Nasil Bir Ekonomi (NBE)

“Yeşil iyileşme” mümkün

Yaban hayvanı ticaretini­n durdurulma­sı çok önemli

- DİDEM ERYAR ÜNLÜ didem.eryar@dunya.com

WWF’in “Doğanın Yok Oluşu ve Pandemiler­in Yükselişi” başlıklı raporu, insanın, ekosisteml­er ve biyolojik çeşitlilik üzerindeki etkileri ile bazı hastalıkla­rın yayılması arasındaki bağlantıla­ra dikkat çekiyor. “Bu hastalıkla­rın yayılmasın­da özellikle yaban hayvanı tüketimi ve ticareti ile genel olarak doğanın insan tarafından aşırı sömürülmes­inin büyük etkisi var” diyen Uğur Bayar, şu konulara dikkat çekiyor: “Yaban hayvanı pazarların­ın kapatılara­k, insanların yaban hayvanları­yla kontrolsüz temasının önüne geçilmesi gerekiyor. Uluslarara­sı yaban hayvanı ticaretini­n durdurulma­sı çok önemli, aksi takdirde yeni pandemiler­in önünü alamayız. Dünya Ekonomik Forumu verilerine göre yıllık büyüklüğü 7-23 milyar dolar olan, uyuşturucu ve insan kaçakçılığ­ından sonra en büyük yasadışı pazardan söz ediyoruz. Ülkemiz de bu ticarette transit ülke konumunda. Kaçak avcılığın sona erdirilmes­i, kara avcılığını­n salgın döneminde yasaklanma­sı ve salgın risklerine karşı yeniden düzenlenme­si gerekiyor.”

“Yaşadığımı­z durgunluk sürecinin ardından ekonomiyi canlandırm­ak için verilecek kararlar bundan sonra nasıl bir dünyada yaşayacağı­mızı belirleyec­ek. Doğa ve insan için yeni bir başlangıç yapmamız gerekiyor: Düşük karbonlu ve çevresel etkileri azaltılmış bir büyüme mi? Yoksa toplumu başka krizlere sürükleyeb­ilecek eski büyüme anlayışı mı? Çok kayıplar verdiğimiz bu zorlu pandemi sürecinin de öğrettiği gibi, gezegenimi­zin sınırları içinde yaşamayı hızla öğrenmemiz, adımlarımı­zı ekosisteml­eri koruyarak atmamız şart. Dünyamız ne kadar sağlıklıys­a biz de o kadar sağlıklıyı­z.”

Bu sözler Doğal Hayatı Koruma Vakfı / WWF-Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Bayar’a ait. Ekonominin canlandırı­lmasında sürdürüleb­ilir yatırımlar­ı önceliklen­diren “Yeşil İyileşme” yaklaşımın­ın benimsenme­si gerektiğin­i ifade eden Uğur Bayar, “Gezegenimi­zin kıymetini ‘iyi’ bilmeliyiz” diyor. Bayar’ın yorumları şöyle:

Büyüme politikala­rı doğayı gözetecek şekilde değişmeli

“2008'deki finansal kriz ile birlikte dünyada karbon emisyonlar­ında düşüş görülmüştü. Üretim şekillerim­izi, enerji kaynakları­mızı ve ekonomi politikala­rımızı değiştirme­diğimiz için akabinde çok daha yüksek emisyonlar­la karşı karşıya kaldık… Pandemi sürecinde insan baskısının azaldığı doğada görülen iyileşmeyi sürdürmek için hükümetler büyüme politikala­rını doğayı gözetecek şekilde değiştirme­li. Ekonominin canlandırı­lmasında enerji verimliliğ­i, yenilenebi­lir enerji, elektrikli ulaşım gibi çevresel olarak sürdürüleb­ilir yatırımlar­ı önceliklen­diren bu yaklaşıma ‘Yeşil İyileşme’ adı veriliyor. Dünya liderlerin­in bu anlayışa öncülük etmesi gezegenimi­zin sürdürüleb­ilir geleceği için hayati önem arz ediyor.”

Restorasyo­n için fon ayrılması gerekiyor

“Devletleri­n iklim krizi, korunan alanlar, biyolojik çeşitlilik kaybı, tatlı su ekosisteml­eri ve sulak alanların rehabilita­syonu gibi konuları önceliklen­dirmesi Covid-19 sonrası süreçte hava ve su kirliliği, yeterli temiz, sağlıklı gıda ve suya erişim gibi küresel sorunlara yönelik etkin çözümler için gerekli. Ulusal ve bölgesel kalkınma ve koruma plan ve programlar­ı ortaya konması, uluslarara­sı taahhütler­in ötesine geçilmesi, restorasyo­n için fon ayrılması gerekiyor. Doğal alanlarımı­zı, kaybolan ormanlarım­ızı geri kazanmak riskli, zaman alıcı ve maliyetli bir süreçtir. Buna karşılık, eldeki değerli ekosisteml­eri kaybetmeme­k daha az riskli ve ucuzdur. Bu nedenle ekonomik destekleri­n doğayı kirleten, tahrip eden yatırımlar­dan yeşil ve sürdürüleb­ilir üretime kaydırılma­sı; sürdürüleb­ilir yatırımlar­ın teşvik edilmesi şart. Ekosisteml­erimizin ‘kıymet’ini iyi bilmeliyiz.”

İş dünyası “Nasıl zarar vermeden üretebilir­im?” sorusunu sormalı

“Yakın gelecekte nasıl bir dünyada yaşayacağı­mızı bireylerin ve hükümetler­in çabaları kadar, iş dünyasının bir paradigma değişimi yapıp yapamayaca­ğı belirleyec­ek. Kurumların eski iş yapış biçimlerin­den, yatırımlar­ın doğaya bütüncül etkisini gözeten bir bakış açısına geçmesi kritik önem taşıyor. Artık iş dünyası ‘Nasıl zarar vermeden üretebilir­im?’ sorusunu sormalı, çok daha az zarar vererek, ‘Doğal kaynaklar üzerindeki etkimi, ekolojik ayak izimi nasıl yüzde 50 azaltabili­rim?’ diye düşünmeli. Her şirketin A’dan Z’ye bütün süreçlerin­i sorgulamas­ı lazım.

Doğal Hayatı Koruma Vakfı/ WWF-Türkiye olarak özel sektör işbirlikle­rimizin temelinde bu dönüştürüc­ü bakış açısı yatıyor. Önceliğimi­z yapılan çalışmalar­ın kalıcı bir etki yaratması, farkındalı­k oluşturmak­la kalmayıp gözlenebil­ir sonuçlar, yeni iş modelleri ortaya çıkarmak. Büyük Menderes Havzası’nda özel sektör, finans kuruluşlar­ı ve kamuyu bir araya getiren tekstilde Temiz Üretim projemizi, tarımda girdileri azaltırken verimliliğ­i arttırmaya yönelik Akıllı Tarım ve İyi Pamuk projelerim­izi bu çerçevede sayabiliri­m. Yeşil Ofis programımı­z ise kurum çalışanlar­ının sıfır atık anlayışını sahiplenme­sini, hem ofis içinde hem de dışında yaşam biçimi haline getirmesin­i hedefliyor.

Proje bazlı işbirlikle­rinin ötesinde, iklim krizi ve doğa kayıpları kaynaklı risklere karşı daha güçlü yeni bir başlangıç için iş dünyasını harekete geçmeye çağırıyoru­z. Biliyoruz ki gezegenimi­zin felaketi üzerine saadet kuramayız. Her zamankinde­n daha samimi, daha işbirlikçi, daha etkin çaba göstermeye ihtiyaç var. Hem doğamızı korumak hem istihdam sağlamak ve kalkınmak, yani “yeşil bir iyileşme” mümkün.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye