Analitik düşünce ile tüm kapıları açabiliriz
Dünyanın güçlü ekonomileri arasında 17. sırada yer alan Türkiye’nin ilk 5’e girebilmesi için, temelini hukuktan alan, doğru ilişkiler kurmak zorundayız. Çin ekonomisi bunun en önemli halkalarından biri. Çin’i yakından takip etmeliyiz çünkü dünya ekonomisinin geleceğini belirleyecek aktörlerden biri… Dünya ekonomisine entegre olmak için bir anlamda Çin ile ekonomik entegrasyonu sağlamalıyız. Ekonomi yönetiminin bu bilinçle dış ticaret politikalarını belirlemesi gerekir. Türkiye’nin dış politikasını belirleyen faktörlerden biri hiç kuşku yok ki dış ticareti ve ekonomik potansiyelidir.
Peki, bunu nasıl yapacağız?
İnsanlar arasındaki iletişimi de devletlerarasındaki ilişkileri de ancak analitik düşünerek kurabiliriz. Karşındakini anlamak için tanımak gerek. Tanımak için anlamak. Bunun için araştırma yapmak, geçmişi bilmek ve yaşanan olayları incelemek lazım. Aynı konu devletler ve o devletleri yönetenler için de geçerlidir.
Bir milletin kültürünü bilmek insanını tanımakla başlar. İşte bunlar olmadan o devletle doğru ve düzgün ilişki kurulamaz.
Tabi ki kendi insanınızı ve kültürünüzü tanıdığınızı düşünerek bunları yazıyorum.
Kültür “toprak” demektir. Her millet üretim, tüketim, çalışma, birlikte yaşama, birbirini anlama, paylaşma, yeme ve içme kültürünü doğup büyüdüğü topraktan alır. Bu anlamda zengin bir mozayiğe sahip olan Türkiye, dünyanın pek çok milleti ile başarılı ilişki kurabilir.
Mesela Ortadoğu’da önemli bir sorun yaşıyorsanız. Bunu çözmek için bölgeyi çok iyi tanıyan 20 yılın üzerinde Gaziantep ticaret hayatına yön veren ticaret odasının eski başkanı Mehmet Aslan’a görev verebilirsiniz. Ya da siyasi ve ticari ilişkilerde uzun yıllar köprü görevi yapan Gaziantep’in Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Dr. Asım Gü
zelbey’i özel temsilci olarak atayabilirsiniz.
ABD ile ciddi sorunlarınız varsa yıllarca ABD’de Türkiye’yi temsil eden emekli büyükelçi Şükrü Elek
dağ’ı ve ilişkilerini kullanabilirsiniz. ABD başta olmak üzere dünyada pek çok gelişmiş devlet, tecrübeli isimlerini özel temsilci olarak başarıyla değerlendiriyor.
Türkiye’yi Avrupa’da başarıyla temsil eden Prof. Dr. Mithat Melen’i
Amerika ve AB ilişkilerinizde özel temsilci olarak görevlendirmek. Ya da Van’da büyük ağırlığı olan Mithat hocayı toplumsal barış için elçi yapmak veya İran, ABD ve Türkiye üçgeninde değerlendirmek Türkiye’ye çok şey kazandırabilir.
Vasatlardan oluşan bir toplum olmayalım
Bunun gibi daha pek çok değerli isme sahip olan ülkemiz maalesef tecrübeli ve bilgili insan sermayesini uluslararası arenada kullanmıyor.
Ama bütün bunları yapabilmek için de analitik düşünmek gerek. Kendi kültürünü, insanını, birikimlerini, değerlerini ve parayla ölçülemeyecek vasıflı ve bilgili insan sermayemizi bilmiyoruz.
Bakın Çin ile ekonomimizi nasıl entegre edelim derken konu nerelere geldi. Ama düşünce tarzımızı değiştirmeden, dünyada başarılı olmamız mümkün değil. Nereden mi biliyorum? Başarılı olanlar böyle yapmış da ondan…
Geleceğini daha net görmek ve strateji geliştirmenin temel şartı analitik düşünmekten geçer. Geçmişi doğru okumak ve anlamakla başlayalım. O günün şartlarıyla olayları değerlendirmek, tarih bilmek, doğru teşhis yapmak insana objektiflik ve olaylara daha net bakmayı kazandırır.
Vasatlardan oluşan bir toplum, dünya sıralamasında da vasatlar arasında kalmaya mahkumdur.