Parad gmalar değ ş yor
Paradigma lafını özellikle yaptığım konuşmalarda kullanmayı seviyorum. Sözlük anlamıyla bakarsanız tanımı “değerler dizisi”… Aslında tüm yaşamımız, bireysel, sosyal ya da iş hayatımız hep bir değerler dizisi içerir. Yaptığımız her şeyin bir değer bütünü vardır. Farkında olsak da olmasak da yarattığımız değerle toplumda, dünyada varlığımızı sürdürürüz. Kurumların değer yaklaşımı Kurumlar için de durum aynı… Oluşturdukları değer ile hayatlarına devam ederler. Bugün yaşadığımız süreç içinde işte bu değer tanımları değişiyor. Hatta bazıları yıkılıyor. Ve bu süreç önemli değişimleri içeriyor. Değişimlerin sonuçlarını gelecekte daha net görebileceğiz belki… Tabii bu bitmeyen, dinamik bir süreç. Basitçe anlatırsak; örneğin, toplumların yönetimlere güveni kayboluyor. Ya da bir tüketici olarak dağıtım şirketinden beklentimiz değişiyor. Değer dizisinin her halkasında da bu gerçekleşiyor. Değerin temel tanımı değişince de değişim dalgası büyüyor. Paradigma değişimi Diyebiliriz ki her alanda büyük bir paradigma değişimi var. Bir üründen beklediğimiz şeylerle yaşamdan beklediğimiz şeyler aynı zamanda değişiyor. Paradigma değişimi son yıllarda özellikle teknolojinin getirdiği olanaklarla başlamıştı. Aslında çift yönlü hareket ediyor; bir yandan teknoloji paradigmaları değiştiriyor. Diğer yandan yaşanan değişimlere teknoloji ile karşılık vermeye çalışıyoruz. Geleceği konumlamak Bu durumda gelecek nasıl konumlanacak? Değişimi iyi okumak ve uyum sağlamak için sürdürülebilir bir “çeviklik” yaratmak önemli. Kendi sektörünüze bağlı kalmadan bütünü de görmelisiniz. Çünkü değişim her yerden geliyor. İki şeyin niteliğini artırmanız gerekiyor. İnsan yani çalışan ya da yararlandığınız insanlar ve teknoloji… Her ikisinde de kapasitenizi yükseltmelisiniz. Ve yeni çağ insana odaklanacak. Ne yaparsanız yapın insanın değeri yükselecek.