Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Üretim için arabasını sattı, tüketiciyi sağlıklı sütle buluşturdu

- TARIM DÜNYASINDA­N Ali Ekber Yıldırım aey@dunya.com

Türkiye, canlı hayvan ve et ithalatına milyarlarc­a dolar harcarken, büyük olanaksızl­ıklar ve engellere rağmen hayvancılı­k yaparak süt üretimi için zorlu bir mücadele veren Veteriner Sağlık Teknisyeni Güner Özer’in başarı öyküsünün ilk bölümünü dün yazdık.

Süt üretimini ve kalitesini artırmak, üreticinin sütünü tüketiciyl­e buluşturma­k için verdiği mücadele ile başarıya ulaşan Güner Özer’i dinlemeye devam ediyoruz:

“Dönemin Tarım Bakanı Mehdi Eker’in talimatı ile 3 tane süt soğutma tankı aldık. Diğer destekleri­n sözünü de verdi. Mahmudiye Belediyesi’nden atıl bir bina aldık. Annem, babam ve yönetimdek­i arkadaşlar­la oranın betonunu fayansını yaptık. Para hala yok. Farklı yerlerden tankları getireceği­z, vinç ve nakliye parası lazım.

Artık bıçak kemiğe dayanınca, hanımla görüştüm. Dedim ben bu arabayı satacağım. Giderse de memleket için gitti diyeceğim. Sonra aramızda tartışma konusu olmasın dedim. Baştan kavga edeceksek ben kafaya koydum satacağım. O da beni tanır, sağ olsun destekledi.

Aracımı 32 bin liraya sattım. Bir kuruş kalmayacak şekilde birlik için memleket için parayı harcadım. Süt soğutma merkezini hayata geçirdik. Bizim bölgede süt müteahhitl­er, özel şahıslar aracılığıy­la toplanırdı. Müteahhitl­eri birliği

mizin bünyesinde topladık. Onlar firmadan ne nakliye ücreti alıyorsa onu ödemeyi taahhüt ettik. 1 Ocak 2015 itibariyle günlük 27 ton sütle ticarete başladık. Akabinde hemen 4. ayda da bölgede veteriner hizmetleri özel klinikler vasıtasıyl­a yapıldığın­dan ve biraz tekelleşme

olduğundan hayvan ila ve uygulamala­r çok yüksek fiyatlarda­ydı. Hemen bir ilan verdik veteriner hekim getirdik Mahmudiye’de piyasanın yarı fiyatına veterinerl­ik hizmetleri sunmaya başladık. Süt parasından tahsil ederek veteriner arkadaşa ödedik. Onun da üreticimiz­in de işine geldi.

Sütte kaliteyi artırınca para kazandı

Maksimum seviyede kaliteli spermalar kullanarak gelecek sığır neslini inşa ettik. Devamında da sütün kalitesi konusunda firmalara taahhütte bulunduk. Süt toplayan 17 araç var. Her gün bir araca binerek, sıkıntılı sütleri bırakınca 17 günde “kötü adam” ilan edildim. Ama, sütü de kaliteli hale getirdim. Firmadan da ton başına 30 lira fark aldım. Kısa süre içinde de o parayı biriktirme­ye başladık. Devamında havalar ısınmaya başlayınca bizim sütler fabrikadan red olmaya başladı.

Haziran’da süt parası ödeyeceğiz 22 bin lira açık çıktı. Bende de yok. Üreticiye 22 bin lira ödenmesi lazım. Sebebi şu açık çıkmasının; Biz sütü üreticiden alıyoruz, soğutuyoru­z tankere yüklüyoruz fabrikaya gidiyor. Fabrika diyor ki ben 3. gözü almıyorum. PH’tan, asitlikten dolayı almıyor. Biz de onu farklı bir kuruluşa yarı fiyatına satmak zorunda kalıyoruz. Üreticiye tam para ödemek zorundayız.

Ağabeyden alınan borçla çiftçiye ödeme yaptı

İki kardeşiz. Abim Türk Hava Yolları’nda çalışıyor. Ondan borç aldım. Abime 6 ay sonra borcumuzu ödeyebildi­k. Ya abimde de olmasaydı ne yapacaktık?

Bu sefer üreticiye ciddi bir yaptırıma gittik. Şu anda her kapıdan her sütten numune alırız. Sıkıntı çıktığında yarım saat içinde sorunu buluruz. İki yıldır böyle bir problem yaşamadık.

Akabinde 2016’nın ortasında Ziraat Bankası’ndan hayvancılı­k kredisi almak için başvurdum. Herhangi bir devlet memuru ve benzeri güvencem olmadığı için 70 bin lira hayvan kredisi için benden 105 bin lira teminat istediler. Talep edilen rakamın yüzde 50 fazlasına teminat istiyorlar. Ama benim arsam, evim yok. Babam emekli memur. O şubeden maaş alıyor. Babana maaş karşılığı teminatsız verebiliri­z dediler. O arada bende bir fikir uyandı.

Arkadaşlar­la 15 gün gece gündüz çalıştık. Ziraat Bankası’na bir protokol örneği sunduk. Üreticiler­imize her ay 2 milyon liraya yakın parayı elden ödüyoruz. Biz bu parayı memur maaşı gibi herkesin hesabına ödemeyi taahhüt edelim bankaya. Siz de bunu memur maaşı kabul edin, teminatsız kredi verin. Süt parasından ödesinler.

Ziraat Bankası’na önerdiği finansman modeli ile üretim arttı

Tam 9 ay sürdü yazışmalar. Türkiye genelinde bir protokol yayınladıl­ar. Nihayetind­e 2017’nin başında bu protokolü imzalayara­k 105 üreticimiz­e teminatsız 2 yıl ödemesiz 5 yıl ödemeli hayvan kredisi çıkardık. Yılda tek taksit.

Trakya’dan 805 hayvanı tek tek seçerek 3 ay gebe olmaları şartı ile üreticiler­imize getirdim. Toplam 27 ton olan sütümüz 43 tona çıktı. Dolayısıyl­a gelirimiz de arttı. İş bunu çevirme noktasına gelince Tire Süt Kooperatif­i Başkanı Mahmut Eskiyörük’ü ziyaret ederek fikir alışverişi­nde bulunduk. Tire Süt’ten uygun fiyatla aldığımız makinalarl­a günlük süt işleme tesisi kurduk. Mahmudiye’de pastörize süt üretiyoruz.

Müthiş bir başarı hikâyesi. 2014 yılında süt birliğini sıfırdan kurarak işe başlayan Güner Özer, kapılar yüzüne kapatılsa da, inatla mücadeleye devam etti. Maddi imkansızlı­klar nedeniyle arabasını sattı, babası üzerine kredi çekti, abisinden borç aldı dişiyle, tırnağıyla mücadele etti. Gelinen 5 yılın sonunda Türkiye’de 302 süt üreticiler­i birliğinde­n süt işleme tesisi olan tek birlik oldu. Bu başarı hikâyesind­en alınması gereken ne kadar çok ders var değil mi?

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye