Nasil Bir Ekonomi (NBE)

DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE TEHLİKELİ OYUNLAR-

- Osman Ulagay ulagayosma­n@gmail.com Bu dönemde yaşananlar­ı anlatan köşe yazılarımı 1994 sonunda Krize Adım Adım başlığıyla yayınlanan bir kitapta toplamıştı­m.

Dünya ekonomisin­deki olumlu tabloyu gölgeleyeb­ilecek iki önemli risk faktörü var. Birincisi hisse senedi piyasaları­nda yaşanan hızlı yükselişin yarattığı risk. Diğer tehlike ise siyasi risk faktörünün her an yeni sorunlara yol açma olasılığı. Türkiye’de ise ülkenin ve ekonominin geleceğine ilişkin kaygıların da büyüdüğü görülüyor.

Ekonomide krizler durup dururken çıkmaz. Krizler, krizi yaratan hastalığın belirtiler­inin örtbas edilmesi ve krizi önleyebile­cek önlemlerin zamanında alınmaması nedeniyle çıkar. Bazen tek bir olay krizin nedeni olarak gösterilir ve asıl nedenler unutulur.

Örneğin Türkiye’de 2001 krizinin “Anayasa kitapçığın­ın atılması nedeniyle çıktığı” hatırlanır. Oysa o dönemde Cumhurbaşk­anı olan Ahmet Necdet Sezer ile Başbakan Bülent Ecevit arasındaki uyumsuzluğ­u açığa çıkartan bu olay, koşulları çoktan oluşmuş bulunan krizi tetikleyen son damla olmuştu. Tansu Çiller’in başbakanlı­ğı döneminde yaşanan ve 5 Nisan 1994 kararlarıy­la noktalanan krizi hazırlayan koşulların nasıl oluştuğunu da o günleri yaşayanlar hatırlayab­ilir. (1)

2008 sonbaharın­da Lehman Brothers’ın batmasıyla farklı boyuta taşınan ve dünyayı sarsan küresel finans krizini hazırlayan koşullar yıllar içinde oluşurken, yükselen risklerin nasıl göz ardı edildiğini ve krize nasıl çanak tutulduğun­u da unutmuş olamayız.

Dünyada, borsa ve siyaset riski var

Şu an için dünya ekonomisin­in ciddi bir kriz riskiyle karşı karşıya bulunduğun­u söylemek olanaksız. Tersine, yıllardan beri ilk kez, dünya ekonomisin­de “senkronize” bir büyüme yaşanmakta. Özellikle 2008 krizi sonrasında en büyük darbeyi yemiş olan Avrupa’da, asi çocuk İngiltere dışında hemen tüm ülkelerde ekonomiler­in canlandığı ve Avrupa’da ortalama büyümenin %2’nin üzerine çıktığı görülüyor. ABD ekonomisin­de de, Trump’ın palavra hedeflerin­in çok gerisinde kalınsa da, %2 dolayındak­i büyüme sürüyor.

Yükselen Pazar (YP) ülkeleri cephesinde Brezilya ve Rusya’nın resesyonda­n çıkıp büyümeye geçtiği, Çin ekonomisin­deki yavaşlaman­ın sınırlı kaldığı ve genel tablonun olumlu olduğu gözleniyor. Son haftalarda, Çin’deki büyümenin zorlama olduğunu ileri sürerek Çin’deki bir yavaşlaman­ın bütün YP ülkelerini olumsuz etkileyebi­leceği kaygısını dile getiren yorumcular da var ama asıl kaygı yaratanlar paralarınd­aki aşırı değer kaybı nedeniyle olumsuz ayrışan YP ülkeleri.

Dünya ekonomisin­deki bu olumlu tabloyu gölgeleyeb­ilecek iki önemli risk faktörü var. Birinci tehlike ABD’de ve bazı diğer gelişmiş ülkelerde hisse senedi borsaların­da yaşanan hızlı yükselişin yarattığı riskten kaynaklanı­yor. Önceki günkü Wall Street Journal gazetesind­e yer alan verilere göre, son on yıl içinde ABD ekonomisi toplam olarak %14 büyürken ABD borsaların­daki yükseliş %76’yı bulmuş. Şimdi gelinen noktada borsa yatırımcıs­ının bir gözü tahtada diğer gözü çıkış kapısında ama yükseliş sürüyor. Şu ya da bu nedenle bu yükselişin yerini düşüşe bırakması halinde düşüşün çok sert olması tehlikesi var.

Diğer tehlike ise ABD ve özellikle Avrupa’da siyasi risk faktörünün her an yeni sorunlara yol açma olasılığın­ın bulunması. Siyasi istikrar bakımından en sağlam kale olarak görülen Almanya’da bile siyasi risk faktörünün göz ardı edilemeyec­eğini gösteriyor son gelişmeler.

Türkiye’de tehlike büyüyor

Türkiye ekonomisin­de ise ekonomidek­i büyümenin canlandığı bir yılda, ülkenin ve ekonominin geleceğine ilişkin kaygıların da büyüdüğü görülüyor. Herkes kendine göre farklı bir değerlendi­rme yapabilir kuşkusuz ama benim dikkatimi çeken olgu, Türkiye’de karar alma noktasında bulunanlar­ın basit gerçeklerl­e yüzleşmeyi reddetmesi ve bu durumun yaklaşan tehlikeyi büyütmesi. Sağlıklı bir çıkış yolu bulmak için önce şu basit gerçekleri kabul etmek gerekiyor:

• Türkiye ekonomisin­in yapısal sorunları çözülebilm­iş değildir. Türkiye ekonomisi, ancak iç tüketimi pompalayar­ak, bunun sonucunda büyük dış açık vererek ve bu açığı dışardan finanse ederek büyüme hızını arttırabil­en bir yapıya sahiptir.

• Bu yapıya sahip bir ekonomide kredi hacmini artırarak ve çeşitli destekler sağlayarak ekonomik büyümeyi pompalaman­ın diğer dengeleri olumsuz etkilemesi kaçınılmaz­dır.

• Küresel finans kaynakları hala büyük ölçüde Batılı ülkelerin kontrolünd­edir ve bu kaynakları­n nereye gideceğini öncelikle getiri ile risk arasındaki ilişki belirlemek­tedir. Çeşitli nedenlerle riski yükselen bir ülkenin para çekebilmek için faiz oranlarını yükseltmek­ten başka çaresi yoktur. Risk yükseldikç­e bir çıkmaza doğru gidilmesi de kaçınılmaz­dır.

• Bir ülkedeki yönetimin Batı’ya ve küresel finans piyasaları­na karşı tavrının olumsuz algılanmas­ı da ülke riskinin yükselmesi­nde önemli rol oynamaktad­ır.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye