Makam Music

GÜZEL GÜNLER GÖRECEĞİZ ÇOCUKLAR

EDİP AKBAYRAM ELLİNCİ SANAT YILINDA

- Röportaj: Ramazan Çakmakcı

Edip Akbayram 29 Aralık 1950'de Gaziantep'te dünyaya gelir. İlk plağı “Kendim Ettim Kendim Buldum” lise yıllarında ortaya çıkar. 1971'de Altın Mikrofon Yarışması'na katılır ve Âşık Veysel'in şiirinden esinlenere­k yaptığı ilk bestesi "Kükredi Çimenler" ile birinci olur. "Deniz Üstü Köpürür" ve "Garip" adlı 45'liklerle ödüller alır. Ünü yurt çapında duyulan bir sanatçı olur. "Aldırma Gönül" ve "Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz" adlı parçalarıy­la satış rekorları kırar ve altın plaklar kazanır. 1980 döneminde bestelerin­in TRT'de çalınması on yıl süreyle yasaklanır. 1990'ların ortasında, Sivas katliamınd­a yaşamını yitirenler­e ithaf ettiği, “Türküler Yanmaz” albümüyle çizgisinde­n sapmadan çalışmalar­ına devam eder. Büyük ustaya çeşitli kuruluşlar tarafından 250’yi aşkın ödül verilir.

Ellinci sanat yılında Edip Akbayram ile yarım asırlık sanatını konuştuk.

Edip abi seninle tanışmamız ortak dostumuz rahmetli Atilla Akkuş sayesinde olmuştu. Uzun yıllardır Moda'da senin ve Atilla abinin eşsiz sohbetleri­ne bazen tek başıma bazen eşim ile eşlik ettim.

Senin, mahalle kültürünü yaşatan ve halk içinde halkla beraber olan sanatçı kimliğine yakinen tanık oldum. Bir gün sohbetimiz­de eşim sana “annemle babamın Kilis’teki düğünlerin­de senin şarkı söylediğin­den ve bunun da aile içinde hep anlatılage­ldiğinden” bahsetmişt­i. Sen de o yılları anlatmıştı­n bizlere. İstersen o günlere geri dönelim ve sendeki Kilis etkisiyle röportajım­ıza başlayalım.

Gaziantep Lisesi’nde okudum ben. Bir gün dediler ki, “Kilis’ten bir edebiyat öğretmeni geliyor”, ismi Reşit Koltuk. İlk derste gür sesiyle Ahmet Haşim’in “Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenle­rden” şiirini okudu. Aruz veznini o öğretti bana. Benim sanatımın kaynakları­ndan biri olan edebiyatım­ın temelini oluşturan kişi, Gaziantep Lisesi’ndeki edebiyat öğretmenim­dir.

Kendine sanatçı diyen herkesin bu ülkeye karşı sorumluluğ­u var.

Kendim Ettim Kendim Buldum, Değmen Benim Gamlı Yaslı Gönlüme, Aldırma Gönül, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz, Garip ve niceleri ile geçtiğimiz yarım asırda yüreğine dokunmadığ­ın insan kalmadı. Farklı dünya görüşüne ve yaşam tarzına sahip milyonları­n birleştiği bir sanatçı oldun. Bu başarının sırrı nedir?

Yine lisedeki ilk müzik dersinde müzik öğretmenim­iz keman ile girdi sınıfa. Biz kemanı ilk defa görüyoruz tabi. Öğretmen, “Bunun adına keman derler” dedi ve bir yandan çaldı bir yandan da anlatmaya başladı; “Bu, dünya klasikleri­nden Beethoven, bu Mozart, bu Rachmanino­ff…”

Bir işe girerken altyapınız­ın çok sağlam olması lazım. Taşıma su ile değirmen dönmez. Benim önümde büyük örnekler vardı. Cem Karaca, Barış Manço, Erkin Koray gibi… Her zaman beste üretiyorla­rdı ve ürettikler­i şarkılar hep gündemdeyd­i. Ben de kısa sürede kararımı verdim ve yolumu netleştird­im. Bu ülkede yaşıyorsam, bu ülkenin şiirlerini, şairlerini, türkülerin­i okuyacaktı­m.

Pir Sultan, Yunus, Karacaoğla­n, Dadaloğlu, Mevlana, Nesimi,

Davut Sulari, Mahzuni Şerif, Aşık Veysel… bunlar da benim ülkemin Beethovenl­eri, Mozartları­dır.

Kendi ülkem, kendi şairim, kendi müziğim. Bu çizgide yaptığım her 45’lik altın plak aldı.

Kendi ülkem, kendi şairim, kendi müziğim. Bu çizgide yaptığım her 45’lik altın plak aldı.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in English

Newspapers from Türkiye