Faizin düşmesi iyi de bu düşüşün nedeni önemli
Bir kere şu saptamayı yapmak gerek. Düştüğünü söylediğimiz kredi ve mevduat faizleri aslında hala çok yüksek.
Baksanıza kredi faizleri hala yüzde 25’in altına indirilememiş, mevduat faizi de yüzde 20’nin.
Faizler bir miktar daha gerileyecektir ama hiç kimse mevcut oranların çok aşağılara ineceğini beklemesin. Hele hele bu yıl tek haneli faiz göreceğimiz hiç umulmasın.
Böyle bir durumda faizin bir kat kadar üstünde seyredecek olan enflasyonu nasıl izah edeceğiz?
Kredi ve mevduat faizinin yüksek olması tabii ki istenmez. İnşaat yaparken aldığınız çimentonun, demirin fiyatının yüksek olması nasıl bir maliyet artışı demekse, fabrika kurarken aldığınız makinenin yüksek fiyatı nasıl maliyeti artırırsa, tüm bu faaliyetler için gerekli olan paranın maliyeti olan faizin yüksekliği de kötüdür; yatırımı, üretimi, büyümeyi baltalar.
Şu durumda faizin düşmesinden memnun olmak gerekir. Ama bu koşullarda değil!
Çünkü bizde son dönemde yaşanan düşüşün nedenleri farklı.
Ekonomi darboğazda, bankalar açtıkları kredinin geri döneceğinden kaygılı, kredi kullandırmaya pek gönüllü olamıyorlar.
İş alemi kredi kullanmaya pek hevesli değil, herkes bekle gör politikası izliyor.
Vatandaş bu oranlardan kredi kullanmaya yanaşamıyor, gelecek kaygısı çok fazla.
Bankada para var; bu paraya piyasanın ihtiyacı var; ama ne banka kredi açmaya gönüllü, ne piyasa kredi kullanma cesaretine sahip.
Biz önce sisi dağıtabilelim, enflasyon düşsün, bunu faiz izlesin ve çarklar sağlıklı dönmeye başlasın ki bu faiz düşüşünün bir anlamı olsun.