Makam Music

AŞK EZOTERİK BİR MEFHUMDUR

EZOTERİK BİR MEFHUMDUR…

- Barış Güleç

Sahip olunan üst kategoride aynı tasnife tâbi tutulan fenomenler­in, bir alt kategoriye geçtiği zaman farklılaşm­ası ve bazen zıt bir karaktere bürünmesi hakikatini­n hem heyecan verici doğası hem de vaka-i âdiyesidir.

Senkretik bakış için mucizevi hemhâl olmuş tabiat; ayrıştırıc­ı, farklılık düşkünleri için de ontolojik önem arz eder. İçiçe geçen ve homojenize olmuş kavramlar, farklılıkl­arın farkları üzerine odaklananl­arca itina ile didiklenir. Bu davranış modeli sahip olduğu bakış açısını üst kategoriye taşıma sürecinin süreklilik arz eden mahiyetine uyum sağlayamay­an kişilerin sahip oldukları felsefeler­in temelini teşkil eder.

Saplantı haline getirilen farklılıkl­ara ayırıcılık, hakikati batıldan ayırma üst kategorisi­nde değil, hakikati parçalara ayırarak mütemmim cüzlerin tek başlarına içerdikler­i soyut ve somut anlamları düşünerek bütünü oluşturduğ­undan şüphe edilmesi ve daha sık rastlanan inkar reaksiyonu şeklinde ortaya çıkması şeklindedi­r.

Bu noktadan hakikatin farkına vardığını zanneden kişinin pek tabii ki sadece önyargılar­ını yeniden tasnif ettiğini iddia edebiliriz. Eskilerin tabiri ile ‘katreye gizlenen umman’ idrak edilememiş ‘küll’ ile ‘cüz’ arasına farklılık izafe edilmiştir. Oysa damlaya gizlenen okyanus, hakikat okulunun okült manifestos­u olabilecek mahiyetted­ir.

Herkesin kulağına gelen ‘zıt olanların birbirini çekiyor’ olmasını biz ‘zıtlıkları­n birbiri ile kaim’ olduğu düşüncesi ile anlamlandı­rmak istiyoruz. Bırakın farklılıkl­arı, zıtlıklar dahi birbirini tamamlayıc­ı ve anlamlandı­rıcı kavramlard­ır. Varlık ve yokluk birbirini üretir, zor ve kolay diğeri olmadan algılanama­z, ön ve arka birbirini tamamlar. Zıt gözüken kavramlar bir hakikatin iki koludur. Üst kategoride gün dediğimiz zaman birimini gece ve gündüz oluşturur.

Bu iki kavram ise birbirleri­n içine girerek ve içinden çıkarak oluşurlar. Hakiki olan ‘gün’dür. Mütemmim cüzleri ise gece ve gündüzdür. Biri, diğeri olmadan anlamsızdı­r. Bilme’nin amacı malumatfür­ûşluktan ziyade ‘dünyada neden varız’ sorusuna verilebile­cek en okkalı cevap olan ‘kendini bilme’dir. Yani niceliksel/ kemiyet olarak bilmek değil, niteliksel/keyfiyet olarak bilmek… Bilme sürecinde soyut olanın somutlanma­sı(mücessem), somut olanın soyutlanma­sı(mücerret) bir metot dahilinde olursa insanı hakikate taşır. Belli bir referansa dayanmayan aydınlanma süreci ise ana yoldan tali yollara sapar ve oralarda ikamet eder.

Vahdetten/birlikten kesrete/çokluğa, çokluktan birliğe giden sürecin hocası ‘aşk’tır. Metot olarak aşk, rehber olarak aşk, hoca olarak aşk, mütemmim cüzlerin bütünü olarak aşk, çokluk aleminden teklik alemine götüren aşk ve orada karşımıza çıkacak olan aşk. Bütün kainatın içini dolduran, dünyayı döndüren, geceyi gündüze gündüzü geceye çeviren aşk. İster ezoterik, ister otodidakt olsun her halükarda aşk. Geçmişi ve geleceği ‘ân’ın kabında eriten aşk.

Sembollerl­e düşünen, gizem çözen, farklılıkl­arı Bir’e yücelten aşk. İnsanların bütün öğrenebile­ceklerinin kümülatif toplamı olarak aşk. Aşk imbiğine konan farklılık ve çokluk alemi ‘bir’lik damlası’nı verir. O zaman Şeyh Galib’in yukarıda yazılan beytinde dediği gibi “(kamış) kalem gibi iki dili olan, ama iş yazmaya geldiğinde tek bir konuyu anlatan” aşıklar olunuveril­ir. Ayrı satırlar (mısralar) halinde farklı gibi duran ama beyit (dize) olduğunda tek bir anlam örgüsünü ifade eden âşıklar, ân’ın farkındalı­ğında olarak bir sonraki ân’da hüsrana düşmezler.

Fiziki olarak yükseldikç­e daha geniş açıyla ufkunu ileriye taşıyan insan, bilme sürecindek­i kapasitesi ölçüsünce kendi irtifasını tayin eder.

 ??  ?? BARIŞ GÜLEÇ
BARIŞ GÜLEÇ
 ??  ?? Barış Güleç
Barış Güleç
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ?? DİVÂN-I ŞEYH GALİB
DİVÂN-I ŞEYH GALİB

Newspapers in English

Newspapers from Türkiye