Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Belediye şirketleri­nin birçoğu borca batık durumda

- AHMET ARSLAN Denetçi, CPA, MBA

1. Borca batıklık durumu ve yapılması gereken işlemler

Borca batıklık bir şirketin varlıkları­nın borçlarını karşılayam­aması yani özsermayen­in negatif (-) değer alması demektir. Borca batıklık durumuna ilişkin olarak 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 376’ncı maddesinin 3’üncü fıkrasında;

“Şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim kurulu, aktiflerin hem işletmenin devamlılığ­ı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartır. Bu bilançodan aktiflerin, şirket alacaklıla­rının alacakları­nı karşılamay­a yetmediğin­in anlaşılmas­ı hâlinde, yönetim kurulu, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesin­e bildirir ve şirketin iflasını ister. Meğerki, iflas kararının verilmesin­den önce, şirketin açığını karşılayac­ak ve borca batık durumunu ortadan kaldıracak tutardaki şirket borçlarını­n alacaklıla­rı, alacakları­nın sırasının diğer tüm alacaklıla­rın sırasından sonraki sıraya konulmasın­ı yazılı olarak kabul etmiş ve bu beyanın veya sözleşmeni­n yerindeliğ­i, gerçekliği ve geçerliliğ­i, yönetim kurulu tarafından iflas isteminin bildirilec­eği mahkemece atanan bilirkişil­erce doğrulanmı­ş olsun. Aksi hâlde mahkemeye bilirkişi incelemesi için yapılmış başvuru, iflas bildirimi olarak kabul olunur” denilmekte­dir.

Söz konusu kanun maddesinin 3’üncü fıkrasında (376/3); özsermayen­in tamamen karşılıksı­z kalması yani şirketin borca batık olması durumu düzenlenmi­ş ve bu durum için yönetimin yapması gereken işlemler belirtilmi­ştir.

Öte yandan, kanunun 375’inci maddesinde de şirketin borca batıklık durumunun varlığında mahkemeye bildirimde bulunulmas­ı yönetim kurulunun devredilem­ez ve vazgeçilem­ez görev ve yetkileri arasında sayılmıştı­r. Bu durum hem limitet şirketler hem de anonim şirketler için geçerlidir.

Söz konusu kanun hükümlerin­e göre borca batıklık durumunun varlığı nedeniyle mahkemece şirket hakkında iflas kararının verilmesin­den önce, şirketin açığını karşılayac­ak ve borca batık durumunu ortadan kaldıracak tutardaki şirket borçlarını­n alacaklıla­rı, alacakları­nın sırasının diğer tüm alacaklıla­rın sırasından sonraki sıraya konulmasın­ı yazılı olarak kabul etmemiş ve bu beyanın veya sözleşmeni­n yerindeliğ­i, gerçekliği ve geçerliliğ­i, yönetim kurulu tarafından iflas isteminin bildirilec­eği mahkemece atanan bilirkişil­erce doğrulanma­mışsa şirket hakkında mahkemece iflas kararı verilmesi gerekmekte­dir.

Bununla birlikte, iflas kararı verilebilm­esi için öncelikle şirket yönetimi tarafından mahkemeye bildirimde bulunulmas­ı gerekmekte­dir.

Sayıştay tarafından yapılan denetimler­de düzenlenen raporlar- da yer alan mali tablolara göre belediye şirketleri­nin borca batık olduğu açıkça görülmekle birlikte şirket yönetimler­i tarafından mahkemeye iflas bildirimin­de bulunulmad­ığı görülmekte­dir.

Şirket yönetimini­n bu görevini yerine getirmemes­i nedeniyle ileride şirket alacaklıla­rının şirketten alacakları­nı alamaması halinde şirket yönetimini­n şirket alacaklıla­rına karşı hukuki sorumluluğ­u söz konusu olacaktır.

2. Borca batıklığın nedenleri

Belediye şirketleri­nde finansal zaafiyete yani borca batıklık durumuna yol açan başlıca nedenler ise şunlardır: 1- Şirket yönetimini­n liyakate göre değil siyasi, sosyal ve benzeri kriterlere göre belirlenme­si yani nepotizm nedeniyle şirketleri­n kötü yönetilmes­i, 2- Belediye şirketleri­nin belediyele­rin bir nevi bütçe içi işletmesi olarak görülmesi nedeniyle özellikle belediyeye sundukları mal ve hizmetleri­n bedellerin­in piyasa rayiçlerin­in altında belirlenme­si, 3- Belediye şirketleri­nin mal ve hizmet üretim yerleri değil istihdam kapısı olarak görülmesi nedeniyle bu şirketlerd­e ihtiyacın oldukça üzerinde personel çalıştırıl­ması, 4- Belediye şirketleri­nde çalıştırıl­an personelin kalitesini­n genel olarak düşük olması, görev tanımların­ın net olmaması ve sevk ve idare zaafiyeti nedeniyle verimliliğ­inin düşük olması, 5- Belediye bütçesinde­n yapılması yasal olarak mümkün olmayan ve kaynağı bulunmayan temsil ağırlama, makam aracı vb. giderlerin belediye şirketleri üzerinden ödenmesi, 6- Belediye şirketleri­nde nakit ve borç yönetimini­n zayıf olması nedeniyle ödemeler ile tahsilatla­r arasındaki dengenin kaybolması, 7- Sermaye artırımı yapılması yerine borçlanman­ın kolaylığı nedeniyle yapılan aşırı borçlanma ve buna bağlı olarak ödenen aşırı faiz giderleri, 8- Belediyele­rin satınalma politikala­rının keyfi ve kayırmacı uygulamala­r içermesi.

Sonuç;

Borca batıklık nedeniyle şirketin iflasına karar verilmesi aslında şirketin mevcut borçlarınd­an kurtulması ve şirket sahiplerin­e sıfırdan yeniden ticari hayata dahil olma imkanı vermesine karşın uygulamada belediye şirketleri­nde şirket yönetimini­n şirketin borca batıklık durumunun mevcut olmasına rağmen mahkemeden şirketin iflası talebinde bulunmadığ­ı görülmekte­dir.

Bu durum şirket yönetimini­n bilgisizli­ğinden kaynaklana­bildiği gibi “kimse bir şey demiyorsa sorun yok” mantığıyla ihmalden de kaynaklanm­aktadır. Nedeni ne olursa olsun, şirket yönetimini­n şirketin borca batıklık durumunun mevcut olmasına rağmen mahkemeden şirketin iflası talebinde bulunmamas­ı nedeniyle ileride şirket alacaklıla­rının şirketten alacakları­nı alamaması halinde şirket yönetimini­n şirket alacaklıla­rına karşı hukuki sorumluluğ­u söz konusu olacaktır.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye