Yatırıma para yok, faize çok!
Mülkiyeli bir hocam öğrencilerine “Devlet, bütçede sosyal güvenliğe mi, yoksa yatırımlara mı öncelik vermeli” diye bir soru yöneltiyor. Yanıt tahmin edildiği gibi oluyor. Çoğu öğrenci yatırımlara diyor. Hocamın ifadesiyle birkaç öğrenci sosyal güvenliği de ihmal etmemek gerekir diye not düşüyor. Hocam, bana gönderdiği e-postada “Sonuna kadar haklılar. O yaşta olsam ve okulu bitirdiğimde yaşayacağım iş kaygısını şimdiden hissetsem, emeklilerin durumu benim de dikkatimi çekmezdi” diyor. Hocam, öğrencilerin verdiği bu yanıt üzerine bütçede yatırım ile faiz harcamalarının durumuna detaylı olarak bir kez daha bakma gereği duyduğunu belirterek “Sosyal güvenliğe yapılan transferlere bu kadar tepki gösterenler ya da mesafeli duranlar, faiz harcamalarına ne derler acaba diye düşündüm” diyor.
Vergi devletinden borç devletine...
Uzun yıllar bürokrat olarak da görev yapmış olan hocam gönderdiği postada Bretton Woods sisteminin yıkıldığı 1970’ler sonrası “vergi devleti” nin yerini “borç devleti” nin aldığına dikkat çekerek şunları söylüyor:
“Vergi devleti; yurttaşları, yurttaşlık hakkını, seçmeni, seçimleri, sosyal hakları esas alır.
Oysa borç devleti; uluslararası yatırımcıları, onların taleplerini, alacaklıları, ihaleleri, faiz oranlarını ve anapara ve faiz olmak üzere toplam borç servisini önemser.” “Borcu olmayan kimse kalmadı”
Mülkiyeli hocam tüm dünyada borçların özellikle 2009 yılındaki küresel krizden sonra tırmanıp gittiğine dikkat çekiyor:
“Uluslararası Finans Enstitüsü verilerine göre bu yılın mart ayı sonu itibarıyla dünyada borçların toplamı 289 trilyon dolar oldu. Bu tutarın 86 trilyon doları yükselen ekonomilerin borcu. Geçen yıl 75 trilyon dolar olan bu tutarın artışında şirketlerin borçlarındaki artışın etkisi dikkati çekiyor.
Demem o ki, borçlu olmayan kimse kalmadı. İnsanlar, şirketler, devletler herkes borçlu...
İyi de alacaklı kim? Cevabı biliyorsunuz; parası olanlar. Gittikçe daha da finansallaşan ekonomilerde borçlular aldıkları borcun karşılığında borç verenlere faiz ödüyor ve böylece parası olanlar giderek daha fazla zengin oluyor.”
"Türkiye 'vergi devleti' olamamanın doğal sonucunu yaşıyor. Devlet, 'Bizden vergi alma borç al'
diyenlerin isteğini yerine getiriyor."
"Harcamaların onda birinden fazlası faize gidiyor. Faiz geliri elde edenlere, yani zaten parası olanlara bütçeden biraz daha fazla transfer yapılıyor."