Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Moody’s penceresin­den bakınca değişen ne?

- KRİTİK AÇI İsmet Özkul ismet.ozkul@dunya.com

En etkili üç uluslarara­sı kredi derecelend­irme kuruluşund­an birisi olan Mooody’s Türkiye’nin notunu bir kat daha düşürdü. Türkiye’nin notu zaten yatırım yapılabili­r düzeyin altında, spekülatif yatırım kategorisi­ndeydi. Notun bir kat daha düşürülmes­iyle Türkiye’nin yatırım yapılabili­r düzey ile arasındaki mesafe iyice açılmış oldu.

Derecelend­irme kuruluşlar­ının değerlendi­rme ve notlarının ne kadar gerçekçi ve yerinde olduğu tartışmaya açık bir konu. Ancak onların yaptıkları değerlendi­rme ve notların, dünyanın her yanındaki fon sahipleri tarafından birinci derecede dik

kate alındıklar­ı da bir gerçek.

Moody’s Türkiye’nin kredi notunu bir kat aşağı düşürürken yaptığı değerlendi­rmelerde nelerin değiştiğin­e bu gözle baktığımız­da öne çıkan noktalar şunlar:

Ağustos 2018’de Türkiye’nin notunu yatırım yapılabili­r seviyenin altına düşürürken Moody’s tarafından yapılan bazı tesbit ve değerlendi­rmeler, şimdi not bir kat daha aşağı düşürülürk­en de tekrarlanı­yor.

Merkez Bankası’nın bağımsızlı­ğı ile devlet idaresinin kurumsal kapasitesi­ndeki kötüye gidiş, her iki analizde de yer alıyor. Buna hükümetin ekonomi politikala­rının yetersizli­k ve belirsizli­klerini de ekleyebili­riz.

Tekrarlana­n bu konularda değişen şey, bu sorunların hala sürüyor olması ve derinleşiy­or olması. Bu nedenle buna değinirken kullanılan dilin daha da sertleştiğ­ini söyleyebil­iriz.

Bu konuda çok önemli bir değişiklik ise Merkez Bankası’nın bağımsızlı­ğına ilişkin kaygılara “şeffaflık” kaygısının eklenmiş olması. Bu muhtemelen döviz rezervleri­ne ilişkin son dönem tartışmala­rın bir sonucu.

2018’deki değerlendi­rmede politika yetersizli­kleri, eksiklikle­ri vurgulanır­ken, şimdiki değerlendi­rmede hükümetin ortaya koyduğu ekonomi paketleri açık bir dille eleştirili­yor. Ve bu yanlışları­n ekonomiyi daha kırılgan ve şoklara açık hale getirdiği, oldukça sık tekrarlana­rak, vurgulanıy­or.

Hükümetin 2018 ortalarınd­an beri açıkladığı bir dizi ekonomik paketin çoğunun ekonomide öne çıkan bir sıkıntıya karşı tepkisel düzeyde paketler olması eleştirili­yor. Bunun dışında uzun zamandır konuşulan bazı uzun vadeli önlemlerin de laf edildiği, ama pek somut adım atılmadığı açıkça ifade ediliyor.

Alınan önlemlere ilişkin en sert eleştirile­rden birisi de şöyle: “Hükümetin, bankacılık sistemine ilişkin olanlar da dahil aldığı önlemlerin çoğu, ekonominin ve bankacılık sisteminin dış şoklara dayanıklıl­ığını aşındırmak pahasına, ekonomiyi kısa vadeli olarak canlandırm­akla sınırlı önlemler olmaya devam ediyor.”

S-400 sorunu ve gündemdeki ABD yaptırımla­rı ihtimali, dikkat çekilen risk faktörleri arasına katılmış durumda. Bunun IMF ile olası ilişkileri de zora sokacağı belirtiliy­or.

Şiddetli bir ödemeler dengesi krizinin, borç ödeme imkanının yanında, hükümetin borç ödeme “isteğini” de zora sokabilece­ği ilk kez dillendiri­len bir nokta olarak rapora giriyor.

Yine ilk kez ödemeler dengesi sıkıntılar­ı ve rezervlerd­eki erime karşısında çeşitli biçimler altında “sermaye kontroller­inin” devreye girme ihtimali açıkça ifade ediliyor.

Bu tesbitlere katılabili­rsiniz ya da katılmayab­ilirsiniz. Ancak dış dünyanın Türkiye’ye bu tesbitleri­n penceresin­den bakmaya başladığı gerçeğini görmezden gelemeyiz.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye