AROLAT’TAN
Düşük ve orta teknolojide yoğunlaşan sanayi üretimi yine arttı ancak dolar cinsinden kg ihracat değeri 1.5 dolar çıtasını geçemiyor. Son 20-25 yıldır değişmeyen bu kaderi değiştirmenin yolu yüksek teknolojiye destek ve hukuk devletinden geçiyor.
TÜİK Mayıs ayı sanayi üretiminin, aylık %1.3, yıllık %40 arttığını açıkladı. Baz etkisiyle ortaya çıkan bu tabloyu “olumlu” olarak kabullenmek yerine, konunun irdelenmesinin gerekli olduğunu düşünüyorum. Önce bu verilerin nasıl toplandığına bakalım: TÜİK, 5.067 işyerinden her ay 1868 maddeyi kapsayan üretim verilerini derliyor. Buradan sanayi üretim endeksini ortaya çıkarıyor. Sanayi Üretim Endeksi’nde yer alan maddelerin yüzde 6.05’i taş ve toprak sanayi, yüzde 81.1’i imalat sanayi, yüzde 12.44’ü elektrik-gaz ürünlerinden oluşuyor. Bu verinin bir mutlak artışın ötesinde bir kıyaslama ölçüsü oluşturmadığını kabul etmemiz gerekir.
Asıl bakmamız gereken konu, üretimde kullanılan teknoloji ve oluşan katma değerdir. Mayıs 2021’de düşük teknolojili üretim yıllık %42.1 artış göstermiş. Orta-düşük teknolojilerde bu yıllık olarak %47.1 artış oluşturmuş. Orta-ileri teknolojiler yıllık düzeyde %46.9 artış göstermiş. İleri teknoloji üretiminin artışı ise yıllık %14.6 ile sınırlı kalmış. Çıkaracağımız sonuç çok açık: Sanayi üretimimiz düşük ve orta teknolojide yoğunlaşıyor. Bu son 20-25 yılın değişmeyen gerçekliği. Yüksek teknolojili üretimde yıllık artış varsa da bu çok sınırlı, ihracat üstünde etkisi yok gibi. Türkiye sonuçta “yığınsal ilksel mal üreticisi” konumunda kalıyor. Ülkenin dolar cinsinden kg ihracat değeri 1,5 $ çıtasını geçemiyor. Bunu bu şekilde ortaya koyduktan sonra “Ne yapmalı?” sorusunu sormalıyız. Yanıtım açık olacak: Teşvik sistemimizi yeniden ele almalıyız...
Teşvik sistemi ağırlıklı olarak 5. ve 6. bölgeler esaslı bir model üzerine oturtulmuştur. Bu da daha ziyade düşük teknoloji üretimleri teşvik anlamına gelmektedir. Üstelik bu bölgelerin “cazibe bölgesi” olması, düşük teknolojiyi adeta ödüllendiriyor. Yüksek teknolojiye ağırlık verecek yeni bir model gerekiyor. İsrail, Hırvatistan, Estonya gibi ülkelerin son 10 yıldaki canlı deneyi işin “teknoloji parklarında özel teşvikler’’den geçtiğini gösteriyor. Hukuk devletine dayalı olduğunu garantileyen “güven” öğesini de ışınlamak ve beklenen reformları da yapmak gerekiyor.
Başka yolu yok...