BOYU DEĞİL İŞLEVİ
BU AY O KADAR SEKS KONUŞUP BIR KEZ BILE PENIS BOYU DEMEDIĞIMIZI FARK EDIYOR VE ERGENLIKTEN BERI VAZGEÇILMEYEN MALUM KONUYA EĞILIP BAKIYORUZ OLGUN YOLÇINAR
Ergenl kten ber konuşulan pen s boyu konusuna değ n yoruz.
ERKEKLER OLARAK BAZI FIZIKSEL eleştirilerden muafız. Kelliği testosteron fazlalığı, göbeği de bedenimizin balkonu olarak niteleyip (ve dahası bunu kabul ettirerek) sorunsuz bir şekilde hayata devam edebiliyoruz. Takıldığımız noktada ise modern egzersiz sistemleri ve klinik müdahalelerle çok kolay bir şekilde yırtıyoruz. Sonuçta kelliğin de aşırı kilonun da çaresi mevcut.
Modern tıbbın çözemediği tek fiziksel kusurumuz ise genel bir boy problemi. Zira kısa boylu bir erkek günümüzde süren tüm body positivity, body shaming muhabbetlerine rağmen yerilebiliyor. İkinci ve daha yıkıcı bir problem ise pantolonlarımızın içinde, çarşaflar arasında bizi terletmek için bekliyor.
İyi de bu penis boyu problemi nedir? Bunun ne kadarı algı, ne kadarı gerçek? Bilim bu konuda ne diyor? Peki, ya bizzat sahada araştırma yapan kadınlar?
“UZUN OLSUN ERSIN, KALIN OLSUN GERSIN”
Büyük penis merakının tam olarak nerede başladığını bilmiyoruz. Bir noktaya kadar büyük penisin yerilen, bayağı bir fiziksel kusur gibi görüldüğünü ise biliyoruz.
Tabii bunun ne kadarının erkeklerden miras kalan tarihten dolayı olduğundan ise emin değiliz. Çünkü kadınlar okuma yazma bilmeme gibi malum sebeplerden dolayı yazılı kayıt bırakamamış. Emin olabileceğimiz yegâne şey büyük penisin tarih boyunca gizliden gizliye merak ve hayranlık uyandıran bir özellik olduğu ve cinsellik toplum düzeyinde rahatça konuşuldukça günümüzdeki fenomene dönüştüğü.
Yapılan araştırmalar erkeklerin hatırı sayılır bir kısmının penislerinin ebadından memnun olmadığını gösteriyor. Ancak biraz deşildiğinde, penisini küçük bulan erkeklerin aslında ortalama ya da ortalamanın biraz üstünde bir penise sahip olduğunu gösteriyor. Buna bakarak ortada biraz büyük (no pun intended-kelime oyunu yok) beklentiler olduğunu söyleyebiliriz. Peki, işin aslı ne?
Ortalama penis boyunun ereksiyon hâlinde 11 santim çeperle 13 santim olduğu kabul ediliyor. Bu genel bir ortalama olduğu kadar tatmin edici bir cinsel birleşmeye izin veren de bir ölçü. Kısaca bu civarlarda bir penisle bir kadını orgazma ulaştırmamanın herhangi bir özrü yok. Tabii insan olarak hep ortalamanın üstünde olmayı arzulamamızın haricinde.
Kadınlarla yapılan araştırmalar ise o erkekler için biraz acımasız, ancak korkulduğu kadar da değil. Kadınlar sunulan değişik penis ebatlarından sonra ideal olanı 16.3 santim (12.2 santim çeper) olarak belirliyor. Bu optimum bir ölçü. Daha büyük ebatlarda yaşanan rahatsızlıklara sebep vermeyen ancak aşağı da kalmayan bir sayı.
Erkeklerin genel algısı ise bunun çok üstünde bir penise sahip olunması gerektiği. Bu algının en önemli sebebi de porno ve genel kültürel söylem. Tabii farklı partnerlerin farklı istekleri olacaktır. Ancak erkeklerin sağlıklı bir cinsel hayat için kafalarındaki ya da onlara empoze edilen kriterlere ulaşamadıklarını düşünmemesi gerekiyor. Zira bu tutum
özgüven gibi çekici gelebilecek diğer niteliklerin de yitimine sebep oluyor. Hem bir karşıtlık getirecek olursak hangi partnerler porno yıldızı gibi görünüyor ya da yatakta benzer aktiviteleri yapıyor ki biz de porno yıldızı olalım?
“BOŞ BAKKAL TARTAR”
Doğal olarak kapitalizm de bu özgüven problemini sömürüyor. Haplar, egzersizler ve cerrahi müdahalelerle penis büyütme dev bir sektör hâline geliyor. Ancak bilim bu konuda net. Hiçbir geçerli penis büyütme metodu yok.
Haplar bir işe yaramıyor. Jelqing gibi bro-science egzersizler işe yaramadığı gibi penis dokusuna zarar verebiliyor ve yapılan cerrahi müdahalelerin de getirisinin yanında götürüsü çok fazla.
Penis büyütme için iki temel cerrahi müdahale kullanılıyor. Bunlardan ilki penisi dik tutan ligamentlerin kesilmesi ile kökü prostata giden penis dokusunun biraz daha bedenin dışına çıkarılması. Okurken yüzünüzü ekşittiğinize emin olduğum bu yöntem, çok bir işe yaramadığı gibi penisin işlevini sağlayan önemli bir dokuyu da yok ediyor. Açısı değişerek tam dikleşmeyen penis böylece partnerin tatminini de zora sokuyor.
İkinci yöntem ise ya vücudun belli bir noktasından alınan yağ dokularını ya da silikon bazlı yabancı maddeleri penise enjekte etmek. Bunlar da uzunluktan çok kalınlığa yaradığı gibi enjekte edilen yağların penis dokusunca emilmesi, enfeksiyon, dokulara yapışan yabancı maddelerin kalsifikasyon yapması ya da şekil bozması gibi komplikasyonları yanında getiriyor. Tabii erkek muhabbetlerinde nam salmış kimi erkek porno yıldızlarının bu operasyonu geçirdiği bilgisini de ekleyip kafanızı biraz rahatlatalım.
“ELLER GÜNAHKÂR”
Penis boyu muhabbetimizin son konu başlığını da sonsuz geyik üreticisi “X’e bakarak boyu anlama”yla atalım. El boyu, ayak boyu, burun boyu, saç boyu, tırnak boyu gibi nice uzuvla penis ebadı arasında belli bir korelasyon bulunmuyor. Ancak bilimin dediği üzere penis boyu konusunda fikir verebilecek iki kriter mevcut. Bunlardan ilki malumunuz olan ırksal özellikler. İkincisi ise önümüzdeki günlerde etrafınızda herkesi kontrol etmenizi sağlayacağından emin olduğum 2nd Digit, 4th Digit (2D:4D) orantısı.
Evet el boyu geçersiz dedik fakat ilk kez Koreli bilim adamlarının (internette aramanız kolaylaşsın diye keyword saçıyorum) yaptığı ve şu an için bilimsel bir geçerliliği olan araştırmaya göre; elin ikinci (işaret) ve dördüncü (yüzük) parmağı arasındaki uzunluk farkıyla penis boyu arasında bir korelasyon var. Şöyle...
İnsanların bu parmakları arasındaki fark, anne karnında (prenatal) dönemde maruz kaldıkları hormonlara göre belirleniyor. Bunun tam olarak neden olduğu bilinmemekle birlikte yadsınamaz bir ilişki mevcut. Buna göre işaret ve yüzük parmağı arasında fark azaldıkça ve sıfıra yaklaştıkça anne karnında daha fazla testosterona maruz kalma nedeniyle maskülen özellikler artıyor. Ve evet, penis boyu da ortalamanın üstüne çıkıyor. Aynı şekilde bu iki parmak arasındaki fark arttıkça da feminen özellikler artıyor. Kadınlarda bu farkın az olması da daha büyük klitoris ve daha az derinliği olan bir vajinaya sebep oluyor.
Bu bilgiyi de verdiğimize göre artık keyifle iş arkadaşlarınızın, toplu taşımada tutunan insanların ve sosyal medyada stalk’ladıklarınızın ellerine bakabilirsiniz.
Penis, Freud’un abarttığı kadar olmasa da elbette önemli bir organ. Ancak ebadına takılıp sağlıklı ve keyifli bir cinsel hayata sahip olamayacak kadar da değil. Böyle bir sıkıntı varsa da bu konuda zaten yapılacak bir şey olmadığını düşünerek rahatlayabiliriz. Hayat böyle şeylere takılamayacak kadar kısa. Ve tekrar söylemek zorundayım; no pun intended!
“BILIMIN DEDIĞI ÜZERE PENIS BOYU KONUSUNDA FIKIR VEREBILECEK IKI KRITER MEVCUT. BUNLARDAN ILKI
MALUMUNUZ OLAN IRKSAL ÖZELLIKLER.”