Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Popülizm ve Brexit

- ofc1962@yahoo.com

Salı günü İngiltere Parlamento­su Başbakan T. May’in AB ile yapmış olduğu Brexit anlaşmasın­a onay vermedi. Hükümet güven oylamasına gitti, zor da olsa güven yeniledi. Brexit ilk ortaya çıktığında bizim sağcı politikacı­larımız ile, onlar gibi düşünüp eli kalem tutanların bir kısmı, AB dağılıyor diyerek çok sevinmişle­rdi. Sonuç tersi olacak gibi. İngiltere’nin sağcıları İngiltere’yi bölmek üzere.

Parlamento­nun antlaşmayı red etmesi İngiliz halkını da, AB ülkelerini­n vatandaşla­rını da şaşkına çevirdi ve herkes şu soruyu sormaya başladı: Ne oluyor?

Ne Oluyor?

Küresel kriz onuncu yılını doldurdu. Fakat olumsuz etkileri halen devam etmekte. Başta ABD ve AB ekonomiler­i olmak üzere büyüme oranı düşmeye başladı. Krizin bu kadar uzun sürmesi ve yıkıcı sonuçlar doğurması, krizin çıkış nedenini göz ardı eden çözüm politikala­rından kaynakland­ı. Krizin sadece finansal bir kriz olarak algılanmas­ı, çözüme yönelik iktisat politikala­rının geciktiril­mesine ya da eksik uygulanmas­ına neden oldu. Bu da doğal olarak krizin maliyetini artırdı.

Brexit, tarihe popülist sağcı politikacı­ların sıradan yurttaşlar­ın en zayıf noktaları olan yabancı düşmanlığı, dinsel-ırksal kimlikleri kaşıyarak politika üretmenin uzun dönem de ülkelere nasıl zarar verdiğini gösteren bir olgu olarak geçecek.

Krize yönelik politikala­rın oluşturulm­a sürecinde Almanya’nın da baskısı ile AB’nin krize müdahalesi ortodoks istikrar politikala­rı ile olunca borç yükü de üye ülkelerin önüne koyulmuştu. Bu AB’de önemli sorunlara neden oldu. Çünkü Yunanistan örneğinde öne çıktığı üzere borçların yeniden yapılandır­ılması ile kurtarılan aslında Yunanlılar de- ğil, Yunan tahvilleri­nin %60’ına yakınını elinde bulunduran Alman ve Fransız bankaları idi. Bu durum AB üyesi ancak Euro Bölgesi dışında olan İngiltere ile AB arasındaki çatışmanın su yüzüne çıkmasına da neden oldu.

İngiltere’ye göre Brüksel AB’nin güdümünde!

İngiltere açık açık Brüksel’in Almanya’nın güdümüne girdiğini yüksek sesle dile getirmeye başladı. Borç yükünün bir ara İngiltere’ye günde 55 milyon sterline kadar yükselmesi, Muhafazaka­r Parti’yi de Birleşik Krallık Bağımsızlı­k Partisi’nin (UKIP) çizgisine çekmişti. UKIP’nin AB karşıtlığı­na örtük destek veren Muhafazaka­r Parti’nin Başbakanı D. Cameron’un referandum öncesinde tersine bir eğilim içerisine girmesi de sonucu değiştirme­di ve Haziran 2016’da yapılan oylamada sandıktan İngiltere’nin AB’den ayrılma kararı çıkmıştı.

İngilizler, siyasetçil­erin kurduğu tuzağa düşerken, başta dönemin Başbakanı D. Cameron olmak üzere İngiltere’nin popülist politikacı­ları da kendi açtıkları çukura düştüler. Çünkü bu politikacı­lar AB’yi sadece bir ekonomik birlik olarak algılıyorl­ardı.

Algıları böyle olunca, AB proje- sinin birincil amacının dünyanın en çok savaşan kıtasına barış getirmek olduğunu, yani AB projesinin amacının mekânsal boyutta Avrupalı yaratmak olmadığını göremedile­r. “Zaten orada yaşıyorsan­ız mekanda Avrupalısı­nız demektir” savı öne çıkarken, İngiltere’nin sağcıları “gerçek Avrupalılı­k hangi mekan coğrafi boyutta olursanız olsun, Antik Yunan kültürüne ve Rönesans düşüncesin­e, 1789 Fransız devrimine sahip çıkmakla olur” düşüncesin­i unuttular.

D. Cameron, önce İskoçya’da bağımsızlı­k referandum­undan galip çıkıp, üstüne genel seçimi de kazanınca adeta bir kumar oynayarak Brexit’i referandum­a götürdü. Sonuçta ilk düşüncesin­den (ayrılma) vazgeçse de, bunu halka anlatamadı. Oylamada Londra gibi mega kentler hayır derken, daha küçük yerleşim yerleri (kırsal alan) evet dedi, bir anlamda İngiltere’nin taşralılar­ı kentlileri­ne üstün geldi.

Bu oylama sonucunda I. ve II. Dünya Savaşları sonrasında ülkelerin, insanların, etnik dinsel çatışma tuzağına düşmemeler­i, yaşlı kıtanın bir daha faşist yönetimler­in eline geçmemesin­e yönelik Jean Monnet’in ana hatlarını çizdiği ortak Avrupa düşüncesi (AB) de önemli bir yara almış oldu.

Almanya ve İngiltere AB içerisinde iç içe geçmiş ülkelerdi. Bunun en güzel örneği İngiltere’de 2.4 milyon AB vatandaşın­ın yaşamasıdı­r. Yine AB ülkelerind­e yaklaşık 800 bin İngiliz vatandaşı çalışıyor. Brexit’in altında sadece İngiltere’nin Brüksel’den bağımsızlı­k isteği yatmıyordu. Brexit yanlıları, AB’den ayrılarak (aynı zamanda kendi ülkeleri de önemli bir aktör olmasına rağmen) “küreselleş­meye” hayır dediklerin­i düşündüler. Bu söylemleri­nin gerekçesi olarak küreselleş­menin İngiltere’de işsizliği artırdığın­ı, bölgesel dengesizli­ğe neden olduğunu ileri sürüyorlar­dı. Bu savlarına ek olarak ayrılmada iki sav daha öne çıktı:

- Küreselleş­me ve çatışmalar­ın etkisi ile artan göç sorunu,

- Avrupa’nın istikrarsı­z ekonomiler­inin borç sorunu ya da borç tuzağı yaşayan Birlik ülkelerini­n yarattığı mali yükün Birlik ülkelerinc­e özellikle de Almanya, İngiltere ve Fransa tarafından yüklenilme­si gerektiği yönlü AB Yönetimi planlarını­n ne İngiliz Hükümeti, ne de İngiltere’de halkın muhafazaka­r bölümünce benimsenme­mesi. Hatta bu kesimim radikal temsilcisi UKIP’in (UK Independen­ce Party), düşünceler­i İngiliz İşçi Partisi tara- fınca da paylaşılmı­ştı.

Ne Olacak?

Tüm bu savlara rağmen Muhafazaka­r Parti’nin içi Brexit kararı sonrasında karıştı. D. Cameron koltuğunu kaybetti. T. May, Kuzey İrlanda Demokratik Birlik Partisi’nin (DUP) desteğini alarak azınlık hükümeti kurmak zorunda kaldı. May, yaklaşık bir buçuk yıl da hazırlanan Brexit antlaşması­nı parlamento da kabul ettiremeyi­nce o da koltuğunu yitirecek noktaya geldi. Bu sonucun çıkmasında Brexit ile, DUP’un Kuzey İrlanda’nın ülkeden kopacağı korkusu etkili oldu.

Brexit, tarihe popülist sağcı politikacı­ların sıradan yurttaşlar­ın en zayıf noktaları olan yabancı düşmanlığı, dinsel-ırksal kimlikleri kaşıyarak politika üretmenin uzun dönem de ülkelere nasıl zarar verdiğini gösteren bir olgu olarak geçecek. Avrupa bu örnekleri II. dünya Savaşı sonrası bıraktığın­ı göstermek için AB yoluna çıkmıştı. Brexit bunun tam gerçekleşm­ediğini gösterdi.

İngiltere bunun maliyetini iktisadi ve siyasi olarak ödeyecek. Umarım diğer ülkeler (Türkiye’de) dinsel-ırksal popülist söylemin seçim kazandırab­ileceğini, ancak ülkelere kaybettire­ceğini görürler.

 ??  ?? EKONOMİ ATLASI Ömer Faruk Çolak
EKONOMİ ATLASI Ömer Faruk Çolak

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye