“Ekonomik büyüme ekolojik borcumuzu artırıyor”
Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nin (İPM) iki ayda bir gerçekleştirdiği İklim Değişikliği alanında çalışan araştırmacı ve akademisyenlerin, bu alandaki çalışmalarını masaya yatıran İklim Kafe Konuşmaları serisinin Ocak ayı buluşması yapıldı. İklim değişikliğiyle ilgili çeşitli konuları, politikadan atmosfer bilimlerine, ekonomiden psikolojiye kadar disiplinler arası bir ortamda tartışmak üzere bir araya gelinen İklim Kafe Konuşmalarının Ocak ayı buluşmasında İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden Ahmet Atıl Aşıcı, “Ekonomik Büyüme Mutluluk Getiriyor mu? Mutlu Olmanın Ekonomisi” başlıklı bir sunum yaptı. Ahmet Atıl Aşıcı, konuşmasında şu bilgileri verdi: “Baskın iktisat öğretisi ekonomi büyürken, yani kişi başına düşen gelir artarken mutluluğun da otomatik olarak artacağını ileri sürmektedir. Ancak bilimsel çalışmalar tam böyle demiyor. Düşük gelirli ülkelerde (gelir adil biçimde paylaşıldığı sürece) ekonomik büyüme fiziksel şartları iyileştirdiği, eğitime ve sağlık hizmetlerine erişimi artırdığı için mutluluğu da artırabilirken, belirli bir gelir düzeyinden sonra gelir artışı mutluluk getirmeyebiliyor. Bir başka deyişle, geliriniz artarken ve daha çok tüketirken, bunu sosyal hayatınızdan, hobilerinizden ve sağlığınızdan feragat ederek yapmanız gerekiyorsa, gelirinizdeki artış sizi daha mutlu etmiyor. O zaman insanın aklına bu ekonomik büyüme çılgınlığı neden sorusu geliyor. Mutlu etmeyen bu ekonomik büyüme uğruna iklim değişiyor, ekolojik borç artıyor, gezegenimiz tahrip oluyor, gelecek kuşakların ve diğer canlıların hakları ellerinden alınıyor” 2013-2017 arası bu yana kişi başı gelir yüzde 79 artmışken ekolojik borcun ve ekonomik kırılganlığın da arttığının vurgulandığı toplantıda, Türkiye’nin Çin’den daha az büyümesine rağmen ekonomik kırılganlığının Çin’den fazla olduğu ifade edildi. Diğer taraftan, ekonomik büyümeden ziyade adil vergilerle gelir adaletinin sağlanmasının daha mutlu bir toplum yaratacağı belirtildi. Ahmet Atıl Aşıcı konuşmasının devamında; 2004-1014 dönemini gelir ve iş memnuniyeti, psikolojik iyi-oluş (umut), sağlık memnuniyeti, kamu hizmetlerinden memnuniyet, güvenlik memnuniyeti ile toplumsal ilişki memnuniyeti olmak üzere toplamda altı boyutu kapsayarak hazırlanan Türkiye Dirlik Endeksi’nin ise kişi başına gelir artışı olmasına rağmen düştüğünü belirtti.