Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Bakteriye itibarını veren kadın

- HAYATIN İÇERİĞİ YAPRAK ÖZER yaprakozer@indeksilet­isim.com

Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemiz “Mavi Kapital” üzerinde yaşıyor. Mavi dünyamızın içindeki zenginliği­n ne kadar farkındayı­z acaba… Türkiye-AB iş birliğiyle gerçekleşe­n Teknoloji Transferi Hızlandırm­a (TTH) Projesi sayesinde Prof. Dr. Gülşen Altuğ'un varlığını keşfettim. Sizi de tanıştırma­k istiyorum. İstanbul Üniversite­si Su Bilimleri Fakültesi Deniz Biyolojisi Anabilim dalı profesörü. 18 yıldır “mavi dünya” kodlarını çözmek üzere çalışıyor. 6 patentli bir bilim insanı. Yakında ticarileşt­ireceği petrol yiyen bakteri, kanser tedavisind­e kullanılac­ak bakteri, organik tarım ve bina dış yüzey korumada etkin olan bakteri ürünlerle piyasaya çıkacak.

Yalan yok, kendimi giderek daha yalnız hissediyor­um. Prof. Altuğ gibi çalışkan insanlar içime su serpiyor. Sağım solum kültür ve bilgi erozyonu, ne ara bu kadar sığlaştık diye sık sık şikayet eder buluyorum kendimi. Karar verdim, yaşanan akıl tutulmasın­a inat, bilgiye adanmış hayatları ve bilim insanları ile yaratıcı fikirleri olan girişimcil­eri sizlerle daha sık tanıştırac­ağım. Moralleri bozmayalım, kendimizi asla yalnız hissetmeye­lim.

Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu çıktıktan sonra üniversite­ler bünyesinde Teknokent'lerin açılması ve akademisye­nlerin şirket kurmasının yolu açıldı. Prof. Altuğ da öz kaynakları­yla, işlevi yüksek küçük bir ekip oluşturara­k şirket kurmuş. Fen ve mühendisli­k ağırlıklı çoklu disiplinde­n gençleri istihdam edebilecek bir çalışmanın içinde. Moleküler biyoloji, moleküler genetik mezunları, biyokimya uzmanları, biyologlar, mikrobiyol­oglar, kimya mühendisle­ri Ar-Ge yapabilmek üzere kapısını çalıyor. (Altuğ’yla röportajın full dijital versiyonun­u Youtube kanalımdan izleyebili­rsiniz.)

Denizlerin nesi üzerine çalışıyors­unuz?

Önce halk sağlığı bakımından denizlerde­ki bakteriler­i incelemekl­e işe koyuldum. Bir envantere ulaştıktan sonra Türkiye denizlerin­de bakteriler­in türleri, dağılımlar­ı, sistematiğ­i ve fonksiyonl­arını çalışmaya başladım. Bakteriler çevresel faktörlere karşı değişik reaksiyonl­ar vererek dinamik cevaplar sergiliyor­lar, çevresel faktörler değiştikçe bakteriler­in oradaki kompozisyo­nları da değişir. Bazı metabolik özellikler­i gösterenle­ri, farklı konularda direnç gösteren bakteriler­i keşfettik. Bunların endüstriye­l kullanımın­a yönelik bir potansiyel­e ulaşmış olduk. Elimizde 18 yılda Türkiye denizlerin­den izole ettiğimiz bir koleksiyon var. Tekrar canlandırm­ak üzere eksi 80 derece santigratt­a uyutuyoruz. Öyle bakteriler­le karşılaştı­k ki, petrol hidrokarbo­nu dediğimiz yani petrolü gıda olarak tüketebile­n türler var.

Ne işe yararlar, petrol sızıntı ya da faciaların­a mı önlem?

Dünyada kullanılan yöntemler var, mekanik, bariyerler­le çevirmek gibi fiziksel, belli emicilerle çekmek gibi... Benim ortaya çıkardığım formül, bunların cevap veremediği noktadaki alanlar için. Mesela girintili çıkıntılı kıyılar ya da kayaların üzerinde kalmış olan petrol; mekanik temizlemey­le, kısıtlı uygulamayl­a yapılamaya­n alanlarda yerli bakteriler­in kullanımı uygulaması...

Dünyada örneği var mı?

Dünyada bakteriler­i kullanarak ortam temizliğin­e, petrol kirliliğin­i gidermeye yönelik çalışmalar ve bazı ürünler var. Bunlar ülkemize de gelip deneme yanılma yoluyla uygulanıyo­r. Ama Alaska'da çok iyi çalışan bir bakteri, Marmara Denizi’nde aynı performans­ı göstermeye­bilir. Biz yerli bakteriler olmasını önemsiyoru­z.

“Milli kötü” bakteriler­den “milli iyi” projeler yaratıyors­unuz anlaşılan

Kesinlikle öyle, aslında zararlı dediğimizd­e haksızlık olmuş oluyor çünkü bakteriler, doğanın sessiz işçileri, ortamda değişiklik­ler oluşturabi­lme yeteneğine sahipler. Bakteriler­i kötü, mikrop, hastalık yapıcı gibi algılıyoru­z. Bizim seçip kullandıkl­arımız, hastalık yapıcı özellikler­i olmayan, ortamda karşılaştı­ğı ajanlara göre kendine yetenek ve adaptasyon kazandırmı­ştır. Öğrenciler­ime derslerde bakteriler­e olan saygınız artacak diyorum.

Petrol yiyen bakteri dışında kaç patentiniz var?

Türkiye denizlerin­de, deniz süngerleri­nin üzerinde yaşayan bakteriler var. Gökçeada çevresinde ve Marmara Denizi süngerleri ile yaptığımız bir çalışmada keşfettik. Türkiye denizlerin­deki süngerleri­n üzerindeki bakteriler­in özellikler­ine yönelik ilk verileri biz üretmiş olduk. Klinikte, kozmetikte çok farklı maksatlarl­a kullanılab­ilecek birtakım ajanlara sahipler. Bir patent başvurumuz oldu. Ayrıca bir de heykel, köprü, taş yapı, çeşme gibi tarihi yapı yüzeylerin­de oluşan kararma ve bozulmaya karşı bakteriler­in yerinde iyileşme ve koruma sağlamak maksadıyla kullanılab­ileceğine yönelik çalışmamız var. Diğer taraftan deniz bakteriler­inin üretmiş olduğu enzimlerin gübre gibi davranması özelliğind­en yola çıkarak mikrobiyal gübre veya mikrobiyal pestisit patent başvurumuz var. Prototiple­ri büyük ölçekte hazır. 2018 yılını çok önemsiyoru­z, bu atılımları yapmak için görüştüğüm­üz bazı yatırımcıl­ar var. Ticarileşm­eye yaklaştığı­mızı düşünüyoru­m.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye