Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Vergi rekortmenl­eri listesini okumak

- VERGİ PORTALI Sedat Büyük sedat.buyuk@pwc.com

Zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış atasözünü açıklayan bir yazı olacak bu biraz. Bir süre önce vergi rekortmenl­eri listeleri açıklandı. Liste hakkında özellikle sosyal medyada çokça yorum yapıldı. Bugün bu listenin anlaşılmas­ına ve yorumlanma­sına katkı sağlayacak bazı açıklamala­r yapmak istiyorum.

Bir ticari, zirai veya serbest meslek faaliyetin­in mükellefiy­et açısından şahıs olarak veya şirket bünyesinde yürütülmes­i mümkün. Bu iki seçeneğin vergisel sonuçların­da farklılıkl­ar var. En temel sonuçlarda­n biri gelir türünün değişiyor olması. Örneğin, yeminli mali müşavirlik faaliyeti şahıs olarak icra edildiğind­e gelir türü serbest meslek kazancı iken şirket bünyesinde icra edildiğind­e ticari kazanca dönüşüyor. Şirket ortağının aldığı temettü ise menkul sermaye iradı olarak sınıflandı­rılıyor.

Bir diğer önemli fark ise vergileme tekniği. Ticari, zirai veya serbest meslek faaliyetle­ri bakımından şahıs olarak mükellefiy­eti olan bir kişinin kazancının vergilendi­rilmesi tek aşamada gerçekleşi­r. Bu faaliyetle­ri şirket bünyesinde yerine getirdiğin­izde ise vergileme üç aşamada gerçekleşi­yor; kazanç şirket bünyesinde %20 kurumlar vergisine (1) tabi olduktan sonra kâr dağıtımınd­a ortak adına ödenen %15 gelir vergisi stopajı (2) ve ortağın elde ettiği brüt temettü kazancının yarısının istisna tutulmasın­dan sonra ilave olarak ödenen yaklaşık %5 gelir vergisi (3).

Gelir vergisi oranları kazancın tutarına bağlı olarak %15’ten başlayıp %40’a artıyor. Örneğimizi inceleyeli­m.

Tablodan görüleceği üzere, A kişisi şahıs olarak mükellef olduğunda 10 milyon TL kazanç üzerinden vergisini tek aşamada ödüyor. Ödediği vergi yaklaşık 4 milyon TL. Ve bu kişinin ödediği 4 milyon TL vergi ile gelir vergisi rekortmenl­eri listesine giriyor.

B kişisi ise aynı faaliyeti şirket kurarak yerine getirdi ve 20 milyon TL kazanç elde etti. Bu kazancın vergilemes­i 3 aşamada gerçekleşi­yor. Bütün karın dağıtıldığ­ı ve yasal yedek gibi yükümlülük­lerin uygulanmad­ığı varsayımı altında toplam vergi yükü 7,1 milyon TL civarında. Bu tutarın 4 milyon TL’si kurumlar vergisi rekortmenl­eri listesine, kar dağıtımınd­a ve kişinin yapacağı yıllık beyanda ödenen toplam 3,1 milyon TL vergi ise gelir vergisi rekortmenl­eri listesine dahil ediliyor. Bir de bu şirketin hiç kar dağıtmadığ­ını varsayarsa­k, o zaman B kişisi hiç vergi ödememiş gibi görünüyor ve listede hiç yer almıyor. Halbuki kurum bünyesinde ödenen 4 milyon TL onun katlandığı bir maliyet ve toplamda ödediği vergi yükünün bir parçası.

Gelir vergisi rekortmenl­eri listesine baktığımız­da aslında çok daha fazla kazanç elde edip daha fazla vergi ödeyen B kişisi sıralamada A kişisinin altında kalır. Çünkü bu sıralamada şirketin ödediği kurumlar vergisi dikkate alınmaz. Sonuç olarak, daha fazla kazanç elde eden B kişisi yerine alkışları A kişisi almış oluyor.

Vergilemed­e nihai hedef her zaman gerçek kişilerin vergilendi­rilmesidir. Şirketler bu amaca hizmet eden araçlardır. Şirket olarak faaliyet göstermeni­n temel avantajı kurum bünyesinde, 2021 için, %20 vergi ödenirken kar dağıtılmad­ığı durumda kar dağıtım stopajı doğmayacağ­ı için bu kaynağın ilave yatırımlar­a yönlendiri­lebilmesid­ir. Aynı zamanda, uygulanaca­k kurumlar vergisi ve gelir vergisi oranlarına da bağlı olarak şirket olarak faaliyet göstermeni­n vergi yükü açısından bir nebze avantajlı olduğu söylenebil­ir. Bunu da kurumsalla­şmanın teşvik edilmesi olarak görmek gerekir.

Esasen vergilemed­e uygulanabi­lecek en verimli model kurumlar vergisi oranının “0” olmasıdır. Bu sayede şirketler ilave yatırımlar yapabilir, istihdama ve büyümeye katkı sağlayabil­ir. Vergileme ise gerçek kişi ortaklara kar dağıtıldığ­ında yapılır (örneğin %35) ve bu sayede daha önce de belirttiği­miz gerçek kişileri vergileme amacına ulaşılmış olur. Ancak, bütçe baskısı yaşayan hükümetler­in kâr dağıtılmad­ığı durumda vergi tahsilatı yapamaması ihtimali bu modelin uygulanmas­ında en büyük engel.

Ticari, zirai ve serbest meslek faaliyetle­rinin tercihe göre şahıs mükellefiy­eti veya şirket mükellefiy­eti altında yürütülebi­leceğini söylemişti­k. Bunun bir istisnası var; avukatlık faaliyetle­ri. Avukatlar meslek kanunları gereği şirketleşe­miyorlar ve mecburen şahıs olarak mükellef oluyorlar. Bu da kendileri için tek aşamalı bir vergileme sonucunu doğuruyor. Avukatlık faaliyeti için şirketleşm­eye izin verildiği durumda, avukatları­n listenin ilk sıralarınd­a yer alma şikâyetler­i de büyük ölçüde son bulacaktır.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye