't mind if presence of a female ney player who makes a name for herself as a talented artist disturbs some circles. This makes me stronger and my art more powerful.
As the first thing to do, we needed to draw an outline, which was determined from a "traditional" perspective. We listened to and shared with each other the Azeri, Turkish and Balkan folk songs that could be performed in jazz form. We had live broadcasts with each other from Paris, Istanbul, Baku and Kosovo, and talked about and discussed the pieces. We set a date for an actual meeting. There was no time for rehearsals and records, though. Each of us had a limited time in Istanbul. We needed to act fast but make no mistake. That made us nervous but thankfully and interestingly we managed to catch up with rehearsals and records in a week although we had never performed together before.
You are the author of a bilingual book, Meşkte Ney Eğitimi/Teaching the Ney with the Meşk Method. It is released in Turkish and in English. What makes it so special and what was the purpose?
I travel a lot to give concerts since I am little. Foreigner's awe-struck curiosity in "ney" was the starting point for me. Almost all of them that I met complained that there was nobody to teach and guide and that there was no reference book to rely on. I readily had my master's thesis on teaching the ney, so I decided to make it into a book. Making it bilingual served a great purpose. Pan Publishing truly supported me. One cannot learn how to play an instrument merely by books, we know that. Still, a reference book was a necessity. A book is a handy guide for a learner who reads tunes. This book was systematically written from easy to difficult. The exercises contained in the book were written and performed by me. Learners are welcome to download and listen to them online.
What works should we be expecting from Burcu Karadağ for the upcoming period?
I have a whale of projects that will inspire and astonish people who defend "There is no way this or that can be done!" I am going to record an album with my band, “Karadağ Ensemble”, not long after this album. I am going to concentrate on teaching ney abroad, as foreigners value "rare" stuff more than we do. Also, I am working on shared concerts with foreign artists that make modern music.
Keeping up with good works and blowing into ney with every exhale of a woman's breath...