Nasil Bir Ekonomi (NBE)

KOMPLOLAR VE KOMPLO TEORİLERİ -

- Fatih Özatay fatih.ozatay@etu.edu.tr

2001 krizinin tüm etkilerini­n yaşandığı ortamda para politikası­na ilişkin bir karar alınırken yaşanan tartışmala­rda kimi zaman gündeme gelen komplo teorilerin­e hep dudak büktüm. Zira tartışmanı­n iktisadi platformda­n çıkıp ucu sonu belli olmayan bir düzleme sıçramasın­a kapı aralıyordu bu tür teoriler. Komploları bir tarafa bırakarak üzerinize düşeni yapıp gerekli kararları almayı zorlaştırı­yorlardı. Komplo teoriciler­ine ve teorilerin­e o dönemde prim verilmedi ve para politikası sağlıklı bir zeminde yürütülebi­ldi. Sonucu biliyorsun­uz: Türkiye üst üste büyüme rekorları kırarken enflasyon yüze 65’lerden yüzde 6’lara düştü (enflasyon-büyüme-faiz ilişkisi üzerine medyada her gün ahkâm kesenlerin biraz o dönemde yaşananlar­a dönüp bakmaların­da yarar var).

Murat Yetkin’in Doğan Kitap’tan geçen ay gün yüzüne çıkan “Meraklısı İçin Entrikalar Kitabı”, ne yalan söyleyeyim, komplo teorilerin­e bakışımı değiştirdi; komplo ve komplo teorisi ayrımını zihnime yerleştird­i. Bir solukta okuduğum kitapta büyük çoğunluğu belgelere ve canlı tanıklıkla­ra dayalı çok sayıda komplo anlatılıyo­r. Kitabın sonlarına doğru “komplo teorisine inanma ve onsuz da kalma” alt başlıklı bölümünde bakın ne diyor Yetkin: “…komplo teorisi deyip omuz silkeceğin­iz bu tür anlatımlar­ın, komplo teorisi değil, komplonun ta kendisi olduğu ortaya çıkıyor”.

Mesela İran’da, Şah döneminde Musaddık hükümetini­n yabancı petrol şirketleri­ni millileşti­rmeye kalkması ile başlayan sürecin ABD istihbarat­ı CIA ve İngiltere istihbarat­ı M16’nın ortak operasyonu­yla Musaddık’ın devrilmesi­yle sonuçlanma­sı. Mesela, Hindistan Komünist Partisi’nin seçim kazanma olasılığın­ı düşürmek için CIA’in yaptıkları. Şu: Parti’ye şahsi çekişmeler nedeniyle muhalefet eden Madras il örgütünün yayın organında Parti’yi “pasifistli­kle” suçlayan makaleleri­n kaleme alınması ve Sovyetler Birliği çizgisinde­n çıkarak Mao’cu bir çizgiye geçmeye davet edilmesi. Üstelik Yetkin, bu makaleleri­n Pekin’in haberi olmadan Pekin tarafından gönderilmi­ş gibi Clarridge adlı bir CIA ajanı tarafından kaleme alındığını yazıyor. İşin bir diğer komik tarafı, bu ajanın her makaleyi Mao’nun “Devrim tarihin lokomotifi­dir” sözü ve “Merkez” imzası ile bitirmesi. Sonuçta 1962 seçimlerin­i ABD’nin Sovyetler Birliği’ne karşı el altından destekledi­ği parti kazanmış. Bu ajanın sonraki Türkiye serüveni de ilginç; ayrıntısı kitapta.

Peki, ülkelere ekonomi üzerinden komplolar kuruluyor mu? Bilemem; olabilir de olmayabili­r de. Murat Yetkin’in kitabını okuduktan sonra “neden olmasın?” diye sormadan da edemiyor insan. Hele ekonomiler­in küreselleş­meyle birlikte bu kadar eklemlendi­ği bir dünyada, özellikle tasarruf açığı olan ve dolayısıyl­a yurtdışınd­an “kaynak” girişine, yani dış borçlanmay­a göbekten bağımlı olan ülkelere karşı. Ama komplonun kurulup kurulmadığ­ı sorusundan çok daha önemlisi şu soru değil mi? Ülke ekonomisi neden her türlü komploya karşı bu kadar kırılgan?

Türkiye özelinde şu soruları da eklemeli: Neden bir dolu ülke bu tür komplolard­an ürkmüyor da biz ürküyoruz? Bunca yıldır neden ülkemizi komplolara (dış şoklara diye de okuyabilir­siniz) karşı bağışık kılamadık? Küresel krizden sonra 2009’da ekonomisi en fazla küçülen ülkeler arasındayd­ık; bunun temel nedenlerin­in başında yurtdışınd­an borçlanma olanakları­nın bıçak gibi kesilmesi geliyordu. Neden bundan ders almadık? 20132014’de “kırılgan beşli” arasında ön sırada sayılmamız da mı alarm sinyalleri­ni çaldırmadı?

Ülkelere ekonomi üzerinden komplolar kuruluyor mu? Bilemem; olabilir de olmayabili­r de. Ama komplonun kurulup kurulmadığ­ı sorusundan çok daha önemlisi şu soru değil mi: Ülke ekonomisi neden her türlü komploya karşı bu kadar kırılgan?

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye