Motor Boat & Yachting (Turkey)
18 YILDIR YELKENE DESTEK VERİYORUZ
Yıllardır yarış parkurunda olan Logo Yelken Takımı’nın sponsoru Logo Grup Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Tekbulut ile yelken sporuna bakış açısını konuştuk. Tekbulut yelkende dünya şampiyonu çıkarmamız gerektiğinin altını çiziyor.
Logo Yelken Takımı sponsoru Logo Grup Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Tekbulut Samatyalı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş. “Biz küçük yaşta Kumkapı’da sandaldan denize atlayarak yüzme öğrenen bir nesilden geliyoruz.” sözleriyle anlatıyor denizle tanışıklığını. Yelkenle daha geç yaşta tanışan Tuğrul Tekbulut iyi bir yüzücüymüş. “Babamın askerlik geçmişinden dolayı iyi bir yüzücü olmak ailede bir zorunluluktu. Yelkenle ise 90’lı yılların ortalarında tanıştım. Bir tekne alıp onunla dolaşmaya karar verdim. Aslında bana öğretecek kimse yoktu, buna rağmen ailemle birlikte en acemi dönemimde, Yunanistan’ın bize bakan bütün adalarını ve İstanbul’dan Göcek’e kadar bütün koyları gezdik. Maceram böylece başlamış oldu”
Logo Yelken Takımı nasıl kuruldu?
Kişisel olarak yelken sporlarıyla çok yakından ilgiliydim. Ancak Logo Yazılım için yelken sporu, patronun hobisine destek verme alanı değil. Kurum olarak herhangi bir alanda faaliyet gösteriyorsak, ona bir misyon yüklemeye çalışırız. Başladığımız işi bitirmeyi ve daha iyiye götürmeyi severiz. Spora yönelik bu tarz destek çalışmalarının sürdürülebilir ve verimli olması için uzun soluklu ve marka değerleriyle örtüşen bir yapıda olması gerekiyor. Ekip olma, hedefe odaklanma ve hızlı karar alma şirket kültürümüzün önemli bir parçası. Yelken sporu da takımın uyum içinde hareket etmesini gerektiren, birlikte mücadele etmenin önemli olduğu ve bu yönleriyle marka değerlerimizle uyumlu bir spor.
Hep aynı ekiple mi yarışıyorsunuz?
Yıllar içinde takımda değişiklikler oldu. Takım kaptanımız Onur Bilgen ile tanıştık. Onur ile çalışmaya başlayana kadar arkadaş çevresinden oluşan bir takımla yarışıyorduk. Onur’la birlikte takımımıza ilk kez bir centerboard’cu katılmış oldu, kendisi ayrıca milli sporcu da olduğu için, sonrasında işler kolay ilerledi. Son derece centilmen bir takım oluştu. Birçok trofe kazandık. Eğlencenin ötesinde disiplinli çalışma gerektiren işe dönüştü. Bundan sonra ben yarışmaya devam etmedim. Bugün Logo Yazılım olarak 40’ıncı yılımızda, yelken sporuna 18 yıldır aralıksız destek vermenin mutluluğunu yaşıyoruz. Kadın çalışanlarımızdan oluşan ayrı bir takımımız da var. Deniz Kızı Uluslararası Kadın Yelken Kupası’na katılıp dereceler elde ediyoruz.
Nasıl bir takım ruhuna sahipsiniz?
Her şeyden önce kendi içinde çok iyi anlaşan, teknedeki görevlerini en iyi şekilde yapmaya çalışan bir takımımız var. Düzenli antrenmanlarını yapıyorlar ve herkes disiplinle yaklaşıyor bu işe. Takım ruhu ve centilmenlik üst seviyede. Yarışlarda “esas oğlan benim” hikâyesi vardır, onu yapmaya kalktığında takım olamıyorsun. Takım kaptanımız Onur, bu işi güzel yönetti ve iyi bir noktaya taşıdı. Harika bir ekip kurdu. Her zaman tebrik ediyorum kendisini.
DÜNYA ŞAMPİYONU ÇIKARMAK GEREKİYOR Türkiye’de yelken sporunun gelişimi hakkında neler düşünüyorsunuz?
Türkiye okçulukta dünya şampiyonu çıkardı. Artık yelkende de çıkarmamız lazım. Bunun için de yelkeni geniş kitlelere yaymak gerekiyor. Malzemesi çok ağır ve pahalı bir spor yelken. Ama bunu ucuzlatmanın yolları var. İthal etmek yerine üretimin Türkiye’de yapılması en önemli unsur. Bunu yapabilecek sanayimiz var. Ülkemizin üç tarafının denizlerle çevrili olmasının yanı sıra, göllerimiz ve baraj göllerimiz de var. Denize kıyısı olmayan ülkeler yelken takımı çıkarıyor. Türkiye’nin yelken konusunda biraz daha yol alması
lazım. İdealizmle başlandı ama bu işin daha da gelişebilmesi için paydaşlar nezdinde ticari bir karşılığı da olmalı. Bizden çok daha sonra yelkene başlayan ülkeler çok büyük başarılara ulaştı.
18 yıldır parkurda olmanızdaki motivasyonunuz nedir?
Biz bu işi para kazanmak ya da pazarlama faaliyetlerinin bir parçası olsun diye yapmadık. Kendi spor markamızı yarattık. Sonuç aldıkça da motive olduk. Belki sonuç alamasaydık bu kadar uzun sürmezdi. Gördüğümüz takdir ve kaldırdığımız kupalar, bu işi ne kadar başarılı bir şekilde yaptığımızın bir göstergesi oldu ve hep camianın içinde kaldık. Başladığımız işi sürdürmek, yani istikrar da önemli motivasyonlarımızdan. Parkurun yenilerindeniz derken, şimdi en eski ekiplerinden biri haline geldik. Marka kimliğimizi yelkene de yansıtmak bizi çok mutlu ediyor. Markamızın ana faaliyet alanındaki imajıyla yelken sporundaki imajı birbirine çok uyumlu. Kimsenin işine karışmayan, haksızlık yapmayan, kendi yolunda, kendiyle yarışan bir ekip Logo Yelken Takımı. Bence bizim takım kendiyle yarışırken diğerlerini geçiyor.
En çok hangi parkuru seviyorsunuz?
İstanbul Boğazı parkuru. Bu parkurun bir turizm faaliyetine çevrilmesi lazım. Böyle bir parkur İngiltere’de olsa, bunun iletişimi günlerce yapılırdı. Bu yarışı izlemek için şehre 10 binlerce turist gelirdi. Örneğin İstanbul Maratonu sponsorlar sayesinde biraz daha yukarılara çıktı. Yurt dışındaki örneklere benzetiliyor ama dışardan katılım hâlâ az. Ciddi bir ödül olması lazım ki iddialı takımlar gelsin. Çünkü boğazda yarış başka bir şey. Ustalık burada. Bas yelkeni, rüzgâr var git değil. Boğazda şans faktörü de çok fazla.
Toplamda kaç kupanız var?
18 yıl boyunca sayısız kupa kazandık. 2021 yılında kendi sınıfımızda TAYK ve BAU Trofe şampiyonluklarını elde ettik. 2022’de aralarında Cumhurbaşkanlığı Yat Yarışları kapsamında düzenlenen Mavi Vatan Kupası’nda kendi sınıfımızda birincilik, Cumhuriyet Kupası’nda ikincilik aldık.
Aynı yıl MYK–Mass Kardeşlik Kupası’nda kendi sınıfımızda birincilik ve Bosphorus Cup’ta üçüncülük kazandık. En son 2023 yılında ise İYK Trofesi’nde kendi sınıfımızda birincilik ve TAYK Açıkdeniz Trofesi’nde ise üçüncülük kazandık.
Ayrıca 2022, şirket çalışanlarımızdan kurduğumuz kadın takımımızla, ilk senemizde Deniz Kızı Kadın Yelken Uluslararası Kadın yarışında kendi sınıfında üçüncü olduk. 2023 yılında ise başarımızı biraz daha yukarı taşıyarak ikincilik elde ettik. Cumhuriyetimizin 100. yılına özel olarak düzenlenen Deniz Kızı Cumhuriyet Kupası yarışında ise birincilik elde ettik.
İleriye dönük planlarınız neler?
Türkiye’de yelken sporu, yatırım yapıp maddi olarak karşılığını alabileceğiniz bir spor değil. Örneğin futbolda formanızın göğsüne markayı yazdığınızda, görünürlük ve bilinirlik daha yüksek oluyor. Ama yelken sporu açıkta yapıldığı için kamuoyunun ilgisi az. Ben burada ısrar etmek taraftarıyım. Dediğim gibi boğaz yarışları olağanüstü. Hem sporunuzu yapıyorsunuz hem de marka olarak yer alıyorsunuz. Keşke boğaz yarışlarımız daha uluslararası bir hale gelse. Ben boğaz yarışlarına katıldığımda aldığım zevki ve heyecanı hiçbir yerde yaşamadım. Akıntı var, rüzgâr sürekli değişiyor, kafanıza olta yeme ihtimaliniz var. Dediğim gibi ben bu konuda ısrarcıyım, her şey bir mücadeledir. Biz Logo Yazılım’ı Kadıköy’de 40 yıl önce kurduğumuz zaman, bilgisayarın ne olduğu bilinmiyordu. Biz öğrettik bunu. Mücadele edersin, anlatırsın ve öğretirsin. Biz bu yolda devam edeceğiz. Yaptığın işte iyi anılmak çok önemli. Spor alanında var olmak, bunun bize getirdiği prestiji çok kıymetli buluyorum ve devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Kurumların misyonları olmalı, yelken de bizim misyonlarımızdan biri oldu diyebilirim.
Yeni tekne düşüncesi var mı?
Biz yarışmaya IRC 3’ten başladık, IRC
2’ye geçtik. Son iki senedir de IRC
1’de yarışıyoruz. Yani en son tekne değişikliğinden bu yana henüz iki sene oldu. Dolayısıyla yakın vadede yeni bir tekne değişikliği planımız bulunmuyor. Takım arkadaşlarımız bu işi daha da ileriye götürürlerse, ilerde düşünebiliriz. America’s Cup gibi büyük organizasyonlarda yarışan takımlara baktığımızda, tekne teknolojisinin de gelişmesine yardımcı oluyorlar. Keşke Logo Yazılım olarak biz de mesela Türkiye’de bir teknenin tasarımına ve teknolojisine vesile olabilsek. Bu şu anda çok zor olsa da biz en azından yerli tekne olarak MAT’ı tercih ediyoruz. Çünkü bu konuda ülkemizin mühendislik seviyesinin artmasını önemsiyoruz.