Yazmaktan usandım ama…
Ordino diye diye bir yılı geride bıraktık. Sonuç başladığımız yerdeyiz. Şimdi Ticaret Bakanlığı yetkilileri daha ne yapayım diyebilir. Meclisimiz ve Cumhurbaşkanımız kanun çıkartır. Devletin memurları bu kararları uygulamakta isteksiz davranırsa ne olur. Danıştay karar verir ve gümrüklerde yıllardır alınan ordino masrafının artık alınamayacağına hükmeder. Ama gümrüklerde buna uyulmazsa bunun adı nedir? Devlet olarak karar alacaksınız ama görevlileriniz işlerini yapmayacak. Marifet karar almak değil, alınan kararları uygulamaktır. Dış ticaret yapan şirketler birer birer acenteleri, yıllardır aldıkları haksız kazanç için mahkemeye vermeye başladı. Danıştay’ın verdiği karar ve kazanılan emsal davalar dış ticaret yapan firmaları cesaretlendirdi. Şimdi de ordino ya da yük teslim belgesi yerine başka isimlerle tüccardan para alma yoluna gidiliyor. Acente dernekleri maalesef bu işte milyarlarca doların yurt dışına çıkmasına aracılık ediyor. Bunu rakamlarla daha önceki yazımda dile getirdim. Hiçbir Allah’ın kulu ne oluyor, bu böyle değil demiyor. Çünkü limanlardaki maliyetler ortada. Bakınız geçmiş yazılarıma. Türkiye’de dış ticaret yapmak çok pahalı. Paranın yanında zaman da kaybediyoruz. Bu tempoyla ithalat ve ihracat yapmaya devam edersek, binlerce kilometre uzaktaki Çin malını bizden daha kısa zamanda Avrupa’ya götürecek. Millet kuşak yollarla mesafeleri kısaltırken, biz bu maliyetlere dış ticaret hedeflerimizi tutturamayız. Türkiye’nin parasını deniz gibi görenlere dur demenin zamanı geldi de geçiyor.