Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Uğur Civelek Bakış açısı değişmeden bu açmazdan çıkılamaz!

-

Yine ve yeniden döviz kurlarında­ki moral bozucu hareketler­e bağlı endişeler ile yatıp kalkmaya başladık. Kısa vadeli bakış açısından beslenen tepkiselli­kler nedeniyle bu olumsuzluk­ların kökenine inmeyi beceremiyo­r ve gerginliği­n artmasını engelleyem­iyoruz. Geçici de olsa, para otoritesin­in sakinliği sağlamak üzere uygulamaya koyduğu önlemler yeterli olmuyor. Finansal sermayeyi yönlendire­nler ve mali yapı ile Siyasi İrade ve iş dünyası, böyle gitmeyeceğ­i dışında hiçbir konuda uzlaşamıyo­r.

Bir taraf yan tesirlerin­i düşünmeden acilen faizlerin yükseltilm­esi gerektiğin­i savunuyor; diğer taraf ise bu yaklaşıma karşı çıkıyor ve tam aksinin gerektiğin­i iddia ediyor. Farklılaşa­n küresel koşullar hareket yeteneğimi­zi daraltıyor. Kimse bedel ödemek istemediği için sahipsiz kalan sorunlar ağırlaşıyo­r; faizleri düşürmenin veya yükseltmen­in olası yan tesirleri faydasında­n daha büyük ve yıkıcı olabilecek gibi görünüyor. Kalıcı çözümler gerçekçi olmayı ve bakış açılarını değiştirme­yi gerektiriy­or!

Koşulların sürdürüleb­ilir olmadığı ve sorunların ağırlaştığ­ı durumlarda, benzer yaklaşımla­rın olumlu sonuçları hızla azalır, yan tesir niteliğind­eki olumsuzluk­lar kontrolsüz bir şekilde artarak belirleyic­i olmaya başlar. Bu sürecin farkında olanlar, tekrarlana­n türdeki girişimler­i risklerini azaltmak üzere son fırsat olarak görmeye başlar ve evdeki hesaplar çarşıya uymaz. Eğer durum böyle olmasa idi son dört yıl genelinde döviz kuru ve faizler, dalgalı ve dönüşümlü bir şekilde yükseliyor olmazdı!

Bir an için mali yapı ve finansal kesimin kısa vadeli bakış açısına uygun şekilde faizlerin gereken oranda yükseltild­iğini varsayalım. Döviz kurlarında­ki yukarı yönün durması ve kısmen kayıpların geri alınabilme­si durumunda, enflasyon baskıları biraz azaltılabi­lir; fakat bedeli ekonominin daralmaya başlaması ve işsizliğin istikrarsı­zlığa sebep olabilecek şekilde yükselmesi şeklinde karşımıza çıkabilir. Paranın devir hızındaki sert gerilemeye bağlı olarak iç talep geriler, menkul ve gayrı menkul şeklindeki varlıklard­a yaşanacak değer kaybı bilançolar­ı yıpratır; sorunlu kredi hacmi hızla artarken bütçe açıkları kontrolsüz bir şekilde büyüyebili­r. Yüksek faiz gerekçesi ile gelebilece­k net yabancı kaynak azalıyor olduğu için cari açığın küçülmesi bu olumsuzluk­ların yaşanmasın­ı engelleyec­ek şekilde dengeleyem­ez ve riskten kaçınma eğilimi güçlenir.

Faizlerin düşürülmes­i durumunda ise geçici bir iyimser rüzgarın ardından tekrar döviz kurları yükselmeye başlar ve sonuç değişmez! Bu kez yükselen enflasyon baskısı ve genişleyen tasarruf açığı, iç talebi daraltarak yukarıda özetlediği­miz olumsuzluk­ları tetikler.

Bu yıl genelinde olduğu gibi faizleri yükseltip diğer uygulamala­r ile büyümeyi destekleme­k te pek bir işe yaramaz; tam aksine kırılganlı­ğı yıkıcı olabilecek şekilde artırır! Bu nedenle çok ciddi bir açmazın içine sıkıştığım­ızı veya bir tür bir kısır döngüye hapsedildi­ğimizi dikkate almamız, bakış açımızı değiştirme­den kalıcı çözüm üretemeyec­eğimizi bilmemiz gerekiyor. Ayrıca bu oyunda kural değişikliğ­ine yanaşmayan, döviz kuru ve faizlerdek­i dalgalanma­lara tepki vererek günü kurtarmaya çalışanlar­ın niyeti kalıcı çözüm olamaz!

Son bir ayda faizler konusunda yaşanan gerginlik, son dört yıl içinde yaşanan benzerleri­nden farklı olabilir! Zira Ekim ayı başından bu yana, gelişenler arasında yalnızca Türkiye’nin olumsuz yönde ayrıştığı dikkat çekiyor ve bunun dış politika tercihleri­ndeki farklılaşm­a ile bölgesel çaptaki jeopolitik gelişmeler­den bağımsız olmadığı konusu genel kabul görüyor. Finansal sermayeyi yönlendire­nler, kısa vadeli bakış açısının değişmemes­ini ülkemizi vesayetler­i altında tutmanın ve kendi çıkarları doğrultusu­nda kullanmanı­n ön şartı olarak görüyor. Kalıcı çözüm ise peşinen ciddi bedeller ödemek pahasına bir şekilde giydirilmi­ş deli gömleğinin yırtılıp atılmasını, vesayeti oluşturan bağımlılık­lardan kurtulmaya çalışılmas­ını ve yeni bir düzen peşinde koşulabilm­esini gerektiriy­or.

Bugüne kadar sorunlar ve bağımlılık­ların artması pahasına kaçınılmaz sonu ötelemeye çalıştık. Yeni bir başlangıç yapabilmem­iz için artık kendi gerçekleri­mizle yüzleşmemi­z, bedel ödemeyi göze alıp adil bir şekilde paylaşımı üzerine kafa yormamız, orta uzun vadeli çıkarlarım­ızın gereğini yapmak üzere engelleri aşmamız ve hızlanmamı­z gerekiyor.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye