İşte yaşınız, işte kalan zamanınız!

Doğuşta beklenen yaşam süresi doğal olarak artmaya devam ediyor. Çarpıcı veri ise hangi yaş grubunda olanların ne kadar ömrünün kaldığına ilişkin tahmin. Bu tablo aklımıza getirmediğimiz, getirmek istemediğimiz o kaçınılmaz sona ilişkin durumu gözler önüne seriyor.

Dikkatli okurların gözünden kaçmamış olması çok muhtemel. Bu başlığı ikinci kez kullanıyorum. Yaş gruplarına göre ne kadar ömür tahmin edildiğine ilişkin verileri aktarırken 27 Eylül 2018’de de aynı başlığı kullanmıştım. Çünkü durumu çok iyi yansıtan bir başlık olduğuna inanıyorum.

Yaşımız kaç ve kaç yıl daha ömrümüz kaldığı tahmin ediliyor.

2018’de açıklanan veriler 2015-2017 dönemine ilişkindi. TÜİK bu kez 2017-2019 dönemi verilerini açıkladı.

Yaşımıza göre ne kadar ömrümüz kaldı? Tahmin tabii ki, tahmin ama hiç aklımıza getirmediğimiz, getirmek istemediğimiz bir tahmin.

TÜİK’in dün açıkladığı tablo aslında suratımıza bir tokat gibi inmeli ve bizi kendimize getirmeli.

Hiç bitmeyecekmiş gibi bir ömür sürmek, azimli ve hırslı olmak yerine göre iyi güzel de, biliyoruz ama bilmezden geliyoruz, bir son var işte. Ve o son, hızla yaklaşıyor.

Hani çocuklar için zaman bir türlü geçmek bilmez, belli bir yaşa gelince de biliyoruz ki zamanın akma algısı birden değişiverir. Bu sefer de başlarız, yılların nasıl hızla geçtiği yakınmasına.

Son hızla yaklaşıyor...

TÜİK’in çalışması o tatsız sona ne kadar yakın olduğumuzu ortaya koyuyor. Daha erken ya da daha geç olabilir elbette; ama bir ortalama var ve onu görmek ürkütücü.

Düşünün, 60 yaşında bir politikacının erkekse ortalama 20, kadınsa 24 yılı var. İnsan ister istemez siyasetçilere bakıp düşünüyor; “Bu kadar hırs niye”!

Üstelik tahmin edilen bu ömrün tümünün çok sağlıklı bir şekilde geçirilmesi de beklenemez.

Bu konudaki tahmini de aktaralım. 60-64 yaş grubundaki erkek için sağlıklı ömür beklentisi 9.5 yıl, kadın için ise 7.3 yıl. İstisnai bir durum yaşamazsanız, 60 yaş civarındasınız ve yaşınız 70’e gelmeden sağlığınızı belli ölçüde yitirmiş olacaksınız.

Hırs yalnızca politikacılarda mı; ya iş insanları... İşi döndürmek için, istihdam sağlamak için, maddi-manevi iyi bir miras bırakmak için çaba göstermeye devam etmek elbette iyi de, bu amaçları bir kenara koyup bankadaki parayı çoğaltmak için çabalamanın alemi var mı? O parayı yemek bile mümkün olmayacak gibi görünürken...

Zaman zaman tanık oluyoruz; çok önemli bir işi, çok önemli bir makamı bırakıp kendini dinlemeyi, doğayla içli dışlı olmayı tercih eden insanlar çıkıyor. Belki bire bir görmeseler de bu tabloyu hissediyor bu insanlar. Aklın yolu bir; TÜİK’in bu tablosunu incelemek gerekmiyor ki; önümüzde büyüklerimiz vardı değil mi!