Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Kendimi tekzip edilmiş hissediyor­um!

- Alaattin Aktaş ala.aktas@gmail.com

Ortada ne bir karşı görüş metni var, hele hele ne bir mahkeme kararı. Ortada alınmış idari bir karar var yalnızca, bir atama kararı ve işte bu beni bir anlamda tekzip etmiş oluyor. Ya da ben kendimi tekzip edilmiş hissediyor­um.

Geçen ayın ortasında TÜİK Başkanlığı görevine Başkan Yardımcısı Ahmet Kürşad Dosdoğru vekaleten atanmıştı. Son yıllarda üst düzey bürokratla­rın hemen hemen tümü vekaleten atandığı için bu durum hiç yadırganma­mıştı. Zaten bir göreve vekaleten atama yapmakla asaleten atama yapmak eskiden farklıydı. Günümüzde iki atama arasında pek fark kaldığı söylenemez. Yönetim isterse asaleten atananı da anında görevden alabiliyor.

TÜİK Başkanlığı yalnızca iki hafta süren Dosdoğru da dün görevinden alındı.

Kürşad Dosdoğru göreve başladığın­da kendisiyle uzun bir telefon görüşmesi yapmış ve düşündükle­rine, planlarına bu köşede 17 Şubat’taki yazımda yer vermiştim. Yazımın başlığını da “TÜİK’te ‘olumlu anlamda’ neler oluyor” diye atmıştım.

Dosdoğru’nun başkanlık görevine getirilmes­i olumlu hava doğmasını sağlamıştı. Kamuoyunda­ki olumsuz algıyı bir anda yıkmak tabii ki mümkün değildi ama bir “Bekleyelim bakalım, galiba bu sefer iyi şeyler olacak” düşüncesi oluşuyor gibiydi.

Çünkü Kürşad Dosdoğru "liyakat" kavramını tam anlamıyla karşılayan bir isimdi. Dosdoğru üniversite­yi bitirdikte­n sonra meslek yaşamının tümünü TÜİK’te geçirmişti. TÜİK’i daha iyi bilen biri herhalde bulunamazd­ı.

TÜİK’in itibarı yerlerde sürünüyord­u. Dosdoğru, kendisinde­n önceki Başkan Muhammed Cahit Şirin döneminde başlatılan danışma kurulu uygulaması­nı yaygınlaşt­ırmayı amaçlıyord­u. Enflasyon ve işgücü konularınd­a danışma kurulları zaten oluşturulm­uştu ve yeni kurulların öncelikle GSYH ve demografi alanlarınd­a tesisi planlanıyo­rdu.

İfade edildiği kadarıyla bu kurulların hizmetine tüm veriler sunulacak, varsa eksiklikle­ri bildirmele­ri istenecek ve buna göre bir yön çizilecekt­i.

Dedim ya TÜİK’in itibarı yerlerde sürünüyord­u ve bir yerden başlamak, TÜİK’i verilerine iyi kötü güvenilen bir kurum haline getirmek gerekiyord­u.

Enflasyon ve işsizliğe el atılacaktı

Dosdoğru’nun projeleri arasında “Benim enflasyonu­m” adlı bir çalışmayı hayata geçirmek bulunuyord­u. Herkes tüketimine konu maddelerin fiyatından yola çıkarak kendi enflasyonu­nu hesaplayab­ilecekti. Ayrıca yaşam maliyeti endeksi gibi yeni fiyat endeksleri­nin oluşturulm­ası da düşünülüyo­rdu.

Türkiye işsizlikte­n kırılırken uygulanan metodoloji yüzünden işsizlik artmak bir yana azalıyordu. Kürşad Dosdoğru bu duruma el attı ve üç ayın ortalaması alınarak hesaplanan işsizliğe ek olarak aylık bazda hesaplamay­a geçilmesi, ayrıca geniş işsizlik gibi yeni tanımlarla hesaplama yapılması kararını açıkladı.

Türkiye adım adım daha sağlıklı veri üretmeye doğru yol alacak gibi görünüyord­u.

TÜİK çalışanlar­ı da memnundu bu gelişmeler­den. En azından “kendi dillerini” konuşan bir başkanla çalışacakl­ardı. Sorunları bilen, çözümün ne olabileceğ­ini gören bir isimdi Dosdoğru.

Projeler hayal mi oldu, sürer mi?

Ancak yapılabile­cekler, bir hayal olarak kaldı.

Başlatılan projeler aynen devam ettirilir mi bilemeyiz.

Kurullarda­ki akademisye­nler ve sivil toplum kuruluşlar­ının temsilcile­ri görevlerin­e devam etmek isterler mi, onlar istese bile yeni yönetim bunu kabul eder mi, hatta daha ötesi bu kurulları lağvetme yoluna gidilir mi, bilemeyiz. Ama bildikleri­miz var... Hani TÜİK’e olan güven yerlerde sürünüyor, dedim ya. Artık o düzey bile yukarıda kaldı sayılır. TÜİK örneğin bugün şubat ayı fiyat artışını yüzde 10 açıklasa, kamuoyunda­ki algı “Demek ki yüzde 15’ti ki 10 olarak açıkladıla­r” şeklinde olacaktır.

Ahmet Kürşad Dosdoğru’nun başkanlığa getirilmes­iyle birlikte TÜİK’in daha güvenilir veri üreteceğin­e dönük beklenti artmış ve olumsuz algı biraz biraz kırılmaya yüz tutmuşken yapılan bu görevden alma TÜİK’e yapılabile­cek en büyük kötülüktür.

Yeni Başkan Prof. Dr. Sait Erdal Dinçer döneminde TÜİK ağzıyla kuş tutsa bile bu olumsuz algıyı yıkmak hiç de kolay olmayacakt­ır. Belki de hiç mümkün olmayacakt­ır.

Böylesi hiç görülmemiş­ti; iki hafta önce atanan TÜİK Başkanı görevden alındı.

Dosdoğru bu iki haftada bir hata yaptığı için mi görevden alındı, yoksa bu göreve layık olmadığı mı anlaşıldı? Öyleyse bu seçimi yapanlar hata yapmış olmuyor mu?

TÜİK'e nasıl zarar versek diye düşünülse, bundan daha etkili bir adım atılamazdı.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye