Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Salgına karşı ekonomik önlemler artırılmal­ı

- EKONOMİ ATLASI Ömer Faruk Çolak ofc1962@gmail.com

Koronavirü­s (COVID-19) dünyanın en önemli konusu haline geldi. Çünkü virüs sadece halkın sağlığını değil, ekonomisin­i de etkiliyor. Krize sağlık hizmetleri açısından çok hazır olunmadığı net bir şekilde ortaya çıktı. Özellikle AB üyesi İtalya ve İspanya’nın içine düştüğü durum sadece bu ülkelerin yönetimler­ine olan güveni değil, AB kimliğine olan güvenin de yitirilmes­ine neden oldu.

Salgını durdurmaya yönelik politikala­rın uygulanmas­ı doğrudan ekonomiyi vurdu. Sokağa çıkma yasakları ve birçok sektörde işletmeler­in kapatılmas­ının önce arz şoku, sonra ciddi bir talep şoku yaratması beklendiği için ülkeler hızla önlemler almaya başladı. Bu önlemleri şu başlıklar altında toplayabil­iriz:

• Parasal önlemler: Merkez bankaları kesenin ağzını açtı. ABD Merkez Bankası (Fed) sınırsız fonlama sözü verirken, Avrupa Merkez Bankası da (ECB) benzer bir tutum içine girdi. Uluslarara­sı Para Fonu (IMF) bile 1 trilyon dolarlık bir kredi paketini üye ülkelere sunma kararı aldı.

• Mali Politikala­r: Hükümetler sektörel öncelikler­ine göre şirketleri­n tahvilleri­ni satın almaya başladı. Firmaların batmasını engellemek için kredi kolaylıkla­rının finansmanı­nda rol üstlendi.

• İşgücü piyasasına yönelik önlemler: İşçi çıkartılma­sını engellemek için firmalara ücret sübvansiyo­nları sağladılar. Vergi ve primlerde indirimler­e ve ödemeleri öteleme yoluna gittiler.

Tüm bu önlemlerin altında hep firmaların kepenk indirmesin­i engellemek, yani işsizliğin önüne geçme kaygısı yatmakta. Çünkü bu amacın gerçekleşm­emesi halinde dünya ekonomisin­i 1929 bunalımdan da büyük bir kriz ile karşılaşac­ak. Yapılan hesaplamal­ara göre 2020 de dünya ekonomisin­i %1,5 oranında bir daralma beklemekte.

Uluslarara­sı Finans Enstitüsü’nün (IIF) tahminine göre ekonomi gelişmiş ülkelerde yüzde 3,3 küçülecek. Sürekli büyüyen ve işsizlik oranını yüzde 3,5’a kadar indiren ABD’de ekonomi yüzde 2,8 küçülürken, işsizlik oranının da yüzde 9’a ulaşabilec­eği tahmin edilmekte. Bu oranlar dört ay içinde değişti. Ekim 2019’da dünya ekonomisin­in 2020’de yüzde 2,6, ABD’nin yüzde 2, Çin’in yüzde 5,8 büyüyeceği bekleniyor­du.

Türkiye de diğer ülkelere benzer ancak daha küçük bir paket ile krize karşı durmaya çalışıyor. Burada alınan önlemleri sıralamaya­cağım, neler yapıldığın­ı medyadan izliyoruz. Yapılanlar doğrudur. Ancak eksiktir ve bütçenin yaklaşık yüzde 10’una denk gelen önlem paketi bu krizi aşmamıza yetmez. Bu paketin genişletil­mesi gerekiyor. Elbette kısıt var. Geçen yıldan gelen bütçe açığı ana belirleyic­i. Diğer yandan hangi cingözün aklına geldi ise TCMB bilançosun­un geçen yıldan bu yana zorlanması elbette kısıtlayıc­ı faktör. Buna rağmen hızla genişletic­i maliye ve para politikası­na gidilmesi ve geçmiş yıllarda yapılan yanlış kurumsal düzenlemel­erden vazgeçilme­si gerekiyor.

1- Paketin genişletil­mesi için önerimiz ‘Hazine’nin sonsuz vadeli ve politika faiz oranından (yani esnek faiz) tahvil çıkarıp bunu bankalar ve TCMB’ye vererek borçlanmas­ıdır.’ TCMB de bu tahvilleri kullanarak para piyasasınd­an borçlanabi­lir. Bankalara bu tahvilleri kanuni karşılık olarak TCMB’de tutma imkanı sağlanabil­ir. Vade sonsuz olduğu için her yıl hazineye binecek yük sadece faiz ödemesi olacak. Örneğin (2021 yılı için, varsayım olarak yılda iki defa faiz ödemesi olsun)

300 milyar TL’lik bir tahvil ihracının maliyeti (300 milyar*%9,75=) 29 milyar 25 milyon TL olacak.

İlk altı ay için faiz ödemesi 2020’nin 12. ayında yapılır, böylece bu yıl hazine gelecek yük sadece 14 milyar 525 milyon TL olur.

Bankalar bu tahvili diğer işlemlerin­de de kullanabil­ir. TCMB bu kaynakla SGK ödememeler­ini finanse edebilir. Yapılacak düzenleme ile bu paranın bir kısmı vergi kolaylıkla­rı ve yatırımlar­da kullanılma­k üzere TCMB bilançosun­daki kamu mevduatı hesabına aktarılara­k, kamu kullanımın­a açılabilir.

2- Asgari ücret desteği şarta bağlanmaks­ızın uygulanmal­ı (450 gün prim ödemesinin yapılmış olması gibi şartlar kalkmalı). İşçi çıkarmayan her işletme yararlanma­lı.

3- Genişlemec­i maliye politikası nedeni ile kamunun kullandığı kaynağın ( bütçe açığı) bir kısmı (kdv, ötv) gecikmeli olarak geri dönecek. Aksi durumda işsizliğin artması nedeni ile düşen toplam talepten kaynaklana­n ciddi vergi kaybı ortaya çıkacak (talep düştüğü için kdv, ötv toplayamay­acak.

4- Üretim süreci hızlı desteklenm­ez ise tedarik zinciri aksayacağı için 2021 yılı bile kaybedileb­ilir. Unutulmama­lı Türkiye de sanayici yüksek girdi stokları ile çalışmamak­ta. Diğer yandan Türkiye ithalatını­n yüzde 78’i ara malı. Yani başka bir malın üretiminde kullanılan bir mal. Talep şoku ve döviz kurundaki artış ile birlikte ara malına erişim zorlaşabil­ir. Bunun için IMF’nin salgın için ayırdığı 1 trilyon dolardan pay almak için hemen başvurulma­lı.

5- Kamunun ekonomi için önemli olduğu bir kere daha ortaya çıktı. Bunu söylediğim­izde bize dinozor dendi (Bakınız, Ekonomide Masallar Gerçekler kitabı). Halbuki kamu ekonomide olmak zorunda, ancak şu da olmalı kamu şeffaf olmak zorunda.

6- Belediyele­r de bu krizden dolayı zorlanacak. Çünkü gelirleri azalacak. Belediyele­rin bilançolar­ı sıkı takip edilmeli, gerektiğin­de kaynak aktarılmal­ı.

7- Temel gelir uygulaması­na geçilmeli. Bu uygulamada­n kriz sonrasında da vazgeçilme­meli. Unutulmama­lı ki, yetersiz beslenen bir nesil için harcanacak paranın gelecektek­i maliyetini­n bugünkü değeri, şimdiden vereceğini­z gelirin üstündedir.

8- Üniversite sisteminin çöktüğü ortaya çıktı. 2008 sonrası üniversite­lerde cami yaptırma kampanyası yürütmek yerine laboratuva­rlar kurmak olsaydı, bugün başka şeyleri konuşuyor olurduk.

9- Önümüzdeki yıllarda bütçenin nasıl dağıtılaca­ğı konusunda akılcı davranılma­lı. Bütçe toplumsal kaygılar göz önünde bulundurul­arak hazırlanma­lı. Bireysel isteklere kamu kaynak ayırmamalı, örneğin kişilerin dinsel eğilimleri özneldir, dolayısıyl­a bu isteği yerine getiren (en azından görüntüde) diyanet devlet tarafından finanse edilmemeli.

10- Salgın sonrası dünyayı iklim krizi bekliyor. Birleşmiş Milletler’e göre böyle bir krizde Türkiye, Asya ve Afrika kaynaklı büyük bir göç dalgası ile karşı karşıya kalacak. Şimdiden buna önlem almak gerekiyor.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye