Eskişehir maskesiz yaşam için mücadele veriyor
Maske bulmak zor, maskeyle yaşamak daha da zor. Bunun geçeceğini umut ederek maskeli yaşama katlanmaya çalışıyoruz. Ama bir de hiç geçmeyeceğini düşünsek! Pandemi sebebiyle değil de çevre kirliliği sebebiyle takmak zorunda kalsaydık bu maskeyi, hem de hiç çıkartmamak üzere, ne kadar korkunç olurdu değil mi?
Pandemi sürecinde maske takma zorunluluğu getirilen ve sokağa çıkma yasağı uygulanan bilmem kaç kente hep bir kent daha eklendi. 30 büyük kent ve Zonguldak, 15 büyük kent ve Zonguldak denildi. Neden Zonguldak, çünkü akciğer hastalıklarının ve kronik rahatsızlıkların yoğun olduğu kent olduğu için Zonguldak. Neden Zonguldak’ta bu hastalıklar yoğun, çünkü kömürlü termik santraller var ve bu o bölgenin insanlarını hasta ediyor. Eskişehir’de yaşayanlar olarak bizim de endişemiz buydu. Verimli tarım arazilerinin olduğu Alpu Ovası’na yapılmak istenen kömürlü termik santralin gerçekleşmesi durumunda Alpu ve 25 kilometrelik çevresi ki Eskişehir kent merkezi de dahil, bu kirlilikten etkilenecekti ve biz maskeyi günlük kıyafetlerimizden biri haline getirecektik. Neyse ki, çok kıymetli tarım arazilerinin üzerine kondurulması düşünülen kömürlü termik santrale Danıştay onay vermedi.
Danıştay, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin bu alanların özelleştirilmesine yönelik temyize götürdüğü kömürlü termik santral davasında, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın kararını iptal ederek, santralin yapımına izin vermedi. Bu açılan davalardan sadece biri, diğerleri de umarız tek tek termik santralin yapımına izin vermeyecek şekilde sonuçlanır. Zira bu sonuç, bizim maskeli insanlar olmamızdan daha da önemlisi, Eskişehir’in bereketli topraklarının kurtulması anlamına gelir.
Şu pandemi günlerinde iyice anlaşıldı ki, gıda her şeyden daha önemli, tarım alanlarını korumak her şeyden daha değerli. İthal etmenin de mümkün olmadığı günlerden geçtik, geçiyoruz. Böylesi günlerde her ülke kendi vatandaşının ihtiyaçlarını önceledi, elinde varsa bile bir kilo domatesi dahi satmak istemedi. Sınırlar kapatıldı, ticaret de ürün nakliyesi de bitti. Koronavirüs dünya üzerindeki yaşamı da dünya ticaretini de tümden değiştirdi. Net bir şekilde anlaşıldı ki, ülkeler kendi kendine yeter olmanın çaresine bakmak zorunda, insanoğlu artık ekosistemi korumak, kömürlü termik santraller gibi doğaya ve insan sağlığına çok büyük zararlar veren yatırımlardan da vazgeçmek zorundadır.
Eskişehir’e yapılması planlanan termik santral, bitki yapısı, hayvancılık, yeraltı suyu, atıkların çevreyi tahrip etmesi, hava kirliliği ve buna bağlı olarak akciğer hastalıkları, kanser vakalarının artışı gibi birçok olumsuzluğu hatta faciayı beraberinde getirecek. En önemlisi ise tarımsal koruma alanı ilan edilen Alpu Ovası’nı bitirecek. Umarız yapılamaz da bunların hiçbirisi olmaz, maske de bizim günlük yaşamımızın mecburiyeti haline gelmez.