Bu çağın kaybedeni, girişimcilik kültürünü benimsemeyen olacak
TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, dünyanın içinde geçtiği dönemi ‘dönüşüm’ kelimesiyle açıklayarak, zihniyet dönüşümünü sağlamanın şart olduğunu vurguladı. Bunun temelinde girişimciliğin olduğunu anlatan Bilecik, girişimciliği kültür olarak benimsemeyen ülkele
Dijital teknolojilerin değişim hızının katlanarak arttığını belirten TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik girişimciliği kültür olarak benimsemeyen ülkelerin çağın kaybedeni olacağını söyledi. Kalite Kongresi’nde konuşan Bilecik, “Türkiye’de katma değeri yüksek üretimi mümkün kılacak teknolojik dönüşümü sağlamak zorundayız. Bu dönüşüm ajandamızın en üst sıralarında olmalı” dedi. KalDer Başkanı Buket Eminoğlu Pilavcı ise dönüşüm çağının, teknolojik gelişmelerden bölgesel politikalara kadar bir çok alanı etkilediğini kaydetti.
Türkiye Kalite Derneği (KalDer) tarafından 26’ncısı gerçekleştirilen Kalite Kongresi’nin ilk gün açılışı Beşiktaş Belediyesi Filarmoni Orkestrası dinletisi ile yapıldı. Ana teması “Dönüşüme Liderlik” olarak belirlenen etkinliğin açılış konuşmalarını KalDer Başkanı Buket Eminoğlu Pilavcı ve Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Erol Bilecik yaptı.
İçinde yaşadığımız çağı dönüşüm kelimesiyle ifade ettiğini kaydeden TÜSİAD Başkanı Bilecik, bunun hayatın her alnında hissedildiğini belirtti. Dönüşümün en belirleyici faktörü olan dijital teknolojilerin değişim hızının ise katlanarak arttığını dile getiren Bilecik, “Türkiye’de katma değeri yüksek üretimi mümkün kılacak teknolojik dönüşümü sağlamak zorundayız. Ve bu teknolojiyi besleyecek mekanizmaları kurup desteklemek için kamu, özel sektör ve akademi olarak el ele vererek gerekli çalışmaları hızlandırmalıyız. Kısaca bu dönüşümün gereklerini ajandamızın en üst sıralarına almamız gerekiyor” dedi.
Girişimciler 2.6 milyar dolarlık ihracat yaptı
Gençler için ömür boyu işte kalmak, işe ve iş yerine duyulan bağlılık kavramlarının eski çekiciliğini taşımadığını vurgulayan Bilecik, 10 yıl gibi kısa bir süre içinde yeni jenerasyonun iş hayatındaki ağırlığının artacağını, bu nedenle mevcut iş yapış şekille- rinin de değişmesinin şart olduğuna dikkat çekti. Y ve ardından gelen dijital kuşağın, şirketlerle ve insanlarla daha farklı iletişimler kurduğunu, bunun da iş dünyasının davranış kurallarını değiştirdiğini anlatan Bilecik, bu kültürel dönüşümün hiyerarşik yapılar yerine karşılıklı etkileşime dayanan yönetim anlayışını benimsemeyi zorunlu kıldığını ifade etti.
Teknolojinin tarihte en hızlı iler- lediği ve yaygınlaştığı dönemi yaşadığımızı savunan TÜSİAD Başkanı Bilecik, şöyle devam etti: “Bu değişim elbette ülkeleri de dönüştürüyor. Kent ulaşımı, kamu sağlığı ve güvenliği, kaynak kullanımı, eğitim ve finansal hizmetlerden faydalanma gibi yüzlerce örneği görüyoruz. Ülkemizin genç nüfusu, akıllı teknolojilere, dijital dünyaya olan yatkınlığı ve girişimcilik iştahı, müthiş bir potansiyeli barındırıyor. Dijitalleşme konusunda ülkelerin başarısı için hükümet politikalarının önemi çok büyük. Bu dönüşümde geri düşmemek için ülke olarak dijitalleşme stratejimizi kusursuz hale getirmemiz gerekir.”
Zihniyet dönüşümünün sağlanamaması halinde bütün bunların çöp olacağını kaydeden Bilecik, zihniyet devriminin merkezinde girişimcilik kültürünün yer aldığını bildirdi. Türkiye’de teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet gösteren girişimlerin 2017’de 2.6 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdiğini açıklayan Bilecik, gelecek yıllarda girişimciliğin Türkiye ekonomisinin lokomotifi olacağını dile getirdi. Ayrıca Bilecik, girişimciliği kültür olarak benimsemeyen ülkerin, çağın kaybede- ni olacaklarını vurguladı.
İşbirlikçi endüstri çağının temelleri atılıyor
Dönüşüm çağının teknolojik gelişmelerden, bölgesel politikalara kadar bir çok alanı etkilediğine değinen KalDer Başkanı Buket Eminoğlu Pilavcı, belirsizliğin yeni normal olarak karşımıza çıktığı bir dönemden geçtiğimizi savundu. Bu dönemde çeviklik, öngörü, hızlı karar alma ve bireysel yetkinliklerin öne çıktığını kaydeden Pilavcı şunları söyledi:
“Teknolojinin yükselişi ve dijital dönüşümün baş döndürücü hızı; Endüstri 4.0 olgusunu çok bilinen ve konuşulan bir hale getirdi. Ama bizler konuşurken, bu devrimsel dönüşüm aslında gelişim eğrisinin kırılma noktasına doğru hızla yükseliyor ve insani yeteneklerin yeniden tanımlandığı Endüstri 5.0 yani işbirlikçi endüstri çağının temelleri atılıyor. Yeni çağın taleplerine bakarsak; yaratıcılık, kültürel farkındalık, bireyselleşen taleplere cevap verecek çözümler üretme, sezgisel yeteneklerini maksimum kullanma, geleceği şekillendiren trendleri ortaya koyma gibi yetenekleri hemen seçebiliriz. Unutmamalıyız ki, gerçekleştirdiğimiz tüm küresel gelişme ve büyümeler sadece ve sadece insanlığın refahı yani yaşam kalitesi için. Ve elbette teknoloji, toplumlar tarafından tehdit olarak değil, küresel refaha hizmet eden bir kaldıraç olarak ele alınmalı.”