Yeni nesil tarımın öncüsü
SÜRDÜRÜLEBİLİR ÜRETİMİ HEDEFLEDİ
Adana Karataş’ta iş insanı Suphi Arıer, geleneksel Atalık buğdayın bilimsel yöntemlerle üretilmesi için proje geliştirdi. Üniversite ile işbirliği yapan Arıer, üretimde doğanın döngüsünden de destek alarak daha az kaynak kullanıyor.
Geliştirdikleri yenilikçi metodlarla tarımın yeni dönemine öncülük yapan çiftçilerin sayısı giderek artıyor. Kaynakların doğru kullanılmasına olanak yaratan, doğal döngüyü öncelikleyen uygumalar sürdürülebilir tarımın yaygınlaşması açısından önem taşıyor.
Verimli ve üretken tarım faaliyetlerinin yanı sıra ülkemiz kaynaklarının geleceği açısından da değer yaratan yeni nesil uygulamalardan biri Adana Karataş’ta devreye sokuldu. Karataş’ta 2 bin dönüm arazide tarımsal üretim yapan Suphi Arıer, ‘atalık’ buğday çeşitlerini doğa dostu uygulamalarla pazara sunmak için proje geliştirdi.
Kadim buğday türlerinin pazara kazandırılmasını hedefleyen projede, deniz suyundan sulama suyu elde edilmesine yönelik çalışmalar ile bio-fümigasyon ile toprak ıslahı gibi yöntemler devreye alındı. İşletme sahibi Suphi Arıer, Anadolu’nun siyez, karakılçık, kavılca gibi kadim buğday türlerini aynı anda üreten ‘belki de Türkiye’deki tek çiftlik’ olduklarını söyledi. ‘Atalık’ adı verilen bu türlerin kromozom sayılarıyla hiçbir şekilde oynanmadığını, asla ıslah edilmediğini, binlerce yıl önceki özelliklerini bugün de devam ettirdiklerini ifade eden Arıen, “Bu değerlerimizi günümüz insanı ile buluşturmayı hedefliyoruz” dedi.
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tarla Bitkileri Bölümü ile işbirliği yaptıklarını, kadim türleri bilimsel yöntemlerle bir program dahilinde insanlara ulaştıracaklarını anlatan Arıer, “Ürünümü tüketiciye bilgi vererek sunacağım. ‘Buğdayımın cinsi, protein, sedimantasyon değeri, glüten oranı, ruşeym değeri, kül değeri budur’ diyeceğim” ifadesini kullandı.
Dikey zirai işletme modeli
Tarımda yenilikçi yaklaşımları benimsediklerini, zirai işletme modeli olarak de farklı bir yapı kuracaklarını ifade eden Arıer, “Dikey entegrasyon bir zirai işletmeden söz ediyorum. Tohumunu ıslah edip yetiştirdiğim, yemini ürettiğim, nitelikli gıdayı kendi markam altında satabileceğim bir model” dedi.
Arıer, bölgede uzun süre aynı tip ürünlerin, aynı yöntemlerle ekilmesi nedeniyle ‘toprağın yorgun’ olduğunu, bu sorunun çözümüyle ilgili yeni bir yöntem uyguladıklarını belirterek şunları kaydetti: “Bu yıl ilk kez 50 dönümde bio-fümigasyon uygulamaya başladık. Tek bir işlemle hem yabancı otlar ile hem bitkiye zararlı canlılarla mücadele ediyoruz, ayrıca toprak ıslahı yapıyoruz ve canlı hayvan gübresi faydası sağlıyoruz. Uygulamanın gübre maliyetini yüzde 20 düşürmesini bekliyoruz.”