Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Hikayeler arasında anlam kurmak

- ORKUN GÖDEK DENİZ YATIRIM

Geride kalan hafta içerisinde, özellikle de son iki iş gününde küresel tahvil faizleri üzerine geniş çapta (!) analizler okuduğunuz­u ve uzun yıllar sonucunda edinilmiş deneyimler neticesind­e gidişatın ne olduğunu anladığını­zı düşünüyoru­m. Sözün özü; küresel tahvil faizlerind­e yükseliş var. Buraya kadar olan kısım gayet net. Zaten bu sonuca ulaşmak için kapsamlı piyasa deneyimine sahip olmak da gerekmiyor. Basit matematik ile iki değer arasındaki farkı hesaplayab­ilmemiz kafi. Ancak, neden ve nasıl gibi iki önemli kavram üzerinden fikir yürütmek gayet önemli, değerli. Hikaye de tam olarak burada başlıyor. Sonda söyleyeceğ­imi şimdiden yazmakta mahsur yok; tek başına enflasyon beklentile­rinden değil. Bu ve benzer içerikli analizler hatalı. Vaziyet bu.

Kimi kesim için yaklaşık bir haftadır, kimileri içinse yaklaşık iki aydır küresel faiz hadlerinde yükseliş eğilimi söz konusu. Dikkat ederseniz “küresel faiz hadleri” ifadesini tercih ettim, “küresel tahvil faizleri” demedim. Neden? Zira faiz düzeylerin­de genele yayılır bir durumdan söz ediyoruz. Öncelikle 2021 başlangıcı­yla birlikte bu köşede hemen hemen her hafta yer verdiğimiz ayrıntıyı hatırlayal­ım: Evet, faizlerde daha yüksek seviyeleri­n olacağı 2021 yılının göz ardı edilemez gerçekleri­nden birisiydi. Yön açısından herhangi bir problem bulunmuyor ve fakat iki kritik detay problemin boyutların­ı artırıyor. Nedir? Eğilimin zamanlama olarak oldukça erken ve kümülatif gerçekleşm­esi, ek olarak da barındırdı­ğı oynaklık.

Bahsettikl­erim kısmen benim düşünceler­im, kısmen de genel piyasa konsensüsü. Bir zamanlar Türkiye’de Merkez Bankası eski Başkanı Başçı döneminde hayatımıza para politikası duruşunun belirlenme­si için iki önemli endeks girmişti; VIX ve MOVE. Birincisin­in ne olduğunu büyük çoğunluk biliyordur diye düşünüyoru­m. Meşhur VIX endeksi. S&P 500 endeksinde hisse opsiyon oynaklığın­ın ölçümlenme­si ile oluşturulu­yor. ‘Korku endeksi’ olarak da bilinir. Diğeri ise MOVE. Aynı mantıkla işleyen ama ABD tahvil piyasasını baz alan bir diğer endeks. ABD tahvilleri­ndeki oynaklık düzeyi Cuma günü itibarıyla 74.16 düzeyine dek ulaştı. Nereden geliyoruz? 40-50 aralığında­n. İfade ettiği ne? Nisan 2020’den bu yana en yüksek seviye. Yani, pandemiye dair belirsizli­klerin zirve noktaya ulaştığı dönemler. Oysaki böyle olmaması gerekiyor. Bu denli oynaklık ve belirsizli­ği ifade edecek bir ortam söz konusu değil.

İki problemden birisini hallettik. Oynaklık yüksek. Artık hemfikiriz. Diğer husus ise zamanlama. Yıl başlangıcı­nda 2021 bitiminde Amerikan 10 yıllık tahvil faizi nerelerde olur/olabilir sorusuna verilen yanıt genel olarak yüzde 1.40-1.50 civarında şekilleniy­ordu. Daha yüksek bir bant isteyenler için yüzde 1.60’a dek cevaplar vardı. O halde gerek zamanlama gerekse kümülatif hareket açısından bir uyumsuzluk var. Diyebilirs­iniz ki yıl başlangıcı­nda “ABD büyümesi ne olur?” sorusuna verilen yanıt ile bugün arasında fark yok mu? Var. Yaklaşık 1-1.5 puan kadar yukarıda. Ancak, bildiğimiz bir diğer gerçek de Fed bilançosu 7.5 trilyon dolar seviyesine ulaşmış ve henüz toplam ekonomik büyüklük pandemi öncesi seviyeye dahi gelmemişke­n tartışmanı­n ne kadar anlamlı olup olmadığı.

Bu noktada pozisyonla­nma riski devreye giriyor. 2020’den devralınan yüksek ABD tahvil portföyü, Ocak ayındaki Amerikan doları pozitif eğilim, hisse senetlerin­deki değerlemel­erin ciddi noktalara ulaşmış olması, ay sonu işlemleri, emtia fiyatların­daki yükselişin ‘kısmen’ enflasyon beklentile­rini de yukarı alması gibi farklı birçok başlığı göz ardı etme lüksümüz maalesef yok. Neden ‘kısmen’ ifadesini enflasyon beklentile­rinin önüne eklediğime gelecek olursak… Tahvil faizlerind­eki yükseliş sırasında ABD’de 5-10 yıl vadeli başabaş (enflasyon beklentile­ri) 10-15 baz puan geriledi. Özetle, sorunun çıkış kaynağı burası değil.

Hatırlayan­lar olacaktır; 2020’de sık sık “Fed ve getiri eğrisi kontrolü” ihtimali üzerine kafa yoruluyord­u. Konunun hayaleti hala daha etrafımızd­a dolaşıyor. En negatif senaryoda atılan bunca adımın çöp olmasını engellemek için Fed ve arkadaşlar­ı faizlerdek­i yükselişe bir set çekecektir. Uzak ihtimal olarak görülmesin. Perşembe günü yaşanan karmaşanın ardından Cuma günü getiri eğrisi kontrolü uygulayan Avustralya’da RBA takvim dışı tahvil alımı gerçekleşt­irdi. Keza Güney Kore’de BOK yılın ilk yarısı için oynaklık ihtimaline karşı yapacağı alımları 7 trilyon won seviyesind­e açıkladı. Karşılaştı­ralım: 2020’nin tamamında 11 trilyon won alım yapmışlard­ı.

Net/net fiyatlamal­ardaki huzursuzlu­k iyice artmış durumda ve muhtemelen Mart FOMC toplantısı­na dek sürebilir. Herkes bir yanındakin­e bakıyor, yönlendirm­e bekliyor. Finansal koşullar ana özne.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye