AROLAT ’ TAN
Berlin Barış Konferansı öncesi İdlib ve Libya’daki çatışmalara 11 Ocak Cumartesi gece yarısı iki ateşkes ile ara verildi. Şimdi bunun sürekliliği için liderler arasında yoğun bir trafik yaşanıyor. Barış yolundaki bu çabaların sonuç vermesini dileyelim…
Geçen hafta konuştuğum iş insanları sürekli olarak Libya ve İdlib’teki çatışmalar nedeniyle tedirginliklerini dile getiriyorlardı. Pazartesi sabahı telefonla konuştuğum bir sanayi odası başkanı, “Pazar sabahı rahat bir ohh! dedim“diyerek, bir gece önce Libya ve İdlib’te devreye giren ateşkese ilişkin memnuniyetini dile getirdi.
Ardından da bu memnuniyetine sebep olan konuyu şöyle anlattı:
“Dünya bir çılgınlık içinde. Geçen hafta Kasım Süleymani’nin öldürülmesinin ardından İran’ın füze saldırısı ile olaylar tırmanabilirdi. Aynı gece Ukrayna uçağı düşürüldü. Çok şükür bunlara rağmen olaylar tırmanmadı. Putin ve Erdoğan’ın 11 Ocak Cumartesi gecesi için İdlib ve Libya’da ateşkes çağrılarına, İdlib’te olumlu yanıt verilirken, Libya’da Hafter, çağrıyı yapan Putin olmasına karşın önce olumsuz yanıt verdi. Bizim Trablus Hükümeti’nin çağrısı üzerine asker gönderme kararımız olduğu için, Suriye’den sonra Libya’da da askerimizi çatışmanın beklediği düşüncesine kapıldım. Neyse ki korktuğum olmadı. Cumartesi gecesi son dakikada, Hafter ateşkese uyacağını açıklayarak, gece 01’de ateşkesi başlattı. Sabaha kadar sözünü tutup tutmayacağının tedirginliğini yaşadım. Pazar sabahı ateşkese uyduğunu görünce rahat bir ohh! dedim. Ertesi günde Hafter ve Sarraç’ın ateşkes imzalanması için Moskova’da buluşacakları haberi üzerine daha da rahatladım. Çünkü Suriye ve Libya’daki çatışmalı ortam en çok bize zarar veriyor.”
26 Ocak’ta Almanya’nın ev sahipliğinde yapılması düşünülen Berlin Barış Konferansı öncesi, dünyada liderler arasında yoğun bir görüşme trafiği yürütülüyor. Rusya, Almanya, Libya liderleriyle sürekli telefon diplomasisi yürüten Cumhurbaşkanı Erdoğan, pazartesi günü İtalya Başbakanı Giuseppe Conte ile bir araya gelerek Libya konusunu ele aldı. Conte’nin önem taşıyan Ankara ziyareti öncesi geçtiğimiz hafta Hafter ile buluşmuş ve bir Ortadoğu turu yapmıştı.
Bütün bu gelişmelerin bölgede barışın kalıcılığı yolunda adımlar atılmasına zemin hazırlayacağını düşünmek yanlış olmaz. Dünyanın gözünün çevrildiği Suriye ve Libya’da barış yolunda atılacak adımlar, bize olduğu kadar bütün dünyaya da ohh! dedirtecek. Bunu umalım/bunu bulalım…