NİTELİKLİ MÜZİK BAĞIMSIZ MÜZİSYENİN GÜCÜDÜR
QUALITY MUSIC IS THE POWER OF INDEPENDENT MUSICIANS
Diplomat olan babasının görevi dolayısıyla yurtdışında doğan ve eğitim hayatının büyük bölümünü Fransa’da geçiren Esra Üçcan, Strasbourg
Ulusal Yüksek Mimarlık Okulu’nda mimarlık eğitimi aldı. Aynı dönemde Strasbourg Müzik Konservatuvarı’nda piyano öğrenimi de gördü.
Bir sene İspanya’da okudu. Mezuniyetinden sonra Fransa’da mimar olarak çalıştı. Onbir yaşında ilk bestesini, oniki yaşında ilk şarkısını yapan Esra Üçcan, mimar olduktan sonra da müzik üretimlerine ve piyano çalmaya, bu alanlarda kendini geliştirmeye devam etti. Ankara’da Charles de Gaulle Lisesinde okurken bir rock gurubunda çaldı. 2005 yılında ilk akustik piyano albümünü Bilkent Üniversitesi Konser salonunda kaydetti ve bu albümü bağımsız müzik platformlarında paylaştı. 2012’den itibaren kendi şarkılarını söyleyerek yayınlama kararı alan Üçcan, Türkiye’ye gelerek çalışmalarını sürdürdü. Senfonik eserler de yazan Üçcan, 2017’de ilk single’ı Hanım Kız’ı çıkararak müzik piyasasına girdi. Esra Üçcan was born outside of Turkey and spent a substantial part of her life in France, due to the fact that her father was a Turkish Diplomat. She studied architecture at the Strasbourg National School of Architecture. She had piano education at the Conservatoire de Strasbourg during the same period. She studied in Spain for a year and began to work as an architect in France after her graduation.
She composed her first musical piece when she was eleven; her very first song at twelve. She carried on making music and playing piano while working as an architect. She played in a rock band while she was attending high school at the Lycée Charles de Gaulle in Ankara. She recorded her first acoustic piano album at Bilkent University's Concert Hall in 2005. She shared her album on independent music platforms. In 2012, she decided to play, sing, record and release her own songs. In order to achieve this goal, she returned to Turkey, where she still continues her work on music. Also composing symphonic pieces, Üçcan released her first single, Hanım Kız, in 2017. This is how she literally penetrated through the music market.
İndie pop nedir? Siz indie pop mu yapıyorsunuz?
NİTELİKLİ MÜZİK BAĞIMSIZ MÜZİSYENİN GÜCÜDÜR QUALITY MUSIC IS THE POWER OF INDEPENDENT MUSICIANS
İngilizce “independent” kelimesinden gelen ‘indie müzik” kavramı, kelimenin Türkçesinde olduğu gibi “bağımsız” türde üretilen bir müzik akımını ifade eder.
Indie türünde eserler ticari kaygı taşımazlar, ana akımları takip etmezler. Böyle bir akımın var olması, müzik ile müzik ticaretinin aynı çizgide olmadığının göstergesidir. Sanatçı, eserin kayıt ve yayın süreci dâhil her şeyi ile kendi ilgilenir. Müzisyenler yaratıcılıklarını istedikleri gibi dinleyicilere sunarlar. Müdahalesiz, bildikleri ve hissettikleriyle üretirler. Böylece müziğin akışı, süresi, sözleri, enstrüman seçimleri, çalış biçimleri gibi alışılmış olan ve kimin koyduğu belli olmayan ve kulaklar tarafından kabullenilmiş kurallar ortadan kalkar. İndie müzik özgür üretim sürecinin özgün ürünüdür. Bu durum indie tarz müzikleri ticari şirketlerin desteklememesi için başlı başına bir sebep teşkil eder. İndie sözcüğü bir müzik türünün başına eklendiğinde (indie pop, indie rock vs.) o tarzın alternatif bir şekilde icra edildiğini anlarsınız.
Ben müziğime indie müzik diyorum. Bütün yapım aşaması ile bizzat ilgileniyorum. Hoşuma gitmeyen ana akımın sıradanlığını müziğimde kullanmak zorunda kalmıyorum. Yazdığım eserler pop’a daha yakın olmakla beraber, rock ve jazz etkileri de taşıyorlar. Ama sonuçta, müziklerimin özünde klasik müzik eğitimim vardır.
Türkiye’de kadın olmak zordur. Sizce Türkiye’de “kadın sanatçı” olmak zor mu?
Sadece Türkiye’de değil dünyada kadın olmak zor. Ben dünyaya şanslı gelmiş kadınlar katogorisine giriyorum. Saygı, sevgi ve eşitlikle büyüdüm. Hiçbir zaman kadın olduğum için ikinci plana atılmadım.
İş hayatına girdiğimde, kadınlara saygı duymamak için sürekli çabalayan erkeklerle karşılaştım. Birçok şeyi onlardan daha iyi düşünüp yapsam da, önce kadındım. Genel algıda “kadın” süslenecek, çocuk yapacak, işten erken kaçacak, eşine, evine hizmet etmeye gidecek kişidir, yani iş hayatında güvenilmezdir. Yeri gelir çalışan kadınların, başarılarını zekâları ile değil de güzellikleriyle elde ettikleri argümanı kullanılır. Müzik sektörünü ele alırsak, seksi kıyafetlerinizle şarkı söyleyen güzel ve genç bir kadın değilseniz işsiz kalmış, kenara itilmiş çoğunluğa aitsiniz. Çok iyi bir şarkıcı veya müzisyenseniz yıllarca müzik yapılan mekânlarda gecenizi gündüzünüze katarak dinleyici kitlenizi oluşturup yapımcıları sizinle ilgilenmek zorunda da bırakabilirsiniz.
Film, dizi müziği, jingle, müzikal, tiyatro müziği işleri alan kaç kadın var? Birilerinin kadınlara ahlaklı yöntemlerle iş vermeleri için ne gerekiyor acaba?
What is indie pop? Is your music indie pop?
Derived from the word “independent” in English, ‘indie music” is a term that defines an independent musical movement.
Indie style works are not commercially oriented and they refuse to follow mainstream musical trends. The existence of indie music is simply an indicator that music and the trade of music are not necessarily on the same page. In indie music, the artist takes care of recording and releasing the track himself or herself. Musicians are at liberty to reveal their musical creativity to the audience as they like. Without interruption or outside interventions, they create music based upon what they know and how they feel. This particular genre eliminates streaming, duration, lyrics, choice of instrument(s), playing format and everything else that is ordinary and readily accepted by the listener as a rule of thumb. Indie music is a genuine product of an independent production process. This, in its entirety, is the very reason that indie music is not generally supported by commercial enterprises. If the word 'indie' is added to a music genre (say, indie pop, indie rock etc.), you need to expect an alternative performance.
I call my music indie. I take care of the entire process on my own. So, I do not have to submit to the banality of mainstream musical trends, which I dislike actually. I write pieces that are closer to pop with influence from rock and jazz. All in all, my educational background in classical music lies under my music.
Being a woman in Turkey is much discussed as a topic. In your opinion, is it different being a "female artist" in Turkey?
Being a woman is difficult not only in Turkey but the rest of the world. I feel I am among the lucky ones. I was raised in a respectful and loving environment and was treated equally. I was never pushed into the background because of my gender.
However, I saw men who tried really hard not to show respect to women in business life. Even though I could think and achieve many things better than men could, I was only a woman. Public perception is that women are to look pretty, have children; they leave the office early because of domesticity. So, they are unreliable and not to be trusted in business life. It is even argued that working women win through not their intelligence but their beauty. In the music industry, if you are not a pretty young woman who sings in a sexy dress, you are one of the marginalized and unemployed majority. If you are a very good singer and musician, on the other hand, you work hard with all your heart and soul, create your own audience, so producers have to come and find you.
How many women can you name that make soundtracks, TV series music, jingles, musicals, overtures? I wonder what it takes for people out there to incorruptly offer jobs to women?
Sözleri ve müziği size ait ve çektiğiniz klip ile ses getiren “Hanım Kız” çok beğenildi. Ancak bu eserin eleştriler aldığını da biliyoruz. Hanım Kız’da siz ne anlatmak istediniz, neden eleştirildiniz?
Birinci eleştirilme sebebim şarkının mânâsı. Hanım Kız’ın sözleri, kelimenin sözlük anlamıyla aynı. Yorumsuz. Birebir sözlük anlamını duyunca benim kadınlara hakaret ettiğimi düşünenler oldu. Kadınlara bunu yaşamak değil de duymak zor geldi. Biz kadınların maalesef sürekli oynamak zorunda kaldığı bu rol, “gurur duyduğumuz Hanım Kız”, demek ki kulağa o kadar da hoş gelmiyormuş.
Kadın gerçekten özgür bırakılsa, toplum baskısına maruz kalmasa, klipte abarttığım, şarkı sözlerinde anlattığım kişiyi, “Hanım Kız” rolünü oynamak zorunda kalmaz. En azından büyük bir yalan ortadan kalkar. Kadınların kendilerini kabul ettirmek için Hanım Kız olmalarına gerek kalmaz. Ben toplumu değiştiremem ama topluma bazı değerleri hatırlatabilir ve sanatçı olarak mesaj verebilirim. Gördüğünüz gibi doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovuyorlar.
İkinci eleştirilme sebebim ise; Son yıllarda şarkılar sadece aşk üzerine kurgulanırken benim bu konu dışında bir eser ortaya koymam oldu. Barış Manço kültüründen, “Domates Biber Patlıcan”dan uzak kalmış dinleyici kitlesine şok yaşatmış olabilirim. “Böyle sözlerle şarkı mı olur ?”dediler. Evet oluyor. Bağımsız müzik tam olarak budur.
Written and composed by you, Hanım Kız is admired and has made an overwhelming impression with its video. We know that it was also criticized. What did you want to say with Hanım Kız, and why do you think you were criticized?
The meaning of the song is the first reason why I was criticized. Lyrics to Hanım Kız have the same lexical meaning. No comment. On hearing the lexical meaning, some did misthink that I intended to insult women. Not going through it but listening to it was difficult for women. Obviously the role that we, as women, have to play at all times - the role of a young lady that we are proud of- does not sound that pretty.
If women were set free with no social pressure, without oppression, they would not have to play the role of a young lady that is polished in the video and exaggerated with lyrics. That would put an end to a big lie at least. Women would not have to fake a young lady just to be approved. I cannot change the society but I can remind them of some things and give my message as an artist. As you see, all truth is not always to be told.
Songs are all about love recently. Coming up with work on a different theme was the second reason why I was criticized. I might have given a terrible shock to and appalled the audience who are distant from Barış Manço's Domates Biber Patlıcan lyrics. “How come these are lyrics to a song?” they said. Yes, these are the lyrics. This is exactly what independent music is.
You offer your music through your own means without capital or in the absence of a producer, both of which are recognized as a must-have for today's music capital. How is this possible?
The first rule is to want to do it. Your friends and family should be convinced of your enthusiasm. I have childhood friends who are producers and musicians now. They put their trust in me and helped me, so I could come up with a great job with small money. Video clip directors are Özgün Özlü, Çağlar Kanber, and Çağatay Kıray, producers are Barış Kaya, Mehmet Seçen in addition to many other friends all of whom believed in and gave their support to me. I happened to meet new people and they gladly took part in the process. Otherwise performing real art would be impossible. Everybody who has got the opportunity is supposed to support artists. Or else our culture, productivity, capabilities, ideas will corrupt. My songs and video clips are the products of those who have got the talent not the money.
Arkanızda bir sermaye veya yapımcı gibi günümüz müzik kapitalinin olmazsa olmaz denen oluşumları olmadan tamamen kendi çabanız ile ürünlerinizi ortaya koyuyorsunuz. Bu nasıl mümkün oluyor?
Öncelikle birşey yapmayı istemek gerekiyor. Sonra arkadaşlarınızın ve ailenizin de bunu gerçekten istediğinize ikna olmaları lazım. Benim çocukluk arkadaşlarım arasında yapımcı ve müzisyen olanlar var. Onların yardımı ve bana inanmaları sayesinde, küçük paralarla büyük işler yaptık.
Klip yönetmenlerim Özgün Özlü, Çağlar Kanber ve Çağatay Kıray, yapımcılarım Barış Kaya, Mehmet Seçen, ve ismini vermediğim birçok dostum bana inandılar ve destek oldular. Zamanla yeni insanlarla tanıştım. Bu insanlar sürece dâhil oldular. Başka türlü gerçek sanat yapmak mümkün değil. İmkânı olan herkesin sanatçılara destek olması gerekiyor. Yoksa kültürümüz, üretimimiz, kabiliyetlerimiz, fikirlerimiz yozlaşıp yok olacak. Benim şarkılarım ve kliplerim, parası olanların değil, kabiliyeti olanların bir araya gelmesiyle yapıldı.
Bu topraklarda yetişen en değerli müzik insanlarından Atilla Özdemiroğlu ile çalışma fırsatınız oldu. Besteleriniz hakkındaki düşünceleri neydi büyük sanatçının?
Yirmili yaşlarımda babamın bir dostu bestelerimi değerlendirmesi için beni Attila Özdemiroğlu ile tanıştırdı. Onunla tanışır tanışmaz piyano çaldık, beste yaptık. Deneysel müzikler yapıyordum, mesela ‘nihavend latin’ veya ‘bossa nova hicaz’ tarzda müzikler. Önce dinler, sonra fikrini beyan ederdi. Dinlediklerini her seferinde beğendiğini söyler, beni müzik üretimine teşvik ederdi. Sürekli olarak ufkumu genişletirdi. Kendi bir dönem mimar olmak istediğinden, benim müziğe olan ilgime dair, “Bırak bu işleri mimarlık yap diyeceğim ama yeteneklisin ve Türkiye’de çok az tema yazabilen besteci var, senin müzik yapman lâzım” derdi.
Türkçe pop bugün hangi noktada?
Türkçe Pop denen, müzik kültürümüzle ne alâkası olduğu belli olmayan bir janrı (tarz) bizim müzik anlayışımız yapmaya çalışıyorlar. Bu üretimlerin hepsi birbirine benziyor. Yaratıcılık istenmiyor; görünen o ki sıradanlık tek hedef. Dijital platformda izlediğimiz, dinlediğimiz yabancı şarkıların kötü taklitleri yapılıyor. İlk hedefin “kalite” veya “müzik” olmadığı kesin. Yeni yapılan şarkılara 2000’lerden önce olduğu gibi emek verilmiyor. Amaç kısa yoldan ünlü olmak, hızlıca para kazanmak. Müzik sadece bir araç. Bu durumun sürdürülebilir olduğunu düşünmüyorum. “Benden Eksik” isimli yeni şarkınız bir ayda ikiyüzellibine yakın insan tarafından dinlendi. “Benden Eksik”i özel kılan nedir?
Yeni yapılan pop şarkılardaki özensizliğe tahammül edebilenlerin sayısı azaldı. Bu sayede dijital platformların bağımsız müzisyenleri yavaş yavaş güçleniyorlar. İnsanlar artık ne dinleyeceklerine kendileri karar veriyorlar. “Benden Eksik”, Türkçe Pop’ta eleştirdiğim her şeyin tam tersidir. İnsanların da artık kendini tekrar eden müziklerden sıkıldığını, kalite ve gerçeklik aradığının kanıtıdır.
You have had an opportunity of working with Atilla Özdemiroğlu, one of the greatest names in this land. What did he think of your compositions?
At my twenties, a friend of my father's introduced me to Attila Özdemiroğlu. He was kind enough to evaluate my compositions. As soon as I met him, he guided me to the piano, we played and composed music. I was making experimental music, more like nihavend latino or bossa nova hijaz at the time. He would first listen, then comment on them. Each time he listened to my music he said he liked it. He encouraged me to make music. He never stopped expanding my horizon. As he once wanted to become an architect, "I would tell you to go get a job as an architect but you have got the talent. There are only a few composers that are capable of writing themes in Turkey. You should make music. You have to!" he would tell me.
Where do you see Turkish pop as it is today?
They are trying to make of Turkish pop our music style, although it is a genre whose relation to our music culture is ambiguous. Turkish pop songs sound all alike. Creativity is redundant; evidently monotony is the solitary goal. Foreign pop songs that we follow and listen to on digital platforms are poorly imitated. It is for sure that the primary goal is neither "quality" nor "music". Efforts are not spent on new releases as before the 2000s. The objective is eager for fame and making money as quickly as possible. Music is only a means for them. I personally do not think this is sustainable.
Your new song, Benden Eksik, was listened to nearly 250,000 people in a month. What makes that song so special?
The number of people who can put up with recently made pop songs has dramatically decreased. So, independent musicians on digital platforms are getting stronger step by step. People call their shots and choose what to listen to. Benden Eksik is just the opposite of everything I criticize in Turkish pop music. It is sheer evidence that the audience is already sick of vicious melodies, they seek after quality and authenticity.
Ahmet Kaya ve Müslüm Gürses gibi sanatçıların eserlerini neden Fransızca’ya uyarlamak istediniz?
İnternet, kolay ulaşım gibi teknolojiler insanları globalleştirdi. Biz dünya vatandaşlarıyız. Müslüm Gürses’in ve Ahmet Kaya’nın Türkiye’de sevilen ‘Nilüfer’ ve ‘Acılara Tutunmak’ şarkılarını, anlattıkları hikâyeleri bozmadan, Fransızca söyleyip YouTube’a koyduğumda, Türk müzisyenlerin eserlerini dünyanın başka yerlerine taşıyorum. Bu çalışmayı, kültür dostluğu yaratmak ve evrensel kültüre katkıda bulunmak amacıyla yaptım. Bu da benim seçtiğim bir “cover” (yeniden seslendirmek, yorumlamak) türü.
Why did you want to adapt works by artists such as Ahmet Kaya, Müslüm Gürses, to French?
Internet, easy access and innovative technologies globalized us. We are all citizens of the world. What I do is to translocate works by Turkish musicians when I sing in French Nilüfer by Müslüm Gürses, and Acılara Tutunmak by Ahmet Kaya, two songs loved very much in Turkey, and share them on YouTube by sticking loyal to their original story. I did so with good intentions to create a cultural amity and contribute to universal culture. This is the cover I prefer to make.
Sırada ne var?
Arzum en kısa zamanda söz ve müzikleri bana ait olan şarkılarımla Fransızca-Türkçe karışık bir albüm çıkarmak. Bunu yapmak için destek bulamazsam bile YouTube’dan şarkılar yayınlamaya devam edeceğim. Bu süreçte konser ve sahne projelerine başlıyorum.
What is next?
I want to release a French-Turkish album with lyrics written and music composed by me in the shortest time possible. Even if I cannot support for that, I will be posting on YouTube. Also I am going to start with concert and stage projects in the meantime.
bir süre önce Serkan Keskin, Taner Ölmez ve Fırat
İkisivri’nin bir araya gelip müzik yapmalarıyla başladı. Ekip bir süre kendi aralarında müzik yapmayı sürdürdükten sonra müzik profesyonelleri; Caner Malkoç, Cihan Tanrıverdi, Özgür Taş, Serkan Polat, Sibel Altan’ın da katılması üzerine Barabar projesini hayata geçirdiler.
Türk Halk Müziği parçalarını batı müziği enstrümanları ve altyapısıyla düzenleyerek kendi tarzlarını oluşturan gurup, canlı olarak kayıt ettikleri “Memleket Nere?” adlı albümde; Feridem, Aman Of, Köprüden Geçti Gelin, Kanadım Değdi Sevdaya, Yürüyorum Dikenlerin Üstünde, Anam Ağlar Başucumda Oturur, Lingo Lingo Şişeler adlı halk müziği eserlerine yer verdiler.
Tüm parçaları Serkan Keskin’in Şile’de bulunan evinde kayıt edip aynı zamanda videoya alan Barabar grubunun çıkış türküsü Feridem’in Youtube’da canlı performans videosu yayınlandıktan 2 hafta içinde 1.000.000 görüntülenmeye ulaştı.
Tüm videoların toplam 3.000.000 izlenmeyi geçtiği Anonim Yapım Youtube kanalında Barabar türküleri yoğun ilgiyle karşılanmaya devam ediyor.
Medyapım’ın Fox Türkiye’de yayınlanan, Özge Özprinçci’nin başrollerinde oynadığı Kadın dizisi merakla beklenen son bölümünde Barabar grubunun yorumundan “Yürüyorum Dikenlerin Üstünde” adlı parçaya yer verdi. Barabar adlı grubun “Memleket Nere?” albümü canlı kayıt olarak oluşturulmuş 7 parçadan oluşuyor. has started a while ago by Serkan Keskin, Taner Ölmez and Fırat İkisivri that came together to make music. After the group continued to make music among themselves for a while, the Barabar project has been realized with the participation of music professionals Caner Malkoç, Cihan Tanrıverdi, Özgür Taş, Serkan Polat and Sibel Altan.
The group formed their own style by reorganizing the pieces of Turkish Folk music with the instruments and the basis of western music. The album which was recorded live by the group includes the songs of folk music: Feridem, Aman Of, Köprüden Geçti Gelin, Kanadım Değdi Sevdaya, Yürüyorum Dikenlerin Üstünde, Anam Ağlar Başucumda Oturur, Lingo Lingo Şişeler.
The single of the Barabar, Feridem, which was recorded at Serkan Keskin’s house in Şile has hit 1 million views just two weeks after its release as a live-broadcast on Youtube.
A great deal of attention is still going on for the Barabar songs at Anonim Production Youtube channel with total of more than 3 million views.
Barabar müzik grubu projesi The project of Barabar music group
The final episode of the TV series at Fox Turkey, “Kadın”, which stars Özge Özpirinçci, featured the piece “Yürüyorum Dikenlerin Üstünde” with the rendering of Barabar group.
The Barabar group’s album “Memleket Nerede” consists of 7 pieces which were all live-recorded.