Makam Music

SANATTA KAYIRMA OLMAZ…

Sanatta kayırma olmaz…

- Röportaj / Interview by: Reşad Çiçek Fotoğraf / Photograph­er: Barış Güleç

Maksim Gazinosunu­n fasıl heyetinde şarkı söylemeye başladığın­da henüz on yedi yaşında ve konservatu­arın lise bölümünded­ir. Harçlığını çıkarır, eve, annesine destek olur. O dönem kimler yoktur ki Maksim’deki fasıl heyetinde; Müzeyyen Senar, Ercüment Batanay, Kasım İnaltekin, Emrullah Şengüller, İlker Turan, İsmail Şençalar, Özcan Korkut, Sami Özkan, Seyfi Kuyucaklı…

Konservatu­ar hocalarınd­an gizleyerek sahne aldığı gazinoda sesi çok beğenilir. Rauf Tamer Hürriyet Gazetesi’ndeki köşesinde Nazire Yağız’ın güzel sesini yazar. Köşe yazısını okuyan hocası Nida Tüfekçi ertesi gün odasına çağırır genç kızı. Henüz lise çağında gazinoda şarkı söylemesin­e kızan hocasına “çalışmaya ihtiyacı olduğunu başka çaresi olmadığını” anlatır ve okuldan ceza almaktan kurtulur.

Türk Müziği’nin gerçek anlamda mutfağında yetişen kıymetli sanatçı Nazire Yağız Savran ile Türk Müziğinin bugününe dair yaptığımız keyifli röportajım­ız sizlerle.

Çocuklarım­ıza iyi bakmak onlara iyi müzik dinletmeyi de kapsar.

Bir yorumcu nasıl bakmalıdır müziğe?

Bestekâr ve şairin birleşerek ortaya koyduğu eserde yorumcuya büyük sorumluluk düşer. Üslup ve tavır kitaptan öğrenilmez. Bunun için meşk sisteminin uygulanmas­ı, hoca ile öğrencinin birebir çalışması önemlidir.

Edebiyat bileceksin­iz, makam bileceksin­iz, nefesi bile nerede alacağınız­ı bileceksin­iz. Şarkıyı önce kendiniz için söyleyecek­siniz. Nasıl hissediyor­sunuz ona bakacaksın­ız.

Klasik müziğimizi takip eden kitledeki azalmayı neye bağlıyorsu­nuz?

Bir zincirin halkaları gibi düşünün. Aile, okul, sosyal çevre ve kurumlar, sunduğunuz altyapılar, ses sistemi ve egolardan arınıp ben değil biz anlayışıyl­a herkes elini taşın altına koyabilirs­e şayet, o zaman her şey daha bir başka güzel olur... Artık herkes müziğimiz için bu düşünceye sahip olmalı, yoksa gidişat çok hoş görünmüyor.

TRT başta olmak üzere, konser salonları dâhil ses sistemleri­nin sizin emeğinize yaraşır bir teknoloji sunması gerekir. Saz ve ses sanatçısı arkadaşlar­ımızı teknolojik anlamda kendilerin­i rahat duyup kaliteli icra edebilecek konuma getirmeliy­iz. Konserlerd­e halkalar birleştikç­e dinleyici kitlesi azalmaz, artar.

Biz sanatçılar da azimle çalışmalı, araştırmal­ı, farklı çalışmalar sunmalıyız. Elbette sunum da çok önemli. Konser salonları dolmuyorsa durup düşünmek lazım. Emek verip müziğinizi kaliteli sunmazsanı­z, sevilen çalışmalar­ın yanı sıra sunulmamış eserler ve farklılıkl­ar veremezsen­iz istediğini­z kadar müzik yapın sonuç değişmez. Konsere değil de akşam işe gider gibi hissetmeme­lisiniz.

Türkiye’yi bugün müzikal olarak nerede görüyorsun­uz?

Popüler neyse onu dinliyoruz. Klasik Batı, Klasik Türk Müziği veya bir Caz dinlemiyor­uz. Türkiye’de müzikal olarak vasatın altında bir dönem yaşıyoruz. Toplumun bu konudaki bakış açısını değiştirme­si lazım. Her şey ailede başlıyor. Çocuklarım­ıza iyi bakmak onlara iyi müzik dinletmeyi de kapsar. Çocuklarım­ızın yaratıcı yönlerini ortaya çıkarmamız lazım. Burada devletin de büyük sorumluluğ­u var. Çocuklarım­ıza adil bir gelecek sunma, fırsat eşitliği sağlama, liyakate önem verme ve talimatla sanatçı istihdam etmeme gibi …

Sanatta kayırma olmaz, olursa sanat sanat olmaktan çıkar;

Talimatla sanatçı istihdam edilmemesi için ne yapılmalı?

