Maske ve tulum üretiminde tartışma kumaşa kaydı
Maske, tıbbi koruyucu tulum, önlük gibi ürünlerin üretimi, satışı ve ihracatına yönelik yaşanan tartışmada iç pazarın ihtiyacının karşılanmasında çözüm büyük oranda gerçekleşirken, bu kez sorun, iç pazarda fiyatı hızlı yükselen bu tür ürünlerin üretiminde kullanılan “nonwoven” kumaş üzerine yoğunlaştı. DÜNYA’ya açıklamalarda bulunan Türkiye Sağlık Endüstrisi İşverenleri Sendikası (SEİS) Başkanı Metin Demir, nonwoven kumaş fiyatlarının 4 kata kadar arttığını, bunun yanında iç pazara satışın yasakken, ihracatının serbest olmasının tedarik sorunları doğurduğunu açıkladı. Demir, kumaş üreticilerinin kapasitesinin yüzde 25’inin iç pazara yeteceğini, makul bir fiyatla iç pazarın talebinin karşılanıp, kalan kısmın ihraç edilmesini istediklerini söyledi. COVID-19 salgını başlarken en önemli korunma malzemesi olan maskede fahiş fiyat uygulamaları görüldü. Bunun üzerine ihracatı izne bağlandı ve iç pazara satışı yasaklandı. İhracatta ise DMO’ya bağış zorunluluğu getirilerek, maske de 1 adet hibe karşılığında 1 adet ihraç izni, tulum da ise 1 adet hibe karşılığında 3 adet ihraç izni şeklinde bir uygulamaya geçildi. Nonwoven kumaşın Gaziantep ağırlıklı üretildiğini ve Valiliğin Nisan ayında bu kumaşın üreticiler tarafından doğrudan iç pazara satışının yasaklandığını belirten Demir, nonwoven kumaşta, kilogram bazında Ocak-Mayıs döneminde 4 kat fiyat artışı yaşandığını belirtti. Bir şekilde ürün elde edenlerin ikincil bir “karaborsa” oluşturduğunu da vurgulayan Demir, kumaş üreticilerinin kapasitelerinin yüzde 20-25’inin iç pazarın ihtiyacını karşılayacağını belirtti. Demir , “Salgından önce ülke nonwoven kumaş üretim kapasitesinin yüzde 7-8'ini tıbbi tekstil sektörü kullanırken, salgın sürecinde talebin artmasıyla bu oranın yüzde 20-25 seviyesine çıktığını tahmin etmekteyiz. Maske, tulum, önlük ve meltblown kumaşta olduğu gibi; ülke ihtiyacı karşılanıncaya kadar nonwoven kumaş ihracatının izne tabi olması ve kabul edilebilir fiyatlardan kumaş üreticilerinin üretim kapasitelerinin yüzde 20-25 civarındaki kısmını yurt içindeki tıbbi tekstil üreticilerine vermek kaydıyla geri kalan kısmını ihraç edebilmeli” diye konuştu. İç pazara doğrudan satışın durdurulması uygulamasının da kaldırılmasını istediklerini belirten Metin Demir, “Böylece, ileri sürülen valilik ‘izin vermiyor’ bahanesi de ortadan kaldırılarak, üreticiden doğrudan kumaş alımı imkanı da sağlanmalı” dedi.