MINOR EMPIRE
Eleştirmenlerce “trippy”, “dreamy”, “cinematic”, “stylishly hip” ve "deeply exotic” gibi türlü ifadelerle tanımlanan ödüllü Türk-Kanadalı dünya müzik topluluğu Minor Empire, Türkçe geleneksel müzik ve modern sesleri kusursuz bir şekilde harmanlamasıyla beğeni topluyor.
Topluluğun Second Nature adını verdiği ilk albüm çalışması, Yılın Dünya Müzik Topluluğu kategorisinde Kanada Folk Müziği Ödülü'ne, Yılın En Beğenilen Dünya Müzik Sanatçısı kategorisinde Indie Müzik Ödülü'ne layık görülmesinin yanı sıra, About.com Dünya Müziği Severlerin Seçimi kategorisinde aday gösterildi ve Kanada dünya müziği radyo listelerinde bir numaraya yerleşti.
Minor Empire’ın soundunu, Özgü Özman'ın heyecan verici saykedelik tınılar yaratmak için çarpıcı bir hissiyatla ve organik enstrümantasyonla adeta havada süzüldüğü olağanüstü vokalleriyle tanımlamak mümkün. Exclaim!, topluluğun "derinlikli, dub müziği andıran, güçlü Türk ritimlerine" övgüler yağdırdı. Le Devoir, topluluğun sounduna "incelikli ve zarif" yorumunda bulunurken, "Özman, Türk köklerinden en güzel müziği çekip çıkarmış ve ince ince işlemiş" yorumunda bulundu. Songlines UK, "Özman'ın duru ve soyut vokallerinden" övgüyle bahsederken "perküsyonlar leziz bir yoğunlukla içten içe ivme kazanıyor" yorumunda bulundu. CBC Radio, Minor Empire'ın "Türk ve dünya müziğinde önemli bir ilerlemeye damgasını vurduğunu" söyledi.
Variously described by reviewers as “trippy”, “dreamy”, “cinematic”, “stylishly hip” and “deeply exotic”, award winning Turkish Canadian world music group Minor Empire has racked up a lengthy list of plaudits for its seamless blend of Turkish traditional music and modern sounds.
Its debut album, Second Nature, earned it a Canadian Folk Music Award for World Group of the Year, an Indie Music Award for Favourite World Artist of the Year, a nomination for the About.com World Music Readers Choice Award and number one spot on the Canadian World music radio charts.
Minor Empire’s sound is defined by the dreamy vocals of Ozgu Ozman which soar above a bed of pulsating grooves and organic instrumentation to create the airy psychedelic vibe. Exclaim praised the group for its “slinky, duby, knotty Turkish rhythms”. Le Devoir called their sound “refined” and said “Ozman weaves a most beautiful music from her Turkish roots”. Songlines UK praised “Ozman’s pure and sinuous vocals” and the “percussion that simmers with delicious intensity”. CBC Radio said, Minor Empire has “marked an important way forward for Turkish and world music”.
Minor Empire ne demek? Grubunuza neden Minor Empire adını verdiniz?
Coğrafya olarak Asya Minör’e vurgu var, minör akorlara vurgu var. Ama en çok “kendi kendinin efendisi olarak yaşayan insan grubu” anlamına vurgu var. Bizim müziğe yaklaşımımız biraz öyle, kendi prensiplerimiz, kalite standartlarımız, vizyonumuz ve zevklerimiz doğrultusunda müzik yapıyoruz.
Ne zaman bir araya geldiniz? Nasıl kuruldu Minor Empire? Kimler var grupta?
Kurucuları ve sabit üyeleri Ozan (Boz) ve benim. Diğer müzisyenler turne ve kayıt için geliştirdiğimiz vizyon/konsepte göre değişiyor.
Müziğe ilk adımımız İngilizce bestelerimizin etrafında kurduğumuz trip-hop / art-pop tarzında bir proje idi, Auxetic Pulse adında. O proje için bir EP kaydetmiştik, radyolar çalmaya başlamıştı ve Toronto çevresinde konserler veriyorduk. Albüm kaydı aşamasında biraz şekil ve yön değiştirdi ve Minor Empire oldu. Dâhil ettiğimiz müzisyenlere gelince, basçımız Chris Gartner, ikinci elektrik gitaristimiz Michael Occhipinti, kanunda Tamer Pınarbaşı, davul/vurmalı kısmında Ben Riley, Rob Joannise, Patrick Graham... Ara sıra misafir ettiğimiz başka enstrümanlar da oluyor: trompet (Lina Allemano), elektrik keman (Hugh Marsh), soprano saksafon (Jane Bunnett) gibi...
What does Minor Empire mean? Why did you choose this name in particular?
Geographically speaking, it refers to the ancient Asia Minor, in addition to minor chords. But it mostly refers to communities that are their own masters. This is what we think of music. We rely on our own principles, quality standards, vision and taste when making music.
When did you get together? How did you form Minor Empire? Who are the members?
Ozan (Boz) and I are the founders and fixed members of the ensemble. Other musicians vary based on the vision/concept of the tour and our recordings.
We first stepped in music with our trip-hop / art-pop compositions in English. We named that project 'Auxetic Pulse' then. We recorded an EP for that project and it was played on the radio. We gave concerts around Toronto. It slightly changed in form and direction at the time of album recording, and renamed to Minor Empire. As for the featured musicians... Chris Gartner plays the bass, Michael Occhipinti plays the second electric guitar, Tamer Pınarbaşı plays the qanun, Ben Riley, Rob Joanisse, Patrick Graham are on drums/ percussions. We welcome other guest musicians every now and then, like Lina Allemano (trumpet), Hugh Marsh (electric violin), and Jane Bunnett (soprano saxophone)...
Gerek ilk albümünüz Second Nature, gerek son albümünüz Uprooted, Kanada radyolarında dünya müziği listesinde bir numara oldu ve aylarca ilk sıralarda kaldı. ABD, İngiltere, Fransa, İspanya, Rusya, Japonya, Avustralya gibi ülkelerin radyolarında çaldı. Bu başarının sırrı neydi?
Her ikisi de içinde çok emek ve fikir olan, kaliteli çalışmalardı. İkisinin de yapımcılığını Ozan üstlendi. Ozan hands-on dediğimiz şekilde çalışır, sürecin her aşamasında olağanüstü titizdir ve vizyonu konusunda çok inatçıdır. Second Nature üstüne 3 yıl çalıştı. Ondan sonra 3 yıl turne ve konserlere ayırdık, sonra gene bir 3 yıl kapanıp Uprooted’ı yaptık. Uprooted daha taze olduğu için onun üstünde konuşacağım. Oldukça progresif bir albüm oldu, kategorize edilmesi zor, dünya müziği diyemezsiniz, rock diyemezsiniz, folk diyemezsiniz, caz diyemezsiniz… Avant-garde ve deneysel şeklinde tanımlayanlar daha yakınlar. İçerik açısından çok zengin, yenilikçi, alışılmadık, birçok açıdan müziğin sınırlarını zorlayan, ileri götüren bir albüm oldu, Kuzey Amerika’daki başarısını ona bağlıyorum.
Albümlerin başarısı Kanada ve ABD turnelerini beraberinde getirdi. Sizi dinlemeye gelen farklı kültürlerden insanlardan ne tür geri bildirimler aldınız?
Tarif edilmesi zor buluyorlar müziği, daha önce hiç böyle bir şey dinlemediklerini söylüyorlar. En çok duyduğumuz yorumlar “mesmerising” ve “out of this world”. Geçen ay Quebec konserimize gelen bir gazeteci bir değerlendirme yazısı yazmış ve şöyle diyor “Minor Empire sadece kendisi ile karşılaştırılabilir.” Sonra ABD’deki bir müzik kritiği albüm ile ilgili yazmış: “2018’in en iyi albümü ama neden olduğunu kelimelerle anlatamıyorum” diyor. Başka bir müzik kritiği Uprooted’ı “2018’in kategoriler ötesi en iyi 10 albümü listesi”ne koymuş. Müziği o şekilde didik didik edip dinleyen kritiklerin övgüleri bizi mutlu ediyor. Konser dinleyicileri ile de çok ilginç etkileşimlerimiz oluyor. Kuzey Ontario’daki bir konserden sonra hüngür hüngür ağlayarak yanımıza gelen bir yerli Kanadalı vardı mesela, tek kelime Türkçe bilmeyen… ABD’de bir festival konseri sonrası sahneye gelip “hayatımı değiştirdiniz” diye bağıran bir motosiklet çetesi üyesi vardı. Müzik çok güçlü bir dil, bütün dillerin üstünde bir dil, her konser sonrası yüzlerce insanla en gizli sırlarımı paylaşmış ve tükenmiş hissediyorum.
Yeni albümünüz Yurtsuz’un (Uprooted) öyküsü nedir?
Uprooted nerede yaşarsa yaşasın yurtsuz ve gurbette hissedenlerin, sistem ile doku uyuşmazlığı olanların, kendine dikte edilen dünyayı kabul etmeyen ve olması gerekende diretenlerin, dünyayı bu düzenden kurtarıp gerçek sahiplerine verme hayali ile yaşayanların öyküsü.
Yurtsuz (Uprooted) isimli şarkınız ve bu şarkıya çektiğiniz klip sizce neden çok ses getirdi?
Klip özgür ve göçebe hayat hayali kuran bir kadını anlatıyor. Sistemden uzak, doğanın bir parçası ve kendi kendinin efendisi olarak yaşadığı bir hayat…
Çekim için kullandığımız mekân Kuzey Ontario’nun Kızılderili nüfusu yüksek olan Mattawa kasabasında çevre aktivisti bir aile tarafından işletilen bir çiftlik. Sahibi Smithsonian Institute için çalışmış, yıllarca dünyayı gezip insanoğlunun doğa soykırımını dokümante etmiş, sonra kendi türünden nefret eder bir şekilde geri dönüp bu çiftliği kurmuş. Göz alabildiğine vahşi doğa, ormanlar, nehirler, hayvanlar... İnsanoğlunun talancı elinin değmediği bir alan. Müthiş güzellikte.
Your debut album, Second Nature, followed by the sophomore album Uprooted hit #1 on Canadian world music charts and preserved its number 1 position for months. Your songs played on the radio in USA, UK, France, Spain, Russia, Japan, Australia. What is your secret?
We put great effort into realizing our vision. Both records were produced by Ozan himself. He is a hands-on producer, who is extremely idealistic in each stage and stubborn about his vision. He worked on Second Nature for 3 years. We spent 3 years on tours and concerts after its release. And then we cut off from the outside world and created Uprooted. I am going to talk about Uprooted as it is a fresh release. It is a pretty progressive album. Hard to categorize... You cannot call it only world music or rock, folk or jazz. Descriptions as avant-garde and experimental are relatively closer to what this album is. It is very rich in content, innovative, and unique. It pushes the limits of music and advances it in a lot of ways. This is why it was admired in North America in my opinion.
Albums' consecutive success paved the way for tours in Canada and USA. What feedbacks do you receive from your audience that comes from different cultural backgrounds?
They find our music difficult to describe, and express that they have never listened to anything like that before. "Mesmerising", 'out of this world' are the most common feedbacks. A journalist who came to our concert in Quebec last month wrote a review: "Minor Empire can only be compared to itself.". A music reviewer from USA wrote: "best 2018 album I simply cannot articulate." Another music reviewer put Uprooted on the list of "10 best albums of 2018, beyond category". Feedbacks from reviewers who see into the depths of our tunes make us happy. We have interesting interactions with concert audience, too. There was a native Canadian, who came to us in tears after the show in Northern Ontario. She did not speak a word of Turkish… Then again, we were at a festival concert in USA and there was a motorcycle club member, who came to the stage, shouting to us "You changed my world!". Music is the most powerful language, it is beyond and above any language known. I feel as if having disclosed my deepest secrets to hundreds of strangers at the end of each concert.
What is the story of your recent release, Uprooted?
Uprooted is a tribute to spiritually homeless souls who feel uprooted no matter where they are, who are intrinsically in conflict with the system and refuse to succumb to the world dictated to them, hence insist on what is ideal, and have a dream of extracting the world from its status quo order and returning it to the rightful owners.
Why do you think your song Uprooted and its video clip made a tremendous impression?
The clip is about a woman, who dreams of a freed and nomadic life. As her own master, she lives in the bosom of nature, away from the system.
We made this video on a farm run by an environmentalist family living in Mattawa, a town in northeastern Ontario, home for a large First Nations population. Before starting the farm, the rancher worked for the Smithsonian Institute, traveled around the world, documenting man-made ecocide. Ending up with hating human beings, he returned and started his own farm. Wild life prevails as far as the eye can reach. Thick forests, gurgling rivers, roaming animals... It is still a virgin land not manipulated by human hand. Purely beautiful.