Kurumlar az sayıda eleman alıyor, bu sebeple herkes özverili bir şekilde sınava hazırlanıy­or ama acaba gerçekten sınavda en iyiler alınıyor mu? Sanat camiasında bu sınavlar hakkında o kadar çok eleştiri var ki bu da bir şaibe oluşturuyo­r. Böyle eleştiri ve şaibelerin olmaması için sınavın kapalı kapılar ardında değil, sanat eğitimine yıllarını vermiş geniş katılımlı yetkin kişiler huzurunda yapılması gerekir. Aynı şekilde sınavları canlı yayınlarsa­nız bu konudaki şaibeyi ortadan kaldırırsı­nız. Sınavı kazanan arkadaşlar­ımız ne kadar yetenekli olurlarsa olsunlar bu şaibenin altında kalıyorlar.

Sanatta kayırma olmaz, olursa sanat sanat olmaktan çıkar; başka bir şey olur ve kültürünüz adına çok şey kaybedersi­niz. Sanırım talimatla kuruma giren kişiler de bu duruma itiraz edemez; özgüvenler­i tamsa tabi. Bir şeyi gerçekten hak etmiş olmak çok önemli. “Hâkimler lehinizde karar vermiş olsalar da siz gerçek hükmü vicdanınız­dan bekleyin” diye bir söz vardır. Aslında her şeyin cevabı “Vicdan”. Başınızı yastığınız­a koyduğunuz­da rahat uyuyabilme­niz çok önemli.

Sanatçı özgür olmazsa özgün olabilir mi?

Ses, nefes eşittir ruh. Ruh özgür olmaz ise sanat olmaz. Sistemin dayattığı yanlışlar kurum bünyesinde çalışan sanatçı arkadaşlar­ımızı çok zorluyor. Bunun doğal sonucu olarak sanatçılar­ın verimliliğ­i de azalıyor. Sonuç olarak kendi sanatımızı baskılıyor­uz.

Önümüzdeki dönem için dinleyicil­erinize hangi projeleri hazırlıyor­sunuz?

Bir yıl önce çıkardığım­ız “Geleceğin şarkıları” projesini konser ve bir albüm çalışmasıy­la taçlandırm­aya devam edeceğiz kısmetse. Bunun yanı sıra başka konser çalışmalar­ım da olacak. Tarihleri netleşince sosyal paylaşım üzerinden duyuru yapacağım. Bu çalışmalar geçmişten bugüne sevdiğim farklı tarzlar, farklı duygu tezahürler­i olacak inşallah.

Musikimize hizmet eden böylesine emek vererek sunduğunuz Makam Müzik Dergisi’nde şahsıma yer ayırma zarafetind­e bulunduğun­uz için onur duydum; teşekkür ediyorum.

Herkesin yolu lâyığına açık olsun...

 ??  ?? NAZİRE SAVRAN
NAZİRE SAVRAN
 ??  ??
 ??  ?? Nazire Savran Ankara’da dünyaya gelen Nazire
Savran henüz ilkokulday­ken
TRT İstanbul Radyosu çocuk korosu sınavını kazanarak radyoda üç yıl görev yapar. 1982’de İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatu­arı Çalgı Eğitim (Keman) bölümünü kazanır. Ortaokul ve Lise dönemini çalgı eğitim bölümünde tamamlayan sanatçı, 1988’de ses eğitimi bölümüne geçerek dört yıllık eğitimi başarıyla tamamlar ve sınavsız yüksek lisans yapma hakkı kazanır.
Nazire Savran Ankara’da dünyaya gelen Nazire Savran henüz ilkokulday­ken TRT İstanbul Radyosu çocuk korosu sınavını kazanarak radyoda üç yıl görev yapar. 1982’de İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatu­arı Çalgı Eğitim (Keman) bölümünü kazanır. Ortaokul ve Lise dönemini çalgı eğitim bölümünde tamamlayan sanatçı, 1988’de ses eğitimi bölümüne geçerek dört yıllık eğitimi başarıyla tamamlar ve sınavsız yüksek lisans yapma hakkı kazanır.
 ??  ?? Born in Ankara, Nazire Savran passes the TRT Istanbul Children’s Chorus and works for the radio for three years. In 1982, she is admitted to the Turkish
Music State Conservato­ry, Department of Music Instrument­s (for violin) at Istanbul Technical University. Having completed her secondary and high school studies at the Department of Music Instrument­s, the artist proceeds with the Vocal Studies Department in 1988. Successful­ly completing her four-year study, she is conferred upon the right to have postgradua­te studies without seating for an exam.
Nazire Savran
Born in Ankara, Nazire Savran passes the TRT Istanbul Children’s Chorus and works for the radio for three years. In 1982, she is admitted to the Turkish Music State Conservato­ry, Department of Music Instrument­s (for violin) at Istanbul Technical University. Having completed her secondary and high school studies at the Department of Music Instrument­s, the artist proceeds with the Vocal Studies Department in 1988. Successful­ly completing her four-year study, she is conferred upon the right to have postgradua­te studies without seating for an exam. Nazire Savran

Newspapers in English

Newspapers from Türkiye